Şimdi okuyacağınız yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturdum, sabahtan beri susmayan telefonum yine çaldı. Yakın bir arkadaşım:

“Mustafa ne yazacaksın? Aman, sakın ha!”

Sonra bir başkası, bir başkası...

İnanmayacaksınız ama tezkeremi aldığım günden sonra, yani tam 39 yıldır görüşmediğim komutanım bile bulmuş telefonumu:

“Dikkat et...”

İçimden bir, “Emredersin komutanım” çektim...

Ne yapacaksın, 39 yıl da geçse komutan, komutandır!

KAHRAMANLIK YAPMA!

Eski komşularım, bakkalım, muhtarım... Ve tabii iyi niyetli meslektaşlarım, okul arkadaşlarım, mahalleden kardeşlerim...

“Kahramanlık yapma...”

En çok bu söz çınlıyor kulaklarımda şu an:

“Kahramanlık yapma...”

Açtım sözlüğü baktım, kime “kahraman” denir diye...

“Savaşta veya tehlikeli bir durumda yararlık gösteren kimse” yazıyor, “kahraman” için... Sonra da Enis Behçet Koryürek’in şiirinden bir örnek veriliyor:

“Al bayrağa narin eller işliyor zafer...

Uzaklarda yaralanır, kahraman nefer!”

BENİM İÇİN YENİ DEĞİL!

Bu uyarı benim için yeni değil; Ergenekon davaları sırasında da çok uyarılmıştım.

Hatta VATAN Gazetesi’nde birlikte çalıştığım rahmetli Okay Gönensin her karşılaşmamızda, “Sen hala dışarıda mısın yahu?” diye takılırdı.

Sonrası, kaderin cilvesi...

Bana dokunan olmadı ama “Yetmez ama evet”çilerin öncülerinden biri olan Okay Abim’in adı, Ergenekon iddianamesindeki “örgüte üye olmadan yardım edenler” arasında çıktı...

Bu sefer ben ona takılmaya başladım:

“Görüyorum ki bu sabah da yırtmışsın!”

ONCA SUYU NİYE İÇTİK?

Eminim ki dün herkes sevdiklerine bu tip uyarılarda bulundu:

“Aman sakın ha... Kahramanlığın lüzumu yok!”

Sahi; yok mu kahramanlığın lüzumu?

Ne diyor sözlük?

“Tehlikeli bir durumda yararlık gösteren kimse!”

Eeee... Niye çekinelim bundan?

Birileri tehlikedeyken, eşimiz dostumuz, ülkemiz risk altındayken yaralı parmağa işemeyeceksek, onca suyu niye içtik bugüne kadar?

O yüzden bütün sevenlerimden, arkadaşlarımdan, dostlarımdan özür dileyerek “Aman sakın ha” dedikleri konuya gireceğim ve “aydın” olmaya çalışan bir dünya vatandaşı olarak üzerime düşeni yapacağım.

Kahramanlık olsun diye de değil... İnsan olduğum için!

TALİMAT ALDINIZ MI?

Dün Ekrem İmamoğlu’nun ve yakın çalışma arkadaşlarının da aralarında bulunduğu yüzden fazla insanı gözaltına aldıran Sayın Başsavcı...

Bu “iş”i kimseden talimat almadan yaptığınıza, Kuran’a el basarak yemin eder misiniz?

Geçen yıl yapılan seçimleri tam 4 milyon 432 bin 862 İstanbullu’nun oyuyla ve büyük bir farkla kazanan... Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ülkenin birinci büyük partisinin aday göstermeye hazırlandığı Ekrem İmamoğlu’na yönelik bu operasyon için düğmeye gerçekten siz mi bastınız?

Adalet Bakanı, Adalet Bakan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanı... Bu konularda “kör, sağır ve dilsiz” kalabilmeyi gerçekten başardı mı?

TURBUN BÜYÜĞÜ, BU MU?

Örneğin Cumhurbaşkanı’nın bir buçuk ay önce söylediği “Turbun büyüğü heybede” sözleriyle, bu operasyonu kastetmediğine ve dünkü operasyondan haberi olmadığına milyonlarca kişiyi kim, nasıl inandıracak?

Açıkça soruyorum:

Olması gerektiği gibi, “vicdanınızla” mı hareket ettiniz yoksa bazı yönlendirmeler söz konusu oldu mu?

BEDELİ BÜYÜK OLDU!

Dün yaptığınız operasyon tüm dünyada yankılandı Sayın Başsavcı...

Bedeli büyük oldu!

Bazı yabancı ajanslar İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “Türkiye’nin siyasi geleceğine yargı darbesi” başlığıyla duyurdu.

Ülkenin sadece itibarı zedelenmedi; ekonomisi de büyük yara aldı... Türk Lirası, yabancı para birimleri karşısında büyük bir değer kaybına uğradı.

Koca koca şirketlerimizin piyasa değeri düştü.

Demokrasimiz, hukukumuz, insan olmaktan kaynaklanan temel haklarımız biraz daha fazla tartışılır hale geldi.

Sahi; değdi mi?

SON SORU!

Eşim, dostum, “Kahramanlık yapma” diyor.

Derdim de kahraman falan olmak değil zaten...

Benim derdim, ülkesine, dünyasına sahip çıkan duyarlı bir insan olmak...

Bu yüzden işimi yapıyorum ve korkmadan soruyorum Sayın Başsavcım:

Hukukun içinde kaldınız mı?

Yoksa bu operasyonlarda siyasi gücün etkisi var mı?

GÜNÜN SORUSU

Sorum size:

Ortak geleceğimiz, özgürlüğümüz ve demokrasimiz için kendi özgürlüklerinden, hatta canlarından vazgeçen insanlara sahip çıktığınızı göstermek için ne yapacaksınız?

Sosyal medyadan mesaj mı atacaksınız?