CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, yabancı basına verdiği demeç gündem oldu. Özel’in demeçlerini ve İngiliz İşçi Partisi’ne yönelik sözlerini, destekleyenler olduğu gibi eleştirenler de oldu.
Özel, “Avrupa’da kendi evinde demokrasicilik oynayıp Türkiye’de bir otokrasiye stabilite kazandırıp onu kullanarak ‘Türkiye’yi sığınmacı yuvası yaparız, parasını veririz, Suriyelilere baktırırız. Türk ordusunu Avrupa’ya kalkan yaparız’ diyen arkadaş, bu iktidarın seneye değişeceğini bilecek” diyerek aslında İşçi Partisi’nin, Türkiye’ye bakışını özetlemiş oldu.
Özel’in, kendisi arayıp soran herkese açıklama yapması doğaldır. Diğer yandan Avrupa Sosyalist Enternasyonal’e, CHP’nin üye olması nedeni ile enternasyonali ve üye partileri bilgilendirmesi veya eleştirmesi de hakkıdır.
Özgür Özel’in de yaptığı budur. Kaldı ki Avrupa solu ABD emperyalizmi ile mücadele etmese de emperyalizmin başı değildir! Bölgemizde hızla yol alan BOP ve görevlileri dururken Avrupa solu, Türkiye için başat tehdit değildir... Bürkiye’nin üniter yapısını tehdit eden birincil tehlike dururken diğer tehlikeler ile uğraşılmaz. O nedenle Özel’i eleştirmek doğru değildir.
Eğer Özgür Özel ABD emperyalizmden yardım ve görev talep etseydi, o zaman “Dur bakalım” denirdi. Böyle bir şey olmadığına göre açıklamaları doğrudur.
Gelin yüz yıl öncesine gidelim. Sosyalist Enternasyonal ve İngiltere İşçi Partisi’nin tarihine bir bakalım.
İngiltere’de buharın makinasının icadı ile Sanayi Devrimi hızlanmıştı. Üretim ilişkilerini ve ekonomileri etkileyen bu devrim ile işçi sınıfı ortaya çıktı.
1864’te Londra’da toplanan I. Enternasyonal, rekabetçi kapitalizmin analizini doğru yapmış, işçi sınıfına ışık tutmuştu. 1889’da Paris’te kurulan II. Enternasyonal ile yoluna devam eden Avrupa solu, uluslararası nitelik kazanmıştı. Almanya, İngiltere, Rusya, Fransa ve İtalya’daki sol, sosyalist hareketler, Enternasyonal’de etkindi.
İnsanlık kapitalist çağdan emperyalist çağa geçmiş, pazar savaşı I. Dünya Savaşı’nı getirmişti. İngiltere ise emperyalizmin başıydı. 1900’de kurulan ve 1906’da İşçi Partisi adını alan hareket, tarihinin en büyük sınavını 1.Dünya Savaşı’nda verecekti.
II. Enternasyonal ilke olarak savaş karşıtıydı. Savaş kapıya dayandığında ise bu ilke, Enternasyonal’de en çok tartışılan maddeydi. Sovyetleri kuran Rus devrimcileri ile İngiltere, Almanya ve Fransa’nın birliğe üye partileri arasında ayrışma işte burada başladı.
Rus devrimciler; savaşta emperyalist ülkelerinin işçileri, hükümetlerini iktidardan uzaklaştırmaya çalışması gerektiğini savundu. Aynı zamanda da Osmanlı gibi yarı sömürge ve sömürge olan ülkelerdeki işçiler de emperyalizme karşı direnen siyasi hareketleri, desteklemesi gerektiğini söylediler.
İngiltere, Fransa ve Almanya başta olmak üzere II. Enternasyonal’in çoğunluğu buna karşı çıktı ve kendi emperyalist hükümetlerini desteklediler. İngiliz İşçi Partisi hükümette görev alırken, Alman SPD ile Fransa Sosyalist Partisi, savaş bütçelerine açıktan destek verdi.
Savaş başlamadan II. Enternasyonal dağıldı. Avrupa’nın sosyalist, sosyal demokrat partileri emperyalist savaşa destek vermiş, Rus devrimciler ise aldıkları karar gereği, emperyalist Çarlığa karşı mücadeleye başlamıştı.
Osmanlıyı paylaşmak için başlatılan emperyalist savaş biterken, Rusya’da çarlık yıkılmış, Sovyetler kuruluyordu. Rus devrimciler başarmıştı. İngiliz emperyalizmi de İngiliz, Fransız, Alman, sol-sosyalist hareketlerin desteği ile amacına ulaşmıştı. Osmanlı parçalanmış, Anadolu işgal edilmişti.
Dünya emperyalist çağda ikiye ayrılmıştı. Ancak çarlığın yıkılması ile dengeler değişmiş, Osmanlının içindeki antiemperyalist hareketler de baş göstermeye başlamıştı.
Özellikle de Anadolu’daki “Müdafaa-i Hukuk” başat rol oynadı. Bölgede daha sonra emperyalizme baş kaldıracak Baas hareketi gibi hareketlere de örnek oldu.
Yüz yıl önce emperyalizme baş kaldıran ve devlet kuran hareketler ve kurduğu devletler bugün tarih oldu. SSCB parçalandı, GOKAP ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Baas yok edildi.
Elde kala kala Müdafaa-i Hukuk’un, ATATÜRK önderliğinde kurduğu Türkiye kaldı!
Armudun sapı üzümün çöpü ile uğraşılacak dönemde değiliz! BOP ile bağı olmayan tüm muhalefete sahip çıkmak hem tarihsel borç hem de anayasal yükümlülüktür...