Akdeniz uygarlıklarının ortak simgesi, barışın ve bilgeliğin sembolüdür zeytin ağacı. Öyle ki zeytin dalı antik çağlardan beri barışı temsil eder.
İncil’de de geçer, Tevrat’ta da, Kuran’da da...
Nuh peygamberin sel ve kasırga felaketi sonrasında dünyanın düzene girip girmediğine bakılması için yollandığına inanılan beyaz güvercinin dahi ağzında bir zeytin dalı olduğu öne sürülmüştür.
CHP’li Orhan Sarıbal, AKP’li Mustafa Varank’a “Köylüler niye içeri alınmıyor” diye sordu, Varank’ın cevabı ‘Önümden çekil” oldu. Yüz ifadesinin yorumunu size bırakıyorum.
Fotoğraf: Zekeriya ALBAYRAK
Yıllarca meyve vermese bile kök salmaya devam eder.
Bu yüzden direniş, sadakat ve sabır kavramlarıyla özdeşleştirilir.
Sonra sağlığa da çok faydalıdır.
Zeytinyağı sağlıklı yağların başında gelir. Kalp sağlığını korur, kolesterolü dengeler, antioksidanlar açısından zengindir.
E vitamini, demir, bakır ve lif içerir.
Dayanıklıdır zeytin ağacı.
İkizköylü Melahat Çulha ‘Bıktık zeytin yasasından, bıktık, nefret ediyoruz’ diyor.
Zor şartlara direnir, toprağı tutar, erozyonu engellediği söylenir.
Bizim yapamadığımızı yapar, iklim kriziyle mücadele eder.
Yapraklarından kalsiyum elenolaten maddesi çıkar.
O da bakteri ve mantarları yok eder.
Sonra uzun ömürlüdür. 1000 yıl ve üzeri yaşayan zeytin ağaçları vardır. Mitolojide de ölümsüzlüğü temsil eder.
Böyle bir mucize var karşımızda ve bizim topraklarımız bu mucizeye ev sahipliği yapıyor.
Ama gel gör ki, TBMM’de Muğla Milas ile Yatağan’da zeytinlik alanların madenciliğe açılmasını öngören düzenlemenin yer aldığı torba teklif görüşülüyor.
O zeytinin kıymetini bilen, “Topraklarımızı şirketlere yedirmeyiz. Gerekirse açlık grevine gireriz” diyen köylüler Milas’tan kalktı, Ankara’ya yürüdü. Komisyona alınmadılar.
Milletvekilleri arasında arbede çıktı.
Ey iktidar, yetmedi mi ranta açtığınız tarım alanları?
Dinlerde, mitolojide, sağlıkta, barışta... Her yerde kök salan zeytine kıymayın.
Ve lütfen, yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz İkizköylü teyzemiz Melahat Çulha’nın sorusunu dikkate alın.
Bir gün siz de kömür yemek zorunda kalmayın.
Vefa en temel kırmızı çizgimdir Vefası olmayanın bekası olmaz!
Bugün ‘Apolitik’ soruları Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın yanıtladı.
- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?
Hayır, özel bir ritüelim yok. İşin doğrusu 7/24 çok büyük bir tempoda çalışmak törensel hamleleri de imkânsız hale getiriyor.
- En son hangi kitabı okudunuz?
Amin Maalouf’un ‘Uygarlıkların Batışı’ kitabını okudum. Kitap asıl olarak İskenderiye’den Kahire’ye, Şam’dan, Beyrut’a, İzmir’den Selanik’e uzanan ve bütün kültürlerin harmanlandığı ve bugün maalesef biten ‘Akdeniz Hayali’ni anlatıyor. Oysa Akdeniz Hayali tam da bugünlerde gerçek olmalı!
- En son hangi filmi izlediniz?
‘Bir Cumhuriyet Şarkısı’ filmini izledim. Filmde bir kez daha ulu önder Atatürk’ün büyük vizyonuna ve yönlendiriciliğine tanıklık ediyoruz. Duygusal boyutları, kişisel gelgitlerle, yokluk içindeki yaratıcılıklarla harmanlayan film izlenmeli.
- En sevdiğiniz ses ne sesi?
En sevdiğim ses tereddütsüz çocuklarımın sesi.
- En çok dinlediğiniz üç şarkı?
Ahmet Kaya’dan ‘Nereden Bileceksiniz’, Yavuz Bingöl’den ‘Bekle Kar Altında Kalan Buğday Tanesi’ ve Orhan Gencebay’dan ‘Akşam Güneşi’.
- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?
Şenay’ın ‘Sev Kardeşim’ ya da “’Hayat Bayram Olsa’...
- Aşka inanır mısınız?
Aşka tabi inanırım. Eşime, çocuklarıma, doğaya, ülkeme...
- Kırmızıçizginiz nedir?
Vefa en temel kırmızıçizgimdir. Vefası olmayanın bekası olmaz!
- En sevdiğiniz yemek?
Tereddütsüz kuru fasulye. Tabii eti Balıkesir kuzusundan, fasulyesi de bizim Badalan fasulyesi olacak!
- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?
Çocukken vardı ama artık yok. Koşturmaca içinde ne bulursak yiyoruz.
- Sizi ne heyecanlandırır?
Sokağa çıkınca, insanlara dokununca, onlarla tokalaşınca heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum. Hem milletvekilliği dönemimde hem de şimdi Belediye Başkanlığım sırasında koltuğun sihrine kapılmamak için bunu sürekli yapıyorum.
- Yağmur mu, güneş mi?
Bu aralar yağmur. Malum bir tarım kentindeyiz. Hele bir de iyi bir yağmur sonrası güneş açarsa değme keyfime...
- Güz mü, ilkbahar mı?
İlkbahar. İlkbahar umut ve yeni bir başlangıç demek. Bağın bahçenin yeşillenmesi, kır çiçeklerinin açması beni hep heyecanlandırır.
- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?
Birincisi her konuda ‘olmaz’a oynayanlar, ikincisi bilmediğini söyleyemeyenler, üçüncüsü de ‘tamam’ deyip yapmayanlar, cevap vermeyenler, üstelik yapmış gibi gözükenler...
- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?
Aslında “keşke” demekten hoşlanmam ama babamı ve annemi erken kaybettim. Onlara döne dolaşa benim için ne kadar önemli olduklarını anlatırdım.
- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?
Telefonsuz bir güne razıyım. Kitap okumak, film izlemek, ailemle ve tabii evimizin köpeği Kuki ile zaman geçirmek isterdim.
- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?
Halimden memnunum ama Balıkesir’de milis komutanlığı yapan dedem Ahmet Akın olmak, o dönemde olabilirse Atatürk’le tanışmak isterdim. Hatta olanağım olsa İzmir işgalinden bir gün sonra 16 Mayıs 1919’da Balıkesir’de Okuma Yurdu’nda yapılan “Reddi İlhak” toplantısına da katılmak isterdim.
- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?
Çok isterdim ama maalesef yok!
- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?
Sağlıklı olmak kaydıyla bir asrı devirmek isterim.
ŞAHANE KADIN ZEYNEP ORAL’I DAHA YAKINDAN TANIMAK İÇİN
PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı, Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Nazım Hikmet Vakfı, Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği gibi birçok sivil toplum kuruluşunun da kurucusu olan Zeynep Oral’ın gazetecilik serüvenine odaklanan “Bir Babıâli Zirvesi-Zeynep Oral” belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Yapımcılığını Nazım Alpman’ın yaptığı, yönetmenliğini Murat Toy’un üstlendiği belgesel Habitat TV’de yayınlanacak.
Paris Yüksek Gazetecilik Okulu mezunu olan, Sorbonne Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi alan ve 1972’de kurucuları arasında yer aldığı Milliyet Sanat dergisini yaklaşık 30 yıl yöneten Zeynep Oral, halen Cumhuriyet gazetesinde yazılarına devam ediyor. Bu belgesel de Merve Küçüksarp’ın Zeynep Oral ile gerçekleştirdiği röportajlar üzerine kurgulandı.
Genel Sekreteri olduğum PEN’in de başkanı olan ‘şahane kadın’ Zeynep Oral’ı daha yakından tanımak için büyük bir fırsat. İzleyin derim.