İsrail 2 Nisan’da Şam, Hama ve Humus şehirlerdeki eski Suriye’den kalan askeri ve alt yapı tesislerini vurdu. 3 Nisan’da da İsrail ordu radyosu, Süveyda’ya ilk helikopter inişini duyurdu!

Saldırının ardından İsrail Savunma Bakanı Katz, yeni Suriye hükümetini uyardı. Katz, “Colani sabah uyandığında İsrail Hava Kuvvetleri’nin saldırısının sonuçlarını gördüğünde, İsrail’in Suriye’deki Dürzilere zarar gelmesini önlemeye kararlı olduğunu tam olarak anlayacaktır” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Saar da 1 Mayıs’ta “Uluslararası toplumu, Suriye’nin son aylarda yaşadığı zorlu olaylara göz yummamaya çağırıyorum” dedi. Benzer bir açıklama da ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce’tan geldi.

“Suriye’deki Dürzi topluluğunun üyelerini hedef alan son şiddet olayları ve kışkırtıcı söylemler ve kabul edilemez” diyen Bruce, “Geçici yönetim çatışmaları durdurmalı, şiddet ve sivillere zarar verenleri eylemlerinden sorumlu tutmalı ve tüm Suriyelilerin güvenliğini sağlamalıdır.” diye ekledi.

Son zamanlarda hem ulusal basında hem de dünya basınında, yeni Suriye güçleri ile Dürzi milisler arasında çatışmaların yaşandığı haberleri yapılıyordu.

Her şeyden önce şu gerçeği hatırlatmak istiyorum. Suriye’de bugüne kadar zayıflar, Baas rejiminin yanında, güçlüler ise BOP görevlilerinin yanında yer aldı! Suriye bu sayede parçalandı...

16 Aralık 2024’te “Suriye halkı büyük tehlikede!” başlıklı yazımda Golan Tepeleri çevresindeki Dürzi köylerinden, İsrail’e ilhak çağrılarının geldiğini yazmıştım.

“Golan Tepeleri’nde yer alan köyler ister Dürzi ister Müslüman olsun, büyük çoğunluğu Esad’ı desteklemişti. Golan’da yer alan Dürzi köyü Hader’den gelen bu çağrının, korku ile yapıldığı çok nettir...” demiştim.

Hem korku hem de bölücü Dürziler ve tabi ki BOP’ta görevli Yeni Suriye hükümeti de eklenince senaryo tamamlandı!

Bugün Dürzilerin, İsrail yanlısı gibi gösterilmesinin temel nedeni Esad İsrail ile birlikte diye yapılan algı haberleridir. Oysaki bölgede, Esad ve İran rejimi tüm Müslüman ülkeler, asıl İsrail ile iş birliğindedir!  

Düne kadar Baas rejimini destekleyen Dürziler, yeni Suriye hükümetinin saldırgan tavırlarına karşı çaresiz İsrail’e ilhak çağrısı yapmıştır. BOP’ta görevli olan bölücü Dürzilerin ekmeğine de yağ sürmüştür.

Yeni Suriye’deki tüm etnik ve dinsel yapılar aslında aynı durumdadır. Bir etnik yapı bile ikiye bölünerek farklı yerlerden destek istiyorsa gerisini artık siz düşünün...

Barzani’nin kanalı Rudaw’da yer alan habere göre Yeni Suriye’deki Süveyda Askeri Konseyi, Dürzi lideri Şeyh Hikmet el-Hicri’nin, Yeni Suriye’nin uluslararası bir barış gücüne devredilmesi talebini destekledi.

2 Nisan’da Lübnan’ın İlerici Sosyalist Partisi Genel Başkanı Velid Canbolat, Colani ile yaptığı görüşmede uluslararası barış gücünü reddettiğini açıkladı.

Süveyda’da yaşananların Kamışlı toplantısının bildirgesinde talep edilen %51 ile bağlantısı vardır. Suriye parçalandı ve her etnik veya dinsel yapı, bulunduğu yerde kim %51 çoğunlukta ise orada devletçiğini(!) kurabilecektir. “%49 ne olacak” diye sorarsanız o bölgeden göç etmekten başka çaresi yoktur! İç göç ise iç savaşın devamı demektir...

Tüm bunlar yaşanırken Lazkiye Limanı 30 yıllığına Fransızlara verildi! Sanki batan geminin malları gibi toprakları kapanın elinde kalıyor!

Suriye parçalanıyor” dediğimizde milletimizi yanıltmak için Suriye’nin toprak bütünlüğü için “Esad gitmeli” diyenler vardı. Aynı yalanı hala devam ettiriyorlar. Eski Suriye bir daha geri dönmemek üzere parçalandı...

Sonuç olarak parçalarını kimin aldığının da bir önemi yok!

Şam’ı ve güneyini İsrail almış, kuzeyini KCK almış bir anlamı var mı?