Yazın ortası...
Boğaz her zamanki gibi şahane.
Bir motora biniyorsunuz, İstanbul’un tarihi yalılarını, erguvanlarını seyrederek, elinizde çayınız, kahveniz şahane bir yolculuk yapıyorsunuz.
Siz de benim gibi her geçişinizde aynı cümleyi içinizden geçiriyor musunuz?
“Dünyanın en güzel şehri İstanbul!”
İşte bu seyahatinizde izlerken bilin istedim.
Araştırmacı-Yazar, sevgili hocam Erol Mütercimler’in “Boğaziçi’nin Gizli Tarihi” kitabını da yolculuklarınızda yanınıza alın derim.
Mütercimler’in kitabında yazdığı yalılar, Osmanlı’da ve Türkiye Cumhuriyeti’nde siyaset, dış politika, uluslararası ilişkiler, ekonomi alanlarında kararlar vermiş olan vezir-i azamlar, vezirler, yüksek bürokratlar, sultanlar, saray damatları ve başbakanların yaşadığı yalılar.
Naime Sultan Yalısı.
BİR AŞK VE İNTİKAM HİKÂYESİ
Benim en sevdiğim yalılardan biri Naime Sultan Yalısı. Buranın tarihte büyük bir aşk hikâyesine sahne olduğunu biliyor musunuz?
5’inci Murat’ın kızları Hatice ve Fehime Sultanlar uzun seneler sonra evlendiriliyorlar. Hatice Sultan’ın eşinin adı Vasıf. Ne yazık ki Sultan kocasını hiçbir zaman sevmiyor. Hatice Sultan’ın eşinin adı Vasıf. Ne yazık ki Sultan kocasını hiçbir zaman sevmiyor. Naime ve Hatice Sultan yalıları yan yana.
Kısa bir zaman sonra Hatice, Kemalettin Paşa’yı ayartıyor. İlişkileri Padişah’a duyuruluyor. Abdülhamit ne yapıyor dersiniz? Kemalettin Paşa’yı sürgüne yolluyor. Aşk ya bu, sürgün dinlemiyor. İkinci Meşrutiyet sonrası siyasi sürgünler İstanbul’a dönüyor. Hatice’ye “evlenelim” deyiveriyor. Aldığı yanıt düş kırıklığı. Ancak filmlerde olacak cinsten: Seninle evlenmeyeceğim, kusura bakma, seninle ilişki kurarak 2. Abdülhamit’ten intikam aldım.”
Kocataş Yalısı.
ŞİİRLERİNİ BURADA YAZDI
Yahya Kemal’i sever misiniz?
Peki şiirlerini nerede yazdığını bilir misiniz?
Sultan Abdülaziz’in daveti üzerine İstanbul’a gelen ve Beylerbeyi Sarayı’nda misafir edilen Fransa İmparatoru 3. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie onuruna Kıbrıslı Yalısı’nda misafir olarak ağırlanır. Yahya Kemal de şiirlerinin bazılarını bu yalıda yazar. Bu yalıda da bir yasak aşk öyküsü yaşanır, detaylarını kitapta okursunuz.
Atatürk’ün ziyaret ettiği iki yalıdan biri olan Sarıyer’deki Kocataş Yalısı, Karlofça Antlaşması’nın imzalandığı Amcazade Yalısı, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun buluşup, birbirlerine beşlik çaktıkları Sait Halim Paşa Yalısı gibi önünden geçtiğiniz, “Ah ne güzel” diyerek belki de iç
geçirdiğiniz tüm bu yalılarda bir tarih
yatıyor aslında.
Erol Hocamın “Boğaziçi’nin Gizli Tarihi” kitabını okumanızı tavsiye ederim.
BİRAZ DA GÜZEL ŞEYLERDEN KONUŞALIM
Başak Boztepe Gorbon’u 90’lı yıllardan bilirsiniz. 20’li yaşlarının başında modellik ve sunuculuk yapan Başak, evlenip, iki kızı da olunca ekranlara ara vermişti.
Şimdi yepyeni ve rengarenk bir projeyle, bu kez YouTube kanalıyla dönüş yaptı.
“Türkiye’nin mevcut koşullarında, televizyonlardaki program kalitesine baktıkça kendimi hiçbir yerde hayal edemedim. Hali hazırda geçmişten getirdiğim bir deneyim ve sonrasında Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemlerinde eğitimini de aldığım medya dünyasına, kendi kanalımı açarak, tamamen yine patronun kendim olduğu, içeriklerine ilgi alanlarım doğrultusunda karar verdiğim bir programla geri dönmüş oldum” diyor Başak.
Bir kere biri bana “Biraz da güzel şeylerden konuşalım” dediğinde baştan tav oluyorum. Başak Boztepe Youtube kanalındaki programın adı da bu.
Başak, ülkenin uzun süredir içinden geçtiği ve gittikçe de genele yayılan bir karamsarlık, kolektif depresyon havasına azıcık bir mola, soluklanma yaratmak amacıyla çıkmış bu yola. Her güne yeni olumsuz gündemlerle başlamamıza karşın, her şeyin bir gün düzeleceğine dair içimizdeki umut kırıntılarını yeşertmek ve bu ülkeden, insanından vazgeçmememiz gerektiğini anlatmak istiyor, “Biliyorum, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın zamanında dediği gibi ‘Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor’ ancak inancımızı ve motivasyonumuzu da canlı tutmamız için ülkede sadece yitirilenlere değil biraz da her şeye rağmen üretmeye, buraya yatırım yapmaya devam eden insanlara da dikkat çekmek istiyorum bu vesileyle” diyor.
Yarım saatinizi ayırın, mutlu olacaksınız. Başka hayatların peşinden koşan, başaran, üreten insanların varlığı sizi de canlandıracak.
Yeni Sezen Aksu Mabel Matiz İngiltere’de
Daha önce de yazmıştım. O yeni Sezen Aksu. Besteleriyle birçok sanatçıyı ihya eden, dinleyicinin kulaklarının pasını silen o şahane şarkıların söz yazarı, prodüktör ve şarkıcı Mabel Matiz. İngiltere’nin en önemli mekanlarından biri olan Southbank Center’da konsere hazırlanıyor. 13 Şubat 2016 olarak planlanan konser, Southbank Center’ın en büyük sahnesi Royal Festival Hall’da gerçekleşecek. İngiltere’deki okurlarıma duyurulur.
EMEKLİ NASIL YAŞAYACAK?
Karar oy çokluğuyla alındı, Yargıtay kararı emekli maaşına bankalarca bloke konulmasını yasalaştırdı. Zaten açlık sınırında yaşayan, 70’li 80’li yaşlarında çalışmak zorunda kalan, torununa bayram harçlığı dahi veremeyen, banka promosyonu kovalayan emekliye ‘Yaşama’ demek değil de nedir bu?
Bir nokta da şu: Biliyorsunuz AKP döneminde eve haciz kaldırılmıştı. Ancak evde iki buzdolabın, iki televizyonun falan varsa birini haczedebiliyordu. Emekli maaşına haciz gelmemesi de insanları biraz olsun borçların kıskacından koruyordu. AKP için bu uygulama bir avantajdı. Söyleyeceğim şu: AKP, sadece emeklinin değil, kendi ayağına da sıkmış olmuyor mu?