Dün şu sözleri işittik CHP lideri Özgür Özel’den...
“Cesaretiniz varsa, anayasaya göre yapılacak erken seçimde Erdoğan aday olabileceğine göre, 2 Kasım 2025 Pazar günü bizim adayımız Ekrem İmamoğlu’dur, karşımıza ister Erdoğan, kim çıkarsa çıksın, sandık istiyoruz, seçim istiyoruz!”
Hemen peşine de şunları:
“Erdoğan bana ‘Özel, gel etkin pişmanlıktan faydalan, Ekrem Başkan’a sırtını dön, gel partinin başında otur’ diyor. CHP’yi yargı eliyle dizayn etmek istediğini itiraf ederek, partinin başında kalmayı bana rüşvet teklif ederek, partiye çökmeyi, partiye kayyım koymayı tehdit unsuru yaparak arkadaşlarımı terk etmemi istiyor”.
CHP lideri neden böyle söylüyor? Cevabı çok basit ve yakın geçmişimizde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti haftalar önce:
“Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu.”
Sonra da teklif gelmişti:
“Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun.”
Daha yakın tarihte ise yine Erdoğan imzasıyla şunları duymuştuk:
“Sayın Özel ve CHP yönetiminin, yanlışta ısrar etmekten vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bunun vakti çoktan gelmiştir.”
İşte CHP liderinin yüksek perdeden çıkışı ve hodrimeydan yanıtı bu sözlerden ne anladığına işaret ediyor.
Sadece o mu? Belli ki milyonlar meseleyi böyle görüyor ki anket sonuçlarında CHP aleyhine bir durum ortaya çıkmıyor.
Eylül ayına bırakılan kurultay davası, çeşitli il ve ilçelere sıçrayarak devam eden dosya ve tutuklamalar, kimi kılcal damarların harekete geçmesi, kimilerinin fırsat peşinde koşması...
Operasyonlar bitip yargı final yaptığında CHP’nin gövdesi ne halde olacaksa, ülkenin kaderi de öylesi bir doğru orantıyla şekillenecek.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: Haziran 2012.
Adres: TBMM.
Tıpkı bugünlerdeki gibi...
Yine anayasa, yeni anayasa görüşmeleri...
Dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Başkanı ve Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Dönemin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan randevu talep etmişti.
Çiçek de tıpkı bugün Kurtulmuş’un olduğu gibi bu komisyona öncülük etmişti.
Çiçek’in TBMM Başkanlığı sırasında Uzlaşma Komisyonu 60 maddede uzlaşmıştı. İçerisinde insan haklarından tutun da milletvekili görev ve yetkilerine kadar epey değişiklik vardı.
19 Ekim 2011 tarihinde kurulan komisyona partiler Meclis’teki sandalye sayıları doğrultusunda değil, eşit sayıda üye vermişti.
Bugünlerde o maddelerin kaçı makbul, kaçı makul, kaçı kadük?
Hani arada bir yerde sistem de değişti ya...
KÖŞENİN SÖZÜ
“Afrika’da ne zaman değerli bir şey bulunsa, yerliler ölmeye başlar.” - Kanlı Elmas.