D-8, 15 Haziran 1997’de İstanbul’da Erbakan önderliğinde kuruldu.
Türkiye, Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Mısır’ın üyeliği ile yola çıktı.
Merhum Erbakan’ın, daha adil bir dünya düzeni, kalkınma ve güçlenme, barış ve istikrar sağlamak amacı ile kurduğu bir örgütten bahsediyorum.
30 Haziran 1997’de Erbakan’ın istifası ile ABD’ye karşıt ama aynı zamanda rejime de karşıt olan Refah Hükümeti düşürülmüş, yerine rejime muhalif olmayan Mesut Yılmaz getirilmişti.
Ancak Mesut Yılmaz Hükümeti antiemperyalist bir hükümet değildi.
Oysaki ABD karşıtı Erbakan ve çevresi yaşamı boyunca tam tersini savunmuş bir liderdi.
1997’de D-8’i kuran devletlerin hükümetleri o gün İslam hukukuna dayalı bir düzen istemelerine rağmen aynı zamanda da antiemperyalist hareketler olmaları da dikkat çekiciydi.
Bugün D-8’in içinde yer alan ülkelere bakıldığında kuruluş felsefesini taşıyan tek ülke Mısır’dır.
Geri kalan ülkelerin rejimleri ABD tarafından değiştirilmiş, başlarına da (1928’de Mısır’da İngilizlerin kurduğu) İhvan-ı Müslimin örgütüne bağlı hükümetler getirilmiştir.
En önemlisi de ABD’nin en büyük projesi olan BOP’un eşbaşkanlığına kullanışlı olan İhvan getirilmiştir.
Mısır’ın, İhvan-ı Müslimin örgütü ile yakın tarihteki mücadelesini anlatmadan GOKAP/BOP’u anlatmak mümkün değildir.
Çünkü bugün mezarına dahi ziyaretin yasak olduğu ve siyasi simgesi ‘rabia’ işareti olan İhvan’ın önceki lideri Mursi ile mücadelesi çok önemlidir.
Mursi, Mısır’ı üçe bölen anayasayı hazırlayıp referanduma götürmüştü.
Mısır halkı, anayasa referandumdan geçtikten sonra bölünmeyi ancak fark etti.
Halk hemen ayağa kalktı ve dur dedi.
Mursi ve İhvan örgütü vatanı bölmek ve ihanetten yargılandı.
60 bin İhvan üyesi vatana ihanetten tutuklandı.
O günden beri Mısır, ABD ve BOP eşbaşkanının ambargosu altında var olmaya çalışıyor.
Mısır’ı üçe bölen anayasayı kaldırıp milletini birleştiren Sisi, bu şartlar altında direniyor.
100 yıl önce İngiliz emperyalizmine karşı Atatürk’ü örnek alarak başlayan Baas hareketi, bölgede Hindistan’dan, Mısır’a kadar antiemperyalist bir hareket olarak tarihte önemli bir yer almıştı.
Suriye ve Irak parçalandıktan sonra Baas hareketinin kurduğu son ülke Mısır da parçalanma tehlikesi altındadır.
D-8, 19 Aralık’ta bu şartlar altındaki Mısır’da toplandı.
Azerbaycan’ın da üyelinin kabul edildiği toplantı Mısır’ın başkanlığında ve ev sahipliğinde gerçekleşti.
Kurulduğundan beri ilk yeni üyenin Azerbaycan olması beni şaşırtmadı.
Ne de olsa Mısır dışındaki üyelerin ABD ve BOP ile sorunları yok.
ABD’nin BOP eşbaşkanının yardımcısı olan İsrail ile ikili ilişkileri sıkı fıkı olan Azerbaycan’ın D-8’e dâhil edilmesine en çok sevinenler bellidir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada, Suriye’nin toprak bütünlüğü başta olmak üzere BM’nin bölgedeki sorunlara yönelik aldığı kararları, bir başka dille ifade etti.
Gündemde Suriye, Filistin, Gazze ve Lübnan vardı.
Herkes İsrail’i kınadı.
Merhum Necmettin Erbakan olsaydı, ABD’yi ve ABD’nin BOP başkanını ve yardımcısı İsrail’i kınardı...
D-8’in gizli gündemi ne Gazze ne Filistin ne de Suriye’dir.
Çünkü buralardaki savaş ve yıkım, BOP’un istediği gibi sonuçlanmıştır.
D-8’in gizli gündemi Mısır’ı, bölgedeki gelişmelere ve yeni kurulacak devletçiklere ikna etmektir.
Ambargo altında zorlanan Mısır, toplantıda tercihli ticaret çağrısı yapmasına rağmen karşılık bulması zor görünüyor.
Hiçbiri ABD’nin ambargosuna karşı gelecek bir yapı değil; hatta ambargoyu daha da katı uygulayacak İhvan hükümetleridir.
Güneyden de Etiyopya’nın Nil üzerine yaptığı barajlar ile sıkıntı yaşayan Mısır yine de direnmeye çalışıyor.
Mısır’ı korkutmanın ve GOKAP’a boyun eğdirmenin tek yolu, karmaşaya iteklemektir.
Filistin, Lübnan ve Suriye’den gelen mülteci akınını durdurmak için gerektiğinde Sina Yarımadası’nın kapısını açması ise Mısır’ın sonunun başlangıcı olacaktır...