Eski Türkiye’nin hafızalara kazınan görüntülerinden biriydi. Şu andaki TİP Milletvekili, eski gazeteci Ahmet Şık henüz basılmamış “İmamın Ordusu” kitabı yüzünden 2011 yılında tutuklandı. Evinden polis eşliğinde çıkartılırken “Dokunan yanar” diye bağırdı. Sonrasında kitabının ismine de dönüşen bu cümle bir dönemin sloganı oldu. Aradan 14 yıl geçti. Halk TV’de yayın yapan 4 gazetecinin bilirkişi soruşturması kapsamında gözaltına alınması haberi sonrası İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olanları yine bu ifadeyle tanımladı. Cümlesinin gizli öznesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’ti. Ancak aradan geçen zamanda, İmamoğlu yaptığı benzetmenin, bambaşka bir açıdan öznesine dönüştü. Hem de gizli falan değil, apaçık. Türkiye 2.0’da artık İmamoğlu’na yaklaşan yanıyor. İmaoğlu’na yakın olduğu bilinen CHP’li belediye başkanlarından sonra CHP Gençlik Kolları Başkanı, CHP İstanbul İl Başkanı ve ardından Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemden bu yana İmamoğlu’nun en yakınındaki isim olan Murat Ongun’un Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İBB’ye bağlı Medya A.Ş’ye yönelik soruşturmalar bunların örnekleri. İBB Başkanı etrafına ateşten bir çember çizilmiş gibi. Bir yandan İmamoğlu ile ilgili yargı kıskacı daraltılıyor, diğer yandan alev almış o çember ortasındaki İBB Başkanı’na doğru yaklaştırılıyor. Son örnek dün Vedat Milor’le ilgili başlatılan inceleme oldu. İki ay önce Üsküdar’daki Kent Lokantası’na gidip deneyimlerini Youtube programında paylaşan Milor’a örtülü reklam yaptığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. İlk gördüğümüzde Zaytung haberi sandık ama gerçek çıktı. Türkiye’de bugün itibarıyla tam 1 aydır tutuklu olan bir astrologdan sonra soruşturulan bir de gurmemiz oldu. Hem de dar gelirlilere nefes olan, ucuz yemek imkanı sunan bir belediye lokantasını övdü diye! İmamoğlu sosyal medya hesabından “Önce dalga geçtiler, sonra küçümsediler, şimdi de gidenlerle uğraşıyorlar. Yazık. Bu lokantalar yoksulun, dar gelirlinin, emeklinin saraylarıdır. Daha çok açılacak” diye tepkisini ortaya koydu. Pandemi döneminde toplanan yardımlarla başlayan, sonrasında kreşlere uzanan “Yaparsa sadece AK Parti yapar, başkası yapamaz” mantalitesi bu kez dar gelirliye nefes olan Kent Lokantalarına ve bu hizmete destek olanlara uzandı. Bir temenni ile bitirelim. Başka yerde 40 liraya 4 çeşit yemek yeme imkanı olmayınca, Ramazan’da Kent Lokantaları önündeki kuyruk uzayıp gidiyor. İnşallah yemek yemeye gelenlere de soruşturma açılmaz.
“Şişeden çıkan cin” bize ne anlatıyor?
Avrupa’da bugünlerde “Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oluyor”. ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’da Ukrayna’nın Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi azarlaması sonrası tüm dengeler değişti. Türkiye’nin de davet edildiği toplantı üzerine toplantı yapan Avrupa Birliği ABD’nin olmadığı bir senaryoda kendi güvenliklerini nasıl sağlayabileceklerini tartışıyor. NATO birliğin en büyük gücü olan ABD’nin silahlarıyla Rusya’ya karşı korunma amacıyla kurulmuştu. Ancak bugün olmasa bile, bir gün, bir anda eserse Trump’ın tek bir tweeti ile bir anda bu birliğin çatırdayabileceği görüldü. Bu yüzden de alternatifi konuşmak zorunda olduklarının farkına vardılar. Brüksel’deki toplantıda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “ReArmEU” ismi verilen Avrupa’nın yeniden silahlandırılması planına 800 milyar Euro gibi devasa bir bütçe ayırdıklarını duyurdu. Aynı gün İngiliz Financial Times Gazetesi’ne röportaj veren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Cin şişeden çıktı ve onu geri koymanın bir yolu yok” dedi. “Başkan Trump şu anda Avrupa’dan çekilmeme kararı verse bile, gelecekte benzer görüşlere ve siyasi fikirlere sahip birinin Amerika’nın Avrupa güvenliğine katkısını azaltmayı düşünmesi mümkün. Avrupa artık kendi güvenliğini kendi sağlamak için gerekeni yapmak zorunda” diye konuştu. NATO’nun dağılması halinde kurulacak güvenlik paktına Türkiye’nin de dahil olmak isteyeceğini belirtti. Eş zamanlı bir gelişme daha yaşandı. Geçen yıl sonunda İtalyan bir şirketi satın alan BAYKAR, İtalyan havacılık ve savunma firması Leonardo ile dev bir ortaklığa imza attı. Bu ortaklık, Avrupa’nın önümüzdeki on yılda 100 milyar doları bulacak drone pazarında önemli bir pay almayı hedefliyor. İtalyan basınına göre İtalya ordusu şimdiden bu ortaklıktan 1300 İHA talep etti. Türkiye’nin AB içindeki konumu açısından kritik öneme sahip gelişmeler yaşanıyor. Hatırlayalım... Tam 9 yıl önce 18 Mart 2016’da Türkiye ve AB arasında tarihi bir mutabakata varıldı. Geri Kabul Anlaşması kapsamında Türkiye’ye hem maddi yardım sözü verildi, hem “Vizesiz Avrupa” vaadinde bulunuldu. Fakat kriz anı geçince o paralar hiç ödenmedi. Vizesiz Avrupa, vizeyi hatta vizenin randevusunu bile alamadığımız Avrupa’ya döndü. Tarih tekerrürden ibarettir derler. Eski deneyimleri unutmamak önemli.