CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşananlarla ilgili soruları yanıtlarken “Biz haklı çoğunluğuz, psikolojik üstünlük artık bizde” dedi. Açıklamasındaki “artık” kelimesi önemli. Çünkü uzun süredir tam da bu kelimeye sebep olan “kayıp” üzerinden eleştiri oklarının hedefindeydi. 1. senesini geride bıraktığımız 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından birçok uzmanın yorumu benzerdi: Psikolojik üstünlük muhalefete geçti. Bülent Ecevit’in “Karaoğlan” efsanesini yarattığı 1977 seçimlerinden sonra bir ilk yaşanmıştı. CHP ilk kez sandıktan birinci parti olarak çıktı. Ancak bu rüzgar uzun sürmedi. Kimilerine göre ana muhalefetin erken seçim talep etmesindeki gecikme, kimilerine göre baştan ölü doğan ve AKP’ye küllerinden doğması için zaman kazandıran normalleşme süreciyle söylem avantajı bir kez daha iktidara geçti. Asla unutmadığım bir kulis bilgisi var. 20 Temmuz 2024’te KKTC Barış Harekatı’nın yıldönümündeki törenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özel bir araya gelmiş, normalleşme adına önemli bir fotoğraf vermişti. O akşamki tartışma programında konuğum olan meslektaşım Altan Sancar, KKTC’den dönüşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağına binen gazetecilerden aldığı izlenimi anlatmıştı. “Normalden çok farklı, çok keyifli” diyordu uçaktaki gazeteciler. Yıllardır sık sık Erdoğan’ı gören, uçak seyahatine eşlik eden isimlerdi bunlar. Biri “Oyun planını kurmuş, belli” yorumunu yapmıştı. O kadar haklı çıktılar ki... Sadece 4 gün sonra Erdoğan CHP’li belediyelerin SGK borçlarını ödemesini talep etti. “Silkeleme” başladı. Olmaz denilenler olurken, İBB Başkanı İmamoğlu’nun önce diploması iptal edildi, 12 saat sonra gözaltına alınıp tutuklandı. CHP’li Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü Belediye Başkanları cezaevine konuldu. Esenyurt ve Şişli Belediyeleri’ne kayyum atandı.

★★★

Özgür Özel’in dün kullandığı “Artık” kelimesinin sebebi de işte tam buydu. Temmuz’dan Mart’a hava değişmiş, CHP’nin sandık zaferine rağmen, rüzgar yeniden iktidarın arkasından esmeye başlamıştı. Bu bağlamda 19 Mart bir milat oldu. İBB’ye yönelik 2 ayrı soruşturmada İmamoğlu ve mesai arkadaşlarının gözaltına alınması ülkede yeni bir dönem başlattı. İmamoğlu’nun tutuklandığı gün; CHP’nin kurduğu dayanışma sandıkları, açıklanan rakama göre hiçbir zorunluluğu olmayan 15,5 milyon insanı aynı amaçla bir araya getirdi. Ekran başında memleketin haline gözyaşı dökenler belki de ilk kez “Yalnız olmadıklarını” hissetti. Sokak eylemlerinde çoğu genç 301 kişinin tutuklanması ve kötü muamele iddialarıyla birlikte mesele sadece CHP’nin değil, geniş bir kitlenin “adalet” talebine dönüştü. Tüketim boykotu gibi organize eylemler, yalnızca tepki değil, aynı zamanda yeni bir kolektif aklın, “itaat etmeme” halinin doğduğunu gösterdi.

★★★

Tüm bunlar toplumda alışık olmadığımız yeni bir siyasi psikoloji oluşturmuş durumda. Bugün toplumun geniş kesimleri, yaşadıklarını siyaset üzerinden değil, “hak arayışı” ve “vicdani bir pozisyon” üzerinden tarif ediyor. “Söz haklarını” savunduklarını anlatıyor. İktidar ise çok uzun bir süre sonra ilk kez taarruzda değil savunmada. “Boykot” çağrılarının ardından 1 Nisan gecesi apar topar iktidara yakın TV kanallarının özel yayına geçmesi, art arda Ticaret, Adalet, Sanayi Bakanları’nın, AKP Sözcüsü’nün, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın canlı yayına bağlanıp boykotu hedef gösteren açıklamalar yapması bunun en somut göstergesi oldu. İçişleri Bakanı Yerlikaya gece 03:57’de boykot karşıtı Tweet atma ihtiyacı hissetti. Ticaret Bakanı sabahın erken saatlerinde marketleri ve fırınları gezip poşet poşet alışveriş yaptı. Yetmedi, öğlen TRT Haber’e bir özel röportaj daha verdi. Psikolojik üstünlüğün kaybedilmesi birçoklarına göre tam olarak bu işte. Çünkü iktidar şu anda gündemi kontrol etme değil, yangını söndürme telaşında. Bir yanda biber gazından kaçan Pikaçu’yu ajan ilan ederek kontrolü korumaya çalışan bir siyasal yapı, diğer yanda meşruiyetini ve söz hakkını savunan toplumsal kesimler var. Üstelik sadece psikolojik üstünlük değil toplumsal inisiyatif alma cesareti de, meşruiyet üstünlüğü de yeniden muhalefete geçmiş gibi görünüyor. Bundan atılacak adımlar atılacağı, sürecin belirleyicisi olacak.