Ben her yılın son günü, özlemlerimi yazarım! Açın bakın arşive; hiç şaşmaz... Dua eder gibi sıralarım özlediklerimi, istediklerimi...
Ve ne acıdır ki hiç değişmez bu liste!
★★★
Hâkim isterim; emir almayacak! Polis isterim; masuma gaz sıkmayacak...
★★★
Vali isterim; kul olmayacak... Veli isterim; kapı gibi duracak!
★★★
Vekil isterim; aslına çakmayacak... “Asıl” isterim; yan gelip yatmayacak!
★★★
Patron isterim; güce tapmayacak... İşçi isterim, tuttu mu koparacak!
★★★
Memur isterim; “işini bilmeyecek...” Amir isterim; haddini aşmayacak!
★★★
Asker isterim, “önce vatan” diyecek... Komutan isterim; askeriyle ölecek!
★★★
Mühendis isterim, hesaptan şaşmayacak... Mimar isterim; yamuğa kaçmayacak!
★★★
Doktor isterim; paraya bakmayacak... Devlet isterim; sağlığı satmayacak!
★★★
Kadın isterim; asla ezilmeyecek... Erkek isterim; ölse de ezmeyecek!
★★★
Çocuk isterim; koşacak, oynayacak... Gençlik isterim; “Ata”sını duyacak!
★★★
Halk isterim; kölelikten çıkacak... Hak isterim; haksızlığa vuracak!
★★★
Dünya isterim: tüm renkler yan yana... Dinli-dinsiz, donlu-donsuz kol kola...
★★★
Dünya isterim; paranın gömüldüğü... Çocukların hep ama hep güldüğü!
★★★
Dünya isterim; kardeşçe yaşanılan... Güce değil, dayanışmaya tapılan!
★★★
İşte; dostlar... Ben yıllardır her 31 Aralık’ta “dua eder” gibi yayınlarım bu yazıyı...
Özlemlerimi yazar dururum; belki içlerinden biri duyar da gelir diye!
Ancak; ne fayda:
Her yıl; bir öncekini aratır durur!
Yine de umuttur fukaranın ekmeği...
Ben özlerim; özlediklerimin de yolunu gözlerim.
Gelirlerse şen olur dünya...
Gelmezlerse...
Günahları boynuna!
★★★
Çocuklarınıza, torunlarınıza mahcup olmadığınız...
Ananızın babanızın yüzünü yere düşürmediğiniz...
Sevginizi, aşkınızı doyasıya yaşayabildiğiniz...
Yokluk-yoksulluk çekmediğiniz...
Acıyı, derdi, kederi geride bıraktığınız güzel bir yıl dilerim.
Yılmaz Hoca!
1976’da Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin başkanı oldu.
Akademi, 1982’de Anadolu Üniversitesi’ne dönüştü, o da rektör oldu.
Aynı yıllarda iki dönem Radyo Televizyon Yüksek Kurulu Başkanlığı yaptı.
Türkiye’nin ikinci Sinema ve Televizyon Okulu’nu kurdu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Anıtkabir müzesinde sergilenen birebir boyutlardaki balmumu heykelini yapıp hediye etti.
Eskişehir’in ikinci üniversitesi Osman Gazi’nin ve açık öğretim fakültesinin kurulmasına da öncülük etti.
1999’da DSP’den aday oldu ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Son iki dönemi CHP’den olmak üzere tam beş dönem üst üste bu görevi yürüttü.
Memleketi olan Eskişehir’in çehresini tamamen değiştirdi ve eğlence, spor, kültür alanlarıyla, müzeleriyle, ortasından nehir geçen bir Avrupa kenti yarattı.
CHP Parti Meclisi 2014’te onun cumhurbaşkanı adayı olmasını kararlaştırdı ama bu karar son dakikada Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından değiştirildi. Yerine Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterildi.
★★★
Porsuk Çayı’nı ıslah ederek kente kazandırdı.
Onlarca parka, bulvar ve cadde düzenlemelerine, restorasyona imza attı.
Balmumu Heykel Müzesi başta olmak üzere çok sayıda müzenin yapılmasını sağladı.
Altyapı ve su sorununu tamamen çözdü.
Kenti en çok ziyaret edilen turizm merkezlerinden biri haline getirdi...
★★★
Yılmaz Büyükerşen’den söz ediyorum.
Önceki akşam siyaseti bıraktığını açıkladı.
Bazıları 23 yılda insanı yaşadığına pişman eder...
Bazıları da 88 yaşında bile insana “Ne yapıyorsun Hoca? Nedir bu acele? Daha sana çok ihtiyacımız vardı” dedirtir...
★★★
İyi ki varsın Yılmaz Hoca... Biliyorum Eskişehir’e ve Türkiye’ye daha uzun yıllar hizmet edeceksin.
İzlemeyi sürdüreceğiz!
İtirafçı zinciri...
Bir itirafçının ifadeleri üzerine uyuşturucu temin etmek suçundan tutuklanan eski Habertürk Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy da itirafçı olmuş... Bu yüzden dün apar topar Çağlayan’a getirilmiş.
Kim bilir belki de yeni yıla özgür kalarak girecek.
Ama aklımın almadığı bir durum var:
Bütün suçlular itirafçı olursa ve birbirini gammazlarsa...
Bu sayede herkes serbest kalırsa...
İşlenen suçların cezasını kim ödeyecek?
2025'İN SORUSU
Acaba bugün gözaltı sırası hangi ünlüde?
