Son iki senenin en önemli olaylarından biri kuşkusuz teğmenlerin ve komutanlarının, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmesiydi.
İlk olay Tuzla Piyade Okulu’nda, 2023 yılındaki 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’nde yaşandı. Yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen A.A. ve kendisini destekleyen iki arkadaşı ile onlara tepki gösteren dört teğmen TSK’dan ihraç edildi. Sonrasında olanlar ise hayli düşündürücü:
Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen ve onu destekleyen teğmenler açtıkları “göreve iade” davasını kazandı; Atatürk’ü savunanlar ise artık belediye memuru!
★★★
İkinci teğmenler olayını ise geçen yıl yaşadık.
Bazı teğmenler, 30 Ağustos 2024 tarihinde Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreninden sonra kılıçlarını çekerek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attı. Sonra da iki yıl önce kaldırılan “Subay Yemini”ni etti.
Bu eylem, disiplin ihlali olarak değerlendirildi ve Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen beş teğmen ile onların üç komutanı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edildi.
Hepsi dava açtı, konu şu anda mahkemede!
★★★
Neden mi hatırlattım bu iki olayı?
Dün gerçekten “Bu kadarı da olmaz” dedirten bir yasa teklifinin AKP’li bir grup vekil tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulduğunu öğrendim de ondan...
Bu yasa teklifi, Cumhurbaşkanı’na teğmenden albaya kadar uzanan yelpazede bulunan subayları, hiçbir gerekçe göstermeden ordudan ayırma yani ihraç yetkisi veriyor.
★★★
Şaşırdınız mı?
Ben şaşırdım.
Çünkü bu kadar yetkiyi padişahlar bile istemedi.
Bu iş komutanlara, disiplin kurullarına bırakıldı.
Bizimki diyor ki, “Hayır ben karar vereceğim.”
Majesteleri böylece kendisine bağlı bir ordu yaratmayı hedefliyor.
Kim ki ağzından Erdoğan’a “aykırı” gelebilecek bir söz kaçırdı; emekli ya da ihraç!
★★★
Bu yasa değişikliğinin tek amacı var:
Askerleri susturmak...
Mustafa Kemal’in değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın askerlerini yaratmak...
Orduda zat-ı şahaneleri gibi düşünmeyen kimseyi bırakmamak...
★★★
Benim bir önerim var:
Askeri okullara giriş sınavını AKP Genel Merkezi yapsın!
Hatta AKP il başkanlarına doğrudan albay, ilçe başkanlarına da yüzbaşı rütbesi verilsin.
Elbette hiciv yapmaya çalışıyorum ama...
Siz olacağına bakın!
İyi biliyorlarmış!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’yla ilgili fesih süreci hakkında konuşmuş ve “Kimse kaygılanmasın, endişe etmesin. Biz Sayın Bahçeli’yle ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz” demiş...
Anlamadığı şey şu:
Biz bilmiyoruz!
★★★
PKK açıklama yapıyor, “Lozan’ı tanımıyoruz. 1924 Anayasası’nı tanımıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Kürt soykırımı yaptı” diyor; devleti yönetenlerden biri bile bu konularda kaygılanan milyonlarca vatandaşın yüreğine su serpecek bir açıklama yapmıyor.
Tutturmuşlar bir “Terörsüz Türkiye...”
Yahu babalar; “Terörlü Türkiye” isteyen mi var?
★★★
Siz bize bildiklerinizi bir anlatın, hele bir görelim başımıza gelecekleri, ondan sonra destekleyelim ya da desteklemeyelim.
Demokrasiler şeffaflık rejimidir; “Biz Sayın Bahçeli’yle ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz” demekle olur mu bu işler...
Bir zamanlar “Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi Hazretleri” dediğiniz yamyamla da “ne yaptığınızı çok iyi biliyordunuz...”
Şimdi ne oldu?
★★★
Kafa kafaya verip ülkeyi “Sayın Bahçeli’yle ikiniz yönetecekseniz” biz bunca milletvekiline, bakana, MİT’ye, askere, bürokrata, diplomata hakime, savcıya neden maaş veriyoruz?
Siz muhalefette olsanız, sizin bugünkü koltuğunuzda da Ekrem İmamoğlu otursa...
Ve böylesi önemli bir konuda “Kimse endişe etmesin, biz Sayın Ümit Özdağ ile ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz” dese, ne yapardınız?
Ortalığı birbirine katmaz mıydınız?
Daha güvenli dünya!
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu turundan dönerken yaptığı açıklamada, “İki-üç hafta içinde dünya çok daha güvenli bir yer olacak. Gazze’deki durumu da çözeceğiz” dedi...
Şifreyi ben çözeyim:
“İsrail’e yardım edeceğiz ve iki-üç hafta içinde Filistinlileri tamamen Gazze’den çıkaracağız...”
Peki; o insanlar nereye gidecek?
Trump’ın bu turunda uğradığı Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan...
Trump, Türkiye’ye gelmedi, çünkü zaten bizim Gazzelilere kucak açmaya hazır tek ülke olduğumuzu biliyor.
★★★
Yani yeni ve büyük bir göç dalgası kapıda.
Umarım yanılırım ama...
Durum bu!
GÜNÜN SORUSU?
Gezi Direnişi sırasında 16 Haziran 2013’te 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne neden olan gaz fişeğini atan polis Fatih Dalgalı’nın 16 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından nihayet onandı. Dalgalı’nın bu suçu “olası kasıtla” işlediğine hükmedildi. Böylece suçlu polise, 12 yıl sonra cezaevi yolu göründü. Sorum aynı hakimlere:
Bu olaylarla ilgili olarak, “Polise talimatı kim verdi?’ diyorlar. Ben verdim. Evet, ben verdim” diyen kişi hakkında da gerekeni yapacak mısınız?