Girizgaha gerek yok.
Siyasette, ekonomide ve yargıda hangi soruların cevap aradığına bakalım.
Buradan; “nasıl bir atmosferdeyiz” diye basitleştireceğimiz sorunun cevabına ulaşalım.
İşte yanıtını “henüz” bilmediğimiz ama geleceğimizi etkileyecek ‘ortaya karışık’ soru listesi:
1- Ekrem İmamoğlu, belediye başkanları ve protestolarda tutuklanan öğrenciler ne zaman dışarı çıkacak?
2- CHP’nin miting ve protestolarının etkisi ne olacak?
3- Erken seçim talepleri nasıl karşılanacak?
4- Ekonomide nasıl bir dönem bizi bekliyor?
5- İmralı süreci nereye evrilecek?
6- Yeni anayasada ne amaçlanıyor?
7- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hangi adımları yolda?
8- Turpun büyüğü ne?
9- Yemin krizi adı verilen, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla zihinlere kazınan süreçte, ihraç edilen teğmen ve komutanların açtıkları dava nasıl sonuçlanacak?
10- ABD-AB-Rusya üçgeninin yansımaları bize hangi şekilde etki edecek?
Final sorusu: Bir ay sonra bu soruların kaçı cevap bulmuş olur?
Bir esnaf hatırlattı
Boykot tartışması sürerken hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem de kimi eski bakanların geçmişte nasıl boykot çağrıları yaptıkları yeterince hatırlatıldı.
Başka bir hatırlatmayı sosyal medya üzerinden mesaj gönderen bir esnafımız yaptı ve sordu:
“Pandemi döneminde virüs sanki hafta sonu bulaşmıyormuş gibi, marketleri hafta içi açık tutup hafta sonu kapattırdılar. Milli ve yerli birikimimiz olan marketimiz büyük zorluklar yaşadı, iflasın eşiğine geldi. Şimdi bir günden neler çıkarıyorlar, neler tartışıyorlar. Hatırlasınlar kendi yaptıklarını, yazın bunu”.
Ben aracıyım, beyan da burada, ayan da.
KÖŞENİN GÖZÜ
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmadan önce yurt dışında yaptığı son konuşmalardan biri... Bugünlerde artık konuşmaya sıcak gündemin el vermediği mülteci meselesi üzerine de bir hatırlatma olsun.
İmamoğlu, 30’uncu yıl dönümünü kutlayan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne katılmak ve konuşma yapmak üzere Fransa’nın Strazburg kentine gitmişti.
Konuşmasında şöyle demişti: “Üzülerek söylemem gerekir ki, uluslararası dayanışma hususundaki ikircikli yaklaşımlar, bu kavrama olan inancı derinden sarsmaktadır. Bunun en somut örneklerinden birine, biz, Türkiye olarak yakından şahit olmaktayız. Düzensiz göç ve mülteci sorununun AB dışındaki ülkelere aktarılması ve Türkiye gibi, Avrupa sınırı dışındaki ülkelerde tutulmaya çalışılması, kalıcı bir politika haline gelmeye başlamıştır. Daha da açık ifade etmem gerekirse, ‘Bu konuda Türkiye duvar olsun. Oradan geçmesin de ne olursa olsun’ politikası hem Türkiye’ye hem de insani açıdan mültecilere büyük bir haksızlıktır.”
Alıntı bu kadar...
Bu sorunun çözümünü tekrar ne zaman konuşmaya başlayacağımız ise merak konusu.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Ot tese ağız köymes (Ateş demekle ağız yanmaz.) - Türk Atasözü, Kaşgarlı Mahmud / Divân-ı Lügati’t Türk.