Futbol maçları 11’e 11 oynanır...
Bir takım 10, diğer takım 5 kişiyle sahaya çıkarsa; o maç oynanmaz!
Oynanırsa bile adil bir maç olmaz!
Her yıl bu zamanlarda toplanan bir komisyon var...
Asgari Ücret Tespit Komisyonu!
Adının komisyon olduğuna bakmayın; aslında ikisi iç içe geçmiş üç takımdan oluşuyor:
İşçiler, işverenler ve kamu...
Bu Komisyon’da yer alan 15 kişi her yıl toplanıp, bir sonraki yıl uygulanacak asgari ücreti belirliyor...
Gelin görün ki; işçiler 5, işverenler 10 kişiyle sahaya çıkıyor...
İşler de işte daha bu aşamada b.ka sarıyor.
İşçiler, maç başlar başlamaz 5-0 geriye düşüyor.
Çünkü Komisyon’da beş kişiyle temsil edilen devlet aslında, “en büyük işveren” niteliğinde...
Kamuda tam 1 milyon 350 bin işçi çalışıyor!
Ama o beş kişi Komisyon’da sanki “tarafsızmış” gibi oturup, işçilere gol üstüne gol atılmasını sağlıyor.
Böyle olunca da maç başlamadan bitiyor:
Sonuç; işçi sınıfı yine ve yeni bir “sefalet ücreti”ne, bir yıl boyunca mahkum ediliyor.
★★★
CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel...
Türkiye’nin birinci partisinin lideri olarak her çarşamba ve her cumartesi kürsüye çıkıp, iktidar olunca yapacaklarınızı anlatıyorsunuz...
Ama iktidar olmadan, ana muhalefet lideri olarak bugün yapacaklarınız da var; onları kaçırıyorsunuz...
Mesela; asgari ücretin ya da emekli maaşlarının nasıl eridiğini altın hesabıyla gözler önüne seriyorsunuz da...
Şu “Şikeli Komisyon”dan hiç söz etmiyorsunuz...
Oysa asgari ücret rezaletinin önüne geçmek için bu Komisyon’un yapısının bir an önce değiştirilmesi gerekiyor.
Bunun için kamuoyu oluşturulması görevi de size düşüyor.
★★★
Aksi halde özeliyle kamusuyla 10 kişilik işveren takımı, 5 kişilik işçi takımına her yıl fark atar; size de altın hesabı yapmak kalır!
Düşman!
DEM Parti Gençlik Meclisi, geçtiğimiz Cumartesi günü Diyarbakır’da Öcalan’ın serbest bırakılması için bir eylem yaptı.
Yürüyüşü engellemek isteyen polislere megafonla yapılan anonsta, “düşman” denildi...
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya dün çıkmış adet yerini bulsun diye konuşmuş:
“Hiç kimse polisimize ‘Düşman’ deme alçaklığına cüret edemez. Buna müsaade etmeyiz. Bu söylemi lanetliyorum...”
★★★
İyi de o ‘alçak’, çoktan demiş zaten diyeceğini...
Sen hâlâ “Müsaade etmeyiz, cüret edemez” falan diyorsun...
Hep hamaset, hep hamaset...
İcraata gelince, “barış süreci!”
İşte; böyle, böyle şımarttınız teröristleri...
Madem tükürmeye cesaretiniz yok, boşuna gırtlağınızı temizleyip durmayın...
Sonra işte böyle yutmak zorunda kalırsınız!
GÜNÜN SORUSU
Cumhuriyet Halk Partisi 39’uncu Olağan İstanbul İl Kongresi hafta sonunda yapıldı ve Özgür Çelik yeniden İl Başkanı oldu. Mahkeme tarafından kayyum olarak atanan Gürsel Tekin de görevde... Sorum ortaya...
Özgür Çelik’i seçen delegeleri hep birlikte gördük; peki Gürsel Tekin, kendisini atayan hakim dışında kimi temsil ediyor ve ne iş yapıyor?
Hugumukuguku!
Diyeceksiniz ki “Bu nasıl başlık?”
Ne yapayım; yargımızın bugünkü durumu böyle!
Anayasa Mahkemesi’nin kararının bile uygulanmadığı ülkemizde hukuku tanımlamak için hiçbir söz bulamadım; ortaya böyle bir şey çıktı!
Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Diyarbakır’da yapılan bilimsel bir toplantıda konuşmuş...
“Anayasa Mahkememiz bir ihlal kararı verdiği zaman tüm yargı organlarının, hepimizin buna uyması ve gereğini yere getirmesi gerekir” demiş...
Şimdi... Yaklaşık 21 ay öncesine yani 3 Ocak 2024’e gidelim:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin, TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüştü ve “Hukuki değeri yok” diyerek uymadı!
Yargıtay Başkanı bugün çıkmış diyor ki, “Herkesin uyması gerekir...”
Belli ki kendi kurumundaki arkadaşlarıyla arasında büyük görüş farkı var...
Çok merak ediyorum; madem böyle düşünüyor; Can Atalay’ın uğradığı haksızlığı gidermek için aradan geçen bunca zamanda Yargıtay Başkanı olarak ne yaptı?