Motorlu taşıtlar için lastik üreten bir firma; Petlas.

Yönetim Kurulu Üyesi bir kişi, adı Abdulkadir Özcan.

Yer THY uçağı...

Beyefendi olay çıkarıyor. Yolculardan biri de bu beyin çıkardığı olayı videoya alıyor.

Dedesiyle aynı adı taşıyor, 2008’de dede hayatını kaybedince yerine oğlu geçiyor. O da kendi oğlunu yönetim kurulu üyesi yapıyor.

Olayın yaşandığı gün Dubai’de bir fuara gidiyor beyefendi.

Etrafındakilere sataşıyor.

İşte o cümle ağzından çıkıveriyor: “Sen   benim kim olduğumu biliyor musun ha? Ben milyar dolarlık adamım lan. Türkiye’yi satın alırım. Bırak lan, gel buraya lan! Pe.....k!”

Hooop kelepçe takılıveriyor uçakta bileklerine.

Konuyla ilgili Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün, açıklamasında, “Bugün gerçekleştirilen Dubai-İstanbul  seferimizde alkolün etkisiyle uçuşta taşkınlık çıkaran bir yolcu, kabin ekibimiz ve diğer yolcularımıza sözlü saldırıda bulunmuş, bu nedenle kelepçelenerek etkisiz hale getirilmiştir. Uçuş sonunda kolluk kuvvetlerine teslim edilen yolcu kara listeye alınmıştır” diyor.

Yani Abdulkadir Bey bir süre Türk Hava Yolları’yla seyahat edemeyecek.

Şirketi Petlas ise açıklamasında “Bu olay hem ailemizin hem de şirketimizin değerlerine aykırıdır ve sebebi ne olursa olsun savunulacak hiçbir yönü yoktur. Tüm Türkiye kamuoyundan özür diler, konuyla ilgili şirket içinde gerekli kararların en kısa sürede uygulanacağını bilginize sunarız. Türkiye kamuoyunun gündemini böyle bir olayla meşgul ettiğimiz için bir kez daha özür dileriz” diyor.

Bir gün sonra da Abdulkadir Özcan’ın, Petlas yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini açıkladılar.

Abdulkadir Özcan

Siyasette, sonradan zenginleşmiş ailelerin kimi görgüsüz çocuklarında bu efelenmeye yıllardır seyirciyiz. “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” “Sürdürürüm seni”, “Haritadan yer seç kendine”, neler duyduk.

Ve şimdi, “Ben milyar dolarlık adamım lan...”

Adamlığın da ederi para demek ki... Üç kuruşunu bilirdik de, milyar dolarlığına rastlamamıştık haliyle.

“Sen kaç paralık adamsın” diye sorduğunuzda kavga çıkaracak adamlarla, “Ben milyar dolarlık adamım” diyenler aynı mı acaba?

Belli ki Abdulkadir Bey sadece uçaktan atılmamış, ailesini de utandırmış. Bir süre kabuğunda öfkelenecektir diye düşünüyorum. Kendisi kabuğundayken siyasette, reality programlarında, magazin haberlerinde genel geçer norm haline gelmiş maraziliğe kapılmamak için bireysel olarak neler yapabileceğini anlatan bir kitap tavsiye etmek isterim. Prof. Dr. Ramani Durvasula “Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun?” adlı kitabında bu diklenişi şöyle tarifliyor: Şöhretlinin ve kötü şöhretlinin, özgüvensiz kişiyle ayrıcalık sanrılı bireyin mantrası!

Özür dilemek erdemdir, hoş özür dileyen kendisi değil, şirketi. Olsun, bizim tavsiyemiz bir daha olmasın diye.

Bu arada beyefendi, bir de düzeltme yapmak isterim.

Siz Türkiye’yi satınalamazsınız!

TÜRKİYE BİR ŞARKI OLSA ‘PARLA’ OLURDU

Günün ‘APOLİTİK’ sorularını İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu yanıtladı.

Buğra Kavuncu eşiyle.

Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Spor ve bir gün önceyi değerlendiren bir standardım var.

En son hangi kitabı okudunuz?

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Görüş ve Öneriler...

En son hangi filmi izlediniz?

Gladyatör 2.

En sevdiğiniz ses ne sesi?

Çocuklarımın sesi.

En çok dinlediğiniz 3 şarkı?

“Elif Dedim Be Dedim”, “Alagözlüm”, “Bir Derdim Var”.

Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Parla.

Aşka inanır mısınız?

Evet, inanırım.

En sevdiğiniz yemek?

Türkistan pilavı.

Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Mumbar.

Sizi ne heyecanlandırır?

Mücadele.

Yağmur mu, güneş mi?

Yağmur.

Güz mü, ilkbahar mı?

İlkbahar.

İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Kibir, bencillik, şiddet.

Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

İçimde kalan bir şey yok.

Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Zorkun Yaylası’na giderdim.

Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Kendim.

Herhangi bir  enstrüman çalar mısınız?

Hayır ama yakında saz çalacağımı ümit ediyorum.

Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Sevdiklerime faydalı olana kadar.

Sağdaki çocuk Buğra Kavuncu. Soldakiyse kardeşi. Anne,baba ve teyzesiyle.

SAÇMA SAPAN HAREKETLER!

Efendim neymiş, Ebru Şallı hanımefendinin pilates saatiyle alışveriş saati çakışmış. Elinde alışveriş sepeti, üzerinde spor kıyafetleri pilates yapmaya başlamış. Instagram’da, ertesi gün muhtemelen bizlerin gidip alışveriş yapacağı reyonlara fütursuzca ayaklarını koyan, sokakta giydiği ayakkabıyla ürünlere değen bir video paylaştı. Ama görseniz her şeye dokunuyor. Bir Allah’ın kulu da “Yapmayın, hey, hijyen” vs. demiyor. Popüler olmak ya da popülerliğini kullanmanın da artık cılkı çıktı. Zaten alışveriş ve pilates saatinin çakışması ne yahu? Eve gider, şu hareketleri iki dakikada yaparsın. Hoş yapmasan ne olur? 90’lardan beri sorarım, Ebru Şallı ne işe yarıyor, neden ünlü diye. Bir türlü cevabını bulamadım.