Donald Trump, emlak milyarderi, başkanlıkta ikinci dönemi...

Dünyayı bir müteahhitlik projesi olarak görüyor. Nerede arsa görse, Gazze’ye bile gözünü dikti.

Üzerinde insanlar ölüyormuş, soykırım yapılıyormuş, umurunda değil.

Kâr peşinde, ABD’lilere de onu vaat ediyor zaten: Yeniden büyük Amerika.

Kendine hayran bir kişilik.

Kaba ve kural tanımaz. Oval Ofis’i bir tür şov odasına çevirmesi ve başka liderleri burada aşağılaması şaşırtıyor.

Kimine göre gerçek bir değişimci, kimine göre tehlikeli bir otokrat.

★★★

İkinci kez başkanlığa hazırlanırken yanındaki en büyük destekçisi milyarder Elon Musk idi. Kendisi gibi öngörülemez bir kişilik. Zeki ve vizyoner. Haftada 80-100 saat çalışıyor. Servetini iflasın eşiğinden dönen Space x gibi büyük projelere yatırmaktan çekinmeyecek kadar cesur.

Toplumsal normlara uymayan kaba bir mizah anlayışı var. Sahibi olduğu X paylaşımlarından da bunu anlayabiliyorsunuz. Üstelik kutuplaştırıcı söylemleri var. Kimine göre dahi, kimine göre egoist ve tehlikeli.

Bu iki adam arasındaki ilişki, 2016’da Musk’ın Trump’ın ‘CEO konseyi’ne katılmasıyla başladı. Bu konsey, başkan Trump’a destek için kurulmuştu. Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararı sonrası Musk konseyden ayrıldı.

Ancak 2018 olduğunda, Trump sık sık Space X’ten ötürü Elon Musk’ı övüyordu, “Onu seviyorum, bence bir dahi. Kendi roketini fırlatıp geri indiriyor” diyordu. Musk, Pentagon ve NASA’dan üst üste ihale alıyordu.

Yıl 2024 olmuştu. Başkanlık seçimleri gelmişti. Orada bir destekle sahneye çıktı Elon Musk.

Trump başkan, Musk ise ‘federal israfı engelleme’ hedefiyle kurulan Hükümet Verimliliği Departmanı’nın başına getirildi.

Ancak, 2025’te açık bir çatışmaya dönüştü. Bu anlaşmazlık, hem siyasi hem de ekonomik alanda yankı uyandırdı.

★★★

Hafta sonuna doğru Donald Trump ve Elon Musk arasındaki ilişki adeta bir savaşa dönüştü. Trump, Musk’ın federal sözleşmelerini sona erdirebileceğini ima etti, “Bütçemizden tasarruf etmenin en kolay Elon’un devlet sübvansiyonlarını ve sözleşmelerini sonlandırmaktır. Biden’ın bunu yapmamasına hep şaşırmışımdır” dedi.

Bu, o kadar kolay olur mu bilinmez, çünkü Pentagon ve NASA, Musk’ın şirketi Space X’e alt yapısından bağımlı. The New York Times analistlerine göre, Trump, bir kararnameyle Elon Musk’ın güvenlik iznini askıya alabilir. Trump yönetimi, benzer adımları Biden döneminde hükümeti eleştiren bazı isimlere karşı da uygulamıştı. Bu adım, SpaceX’in milyarlarca dolarlık Pentagon sözleşmeleri göz önünde bulundurulduğunda, Musk’ın şirketin CEO’su olarak görevine devam etmesini zorlaştırabilir. Aynı gazetenin geçen yılki haberine göre, Pentagon müfettişleri zaten Musk’ın yabancı hükümet liderleriyle iletişimlerinde federal güvenlik izin şartlarını ihlal edip etmediğini araştırıyordu. Ayrıca Trump yönetimi, önümüzdeki yıllarda SpaceX’e gidecek yeni sözleşmeleri yavaşlatabilir. Bunun için, işleri rakip şirketlere -örneğin Jeff Bezos’un Blue Origin’i ya da Boeing ve Lockheed ortaklığı olan United Launch Alliance- yönlendirme yollarını arayabilir.

Ancak SpaceX’e şimdiden milyarlarca dolarlık mali taahhütte bulunulmuş durumda. Bu taahhütler, Trump’ın geri kalan görev süresi boyunca yayılacak şekilde; astronotlar ve kargo taşımak için Uluslararası Uzay İstasyonu’na ve hatta Ay’a yapılacak fırlatmaları, ayrıca askeri ve casus uyduların yörüngeye gönderilmesini kapsıyor.

Elon Musk, NASA üzerindeki bu gücünün farkında görünüyor. Twitter üzerindeki atışmalarının ardından projesi çekeceğini söyleyerek, ortalığın buz kesmesine sebep oldu.

Tıpkı Epstein cinsel taciz dosyasında Trump’ın adının örtbas edildiğini ileri sürdüğü zamanki gibi.

Üstelik Elon Musk, açıkça götürdüğü savaşında kendi platformu X üzerinden bir soru sordu, “Yeni bir partiye ihtiyaç var mı?” Ankete katılan 5 milyonu aşkın kullanıcının yüzde 72’si ‘evet’ cevabını verdi. Musk’ın yeni bir siyasi oluşum hazırlığında olduğu ileri sürüldü.

Hisseler düşüyor, ekonomi çalkalanıyor, diplomasinin tüm kuralları ihlal ediliyor.

Donald Trump, Elon Musk’ın aklını kaçırdığını, kendisiyle konuşmayı düşünmediğini söylüyor.

İki deli savaşıyor, yine çimler eziliyor. Kuralsızlık, öngörülemezlik, kişisel güçlere bağlanan devletler, sonunda bunu yaşamaya mahkum değiller mi?

Kurumların kıymetini sadece bu olayda bile anlamak mümkün.

Aşksız, sevgisiz yaşam ve devrimcilik olmaz

Bugün ‘Apolitik’ soruları SOL Parti, Parti Meclisi Üyesi Alper Taş yanıtladı.

Alper Taş bizimle çocukluk fotoğrafını paylaştı. 

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Eşimi ve kedimi öpmek, suyumu içmek, hızlıca günün haberlerine göz atmak.

- En son hangi kitabı okudunuz?

Birkaç kitabı aynı anda okurum. 21. yüzyılı anlamak Çin’i anlamaktan geçiyor. Çin üzerine sistematik okuyorum. ‘İnsanlığın Ortak Geleceğini İnşa Etmek Üzerine (Xİ Jinping), ‘Yeni Soğuk Savaş’ ( Gilbert Achcar), ‘Hep O Şarkılar Geliyor Aklıma’ (Şenol Morgül), ‘Yol Aşkı-Yürümenin Tarihi’ (Rebecca Solnit).

- En son hangi filmi izlediniz?

Çok film izleyen biri değilim. En son Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmini izledim.

- En çok sevdiğiniz ses ne?

Tulum sesini çok severim. Tulum sesine eşlik eden dere ve ırmak sesini de.

En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Sıyrılıp Gelen- Grup Yorum, Mimoza Çiçeğim- Volkan Konak, Arkadaş- Melike Demirağ.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

...Bu ne beter çizgidir bu/ Bu ne çıldırtan denge/ Yaprak döker bir yanımız/ Bir yanımız bahar bahçe...

- Aşka inanır mısınız?

“Aşk demişti yaşamın bütün ustaları/aşk ile sevmek bir güzelliği/ve dövüşebilmek o güzellik uğruna...” Aşksız, sevgisiz yaşam ve devrimcilik olmaz.

- Kırmızı çizginiz nedir?

Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik.

- En sevdiğiniz yemek?

Karalahana sarması, sebzeli hamsi, güllaç.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Geleneksel mutfağımızdan hiçbir yemeğe hayır demem.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Merak ettiğim yerleri görmek. Merak ettiğim konularda çıkan kitapları okumak. Sevdiklerimle buluşmak. Zalimin zulmüne direnenleri görmek.

- Yağmur mu, güneş mi?

‘Yağmurlar Ülkesi’ Rize’nin çocuğuyum ama güneşi isterim.

- Güz mü, ilkbahar mı?

23 Nisan çocuğuyum. O yüzden ilkbahar. Doğanın yeniden uyanışı ve onun insan ruhuna yansıması çok güzel bir duygu halidir.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Bencillik, ikiyüzlülük, kibir.

- Geçmişe dönük birine bir şey söylemek isterseniz kime ne söylersiniz?

Lisede önemsemediğim İngilizce dersinde “Alper bu dersi önemsemiyorsun ama ileride sana çok gerekecek” diyen öğretmenime “Çok haklıydın” diyebilmek ve elini öperek yeniden başlayabilmek.

- Size şu anda telefonunuzu üç gün vermeseler ne yapardınız?

Okumak, okumak, okumak.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçim şansınız var kim olmak istersiniz?

“Yeniden gerekseydi yaşamam giderdim yine aynı yoldan”... Yaşadıklarımdan çıkardığım dersler ışığında yine kendim olmak isterdim. Ama daha iyi kendim.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

En önemli eksikliğimden biri. Keşke çalabilseydim. İyi türkü, şarkı söylerim ama.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Sevdiklerimle ayakta durana kadar, kendimi bilene kadar, kendimi taşıyana kadar.