“Çözüm süreci” hikâyesinde demek ki bütün çabaların amacı İmralı mahkûmu Abdullah Öcalan’a özgürlük getirmekmiş!
Heyetler gitti, heyetler geldi, komisyonlar kuruldu, ifadeler dinlendi, mangalda silahlar yakıldı, Meclis’te sert tarışmalar yaşandı…
Artık gerçeği açıklama zamanının geldiğini düşünen bebek katili Öcalan baklayı ağdından çıkardı, “Umut hakkı istiyorum” dye iktidara çağrı yaptı.
Umut hakkı ne demek?
Müebbet hapis cezası alan mahkûmların yeterli bir süre yattıktan sonra cezalarının yeniden gözden geçirilmesini sağlamak ve şartlı tahliye edilme imkânından faydalanmak demek!
25 yıldır İmralı Cezaevi’nde yatan Öcalan, artık kendisine umut hakkı verilmesi gerektiğini düşünüyor, bir yandan da aleyhine yorumlar yapan yurtsever medyanın iktidar tarafından susturulmasını istiyor.
Öcalan’ın siyasi uzantısı DEM Parti adına Meclis’te konuşan Ağrı milletvekili Sırrı Sakık, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk ve arkadaşlarına “Kürt’ü yok sayanlar alçaktır! Bir halkın dilini yasaklayanlar alçaktır! Bir halkın hakkını gasp edenler alçaktır” diye hakaretler yağdırırken bu “saplantılı, sorunlu kafalarla” barış olabilir mi?