İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolar nedeniyle 15 Mart’ta tutuklanan 301 öğrenciden 139’u için “siyasi yasak” talep etmiş... Bu öğrenciler arasında “Her şey çok güzel olacak” sloganının mucidi ve CHP Kurultayı’nda Parti Meclisi’ne seçilen Berkay Gezgin de varmış...
İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi bu iddianame doğrultusunda karar verirse, bu gençler devlette çalışamayacak, muhtar bile olamayacak.
Hiçbir siyasi partinin çatısı altına da giremeyecek...
★★★
Bu talep son derece tehlikeli!
Dikkat edin “yanlış” demiyorum; “tehlikeli...”
Siz o yaştaki deli fişek bir gencin yasal yollardan siyaset yapmasının önünü keserseniz, yasadışı örgütlerin kucağına itersiniz...
Demokratik mücadele yerine, kavgalı, gürültülü hatta silahlı mücadele yolunu tercih etmek zorunda bırakırsınız...
★★★
Ne yaptı bu çocuklar, adam mı öldürdü?
Banka mı soydu?
Devletin beş kuruşunu mu çaldı?
Orman arazilerini yağmalayıp, sonra yasa çıkararak kendileri için af mı ilan etti?
Parmaklarındaki yüzükle siyasete girip karun gibi zengin mi oldu?
Tarikat yurtlarındaki tüyü bitmemiş çocuklara tecavüz mü etti?
Hayır...
Ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyen bu gençler, polisin kendilerine uyguladığı “orantısız şiddet”e direndi; o kadar!
Kendilerine gaz sıkan, kız arkadaşlarını göğüslerinden tutup yere yatıran polise karşı bedenlerini siper etti...
★★★
Cumhuriyet savcılarının birinci görevi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni korumaktır.
Eğer birileri hakkında siyaset yasağı getireceksiniz, size binlerce isimden oluşan listeler hazırlayabilirim sayın savcılar...
Gücünüz yetiyorsa bu ülkenin tüm değerlerini “babalar gibi satanlar”a, halkı üç kuruşa muhtaç edenlere, ekonomiyi hırsızlara, güvenliği mafyaya, dış politikayı hainlere, eğitimi dinci şarlatanlara terk edenlere siyaset yasağı getirin...
Sahi; yapabilir misiniz?
YÖK’e uyarı...
Boykotçu öğrenciler sadece savcıların değil Yükseköğretim Kurulu’nun da hedefinde...
YÖK, üniversitelere gönderdiği yazıda boykota destek veren öğrenci ve akademisyenlerle ilgili işlem yapılmasını istemiş...
Yani dekanlar işi gücü bırakıp kim boykota katılıyor, kim katılmıyor; liste hazırlayacak!
Sonra da bu çocuklara ve destek veren akademisyenlere uyarı, uzaklaştırma ve en sonunda da ihraç cezaları verecek.
★★★
Yukarıdaki yazıda savcı beylere söylediklerimi YÖK’ü yönetenler için de yineleyeyim:
İçlerindeki isyanı bu tür masum eylemlerle dile getiren gençleri cezalandırırsanız, onları daha büyük eylemlere, direnişlere zorlarsınız... Yasal yollardan çıkarıp, yasadışılığa itersiniz...
Yapmayın...
GÜNÜN SORUSU
Sorum, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında, “Dışarıda turp gibi olanlar cezaevini görünce yatağa düşüyor. CHP’li Polat ilaçlarını bilerek almıyor” diye haber yapan Akit Gazetesi’nin yöneticilerine:
Mahir Polat’ın hasta olduğuna inanmanız için ölmesi mi gerekiyor? O zaman ne yapacaksınız? Biraz olsun utanacak mısınız?
Ses ve görüntü-2
Dünkü yazımın “Ses ve Görüntü” başlıklı bölümünde Devlet Bahçeli’den söz etmiştim.
Bazı işkilli arkadaşların, aylar sonra Türkeş’in kabrinin başında görüntü veren kişinin Bahçeli olmadığını, bu yüzden de durum anlaşılmasın diye konuşmadığını iddia ettiklerini yazmıştım.
Demiştim ki, “Yarın Meclis Grup Toplantısı günü... Bakalım Bahçeli hem gençleşmiş görüntüsüyle hem de sesiyle kürsüye çıkıp konuşacak mı?”
Konuşmadı.
Koca parti, bu önemli toplantıyı yine yapmadı.
Yani ses ve görüntü yine bir araya gelmedi...
Bakalım bu iş nereye varacak?
Seviyorlarmış...
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşürken Cumhurbaşkanı Erdoğan için övgü dolu sözler söylemiş...
“Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor” diye devam etmiş...
Keşke bu kadar sevmeselerdi birbirlerini!
Belki o zaman Trump, Erdoğan’a “Aptallık etme” diye mektup gönderme cesaretini kendinde bulamaz, Erdoğan da böyle bir mektup aldığında Trump’a haddini bildirirdi...
Artık bir sokağı var!
Çatalca Belediye Meclisi, Volkan Konak’ın ardından “Gebermiş” diye mesaj atan Çatalca Müftüsü’ne inat, müftülüğün arka sokağını “Volkan Konak Sokağı” olarak değiştirmiş...
Ya Diyanet İşleri Başkanlığı...
O, Çatalca Müftüsü’nü değiştirmek için ne bekliyor?