Mustafa Aydın evlendi...

Mutluluklar dilerim, bir yastıkta kocasınlar... İyi de her gün yığınla insan evleniyor, kim bu Mustafa Aydın, nedir özelliği ki, köşene konuk oluyor diye soracaksınız! Hah işin bamteli de tam burası...

- Mustafa Aydın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkan Yardımcısı!

Bu ne demek peki? Bu kurumun tüm bankalar dahil finans piyasasını düzenlemesi ve denetlemesi demek!

Filmi birazcık geriye sararak anlatayım; Finans piyasasının tüm kurumlarına yakın zaman önce bir davetiye ulaştı. Şöyle yazıyordu yaldızlı davetiyede:

- Nilüfer & Mustafa... Bu mutlu günümüzde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız... 19 Eylül 2024 Radisson Blu Hotel.

Bankaları ve finans kurumlarını aldı mı bir telaş, sormayın gitsin! Kendilerini denetleyen kişinin düğününe gitmemek olmazdı elbette. Ancak takı konusunda karar vermek zordu! Her şirketin yöneticileri toplantılar yaptılar hatta rivayete göre diğer rakip şirketlerin takı bedellerini öğrenip geride kalmamak için çalışmalar yaptılar. Sonunda banka genel müdürleri ortalama bir fiyat belirledi:

- 150 bin TL ile 350 bin TL arasında takı bütçesi!

Sanki MHP’nin düğünü!

İşte bu düğünü değerli gazeteci, sevgili kardeşim Timur Soykan haber almıştı!

Davetsiz olarak düğüne katılmaya karar verdi. Biraz endişeliydi aslında; adı üstünde düğündü bu, yemekli olacaktı herhalde ve kolayca fark edilecek ve dışarı çıkarılacak diye korkuyordu...

- Hiç de öyle olmadığını otelin balo salonuna girdiğinde anladı!

Düğünde ne yemek ne de içki vardı! Yüksek aperatif masaları üzerinde çerez ve cips vardı ve garsonlar meyve suyu servisi yapıyordu, davetliler de ayaktaydı...Diğer bir deyişle 5 yıldızlı oteldeki bu düğün davet epey ucuza halledilmişti!

Aslına bakılırsa, bir başka rivayete göre bu düğünün masraflarının bir banka tarafından üstlenildiği de kulaktan kulağa yayılmıştı!

Ancak, davetliler ağır, oturaklı kişilerde seçilmişti... Mesela MHP’nin ağır topları ve Süleyman Soylu oradaydı... Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı AKP’den ise eser yoktu! Milletin paralarını işleten bankaların, aracı kurumları yani finans kesiminin genel müdürleri, üst düzey temsilcileri de tam kadro oradaydı! Ayrıca yüzü aşkın çelenk de salonun her tarafını kaplamıştı...

Salonda keman, viyolonsel ve flüt dinletisi başlamıştı ancak kimsenin dinlediği filan yoktu. Sonunda Mustafa Aydın ve Nilüfer Özmen alkışlar arasında salona girdi ve nikah başladı. Kimler mi nikah şahidiydi? Sayayım:

- Süleyman Soylu, TBMM Başkan vekili MHP milletvekili Celal Adan, BDDK Başkanı Şahap Kavcıoğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, MHP İzmir Milletvekili Zafer Osman Ağaoğlu, Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan... Nikahı kıymak için ise Kırklareli’nin MHP’li Başkanı Derya Bulut gelmişti...

Maşallah, MHP düğünü gibiydi yani! Timur’un deyişiyle “O nikah töreninde parti devletindeki bölüşüm sergileniyordu!” Kısacası herkese damadın arkasında MHP’nin olduğu ilan ediliyordu...

- Zaten Celal Adan evlilik cüzdanını verirken Devlet Bahçeli’nin selamını da iletmişti mikrofondan...

Ayrıca Türkgün TV’de düğünü ayrıntılı bir şekilde kaydetmişti!

Dillere destan takı kuyruğu!

Ehh, artık takı törenine geçilebilirdi...

Zaten başka yapılacak bir şey de yoktu! Nikah töreni yapılan alanın iki tarafına (M&N) rumuzlu iki kutu konuldu, yine iki tarafta ellerinde (M&N) rumuzlu torbalarla iki kız yerleştirildi. Finans dünyasının ağır topları kuyruğa girdi ve takı töreni başladı...

Görülmeye değerdi doğrusu; Timur, baştan sona bu çürümüşlüğü, pardon “düğünü” kayda aldı ve gazetesi Birgün manşetten kullandı!

Takı töreni en az 2 saat sürdü... Torbalar, kutular defalarca doldu, boşaltıldı...

Takısını kutu ya da torbalara bırakanlar fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi; “gelmedi” dedikodusu ve ardından olabilecekler en baştan bertaraf edilmeliydi doğal olarak! Takısını takan düğünden ayrıldı.

Timur, gösterişli otelden çıkarken finans sektörünün denetiminde uzun yıllar çalışmış, eski bir müfettişi telefonla arayıp düğünü anlattı. Müfettiş şöyle dedi:

- Denetlemeye gittiğimiz bankaların, finans kuruluşlarının binalarında aylarca çalışırdık. Kendi aramızda ‘Burada çay içelim mi, yemek yiyelim mi?’ diye tartışırdık. Artık ne etik ne ahlak kalmış. Devletin gücünü arkalarına alıp denetledikleri kurumlardan hasılat topluyorlar.

Benim aklıma da şu takıldı; bu takı töreninden sonra denetleme uzmanları bankaları ve finans şirketlerini nasıl denetleyecekler, bu nasıl bir çürümedir?

Sevgili Timur kardeşimi yürekten kutluyor ve onun haberindeki son cümlesiyle bitiriyorum:

- Ülke, sadece kamu görevini menfaati için kullananlar nedeniyle çürümüyordu. Siyaset, bürokrasi, sermaye üçgeninde halkın birikimi böyle yağmalanıyordu.