Bazen yazı yazmak çok zor gelir insana...

Eli bir türlü klavyeye gitmez...

Anılar, verdiğiniz kavgaların eseri yazılar, asla unutulamayacak kumpaslar, bir o kadar değerli dostluklar klavyeyle aranızda aşılmaz birer engel oluverir...

Son yazının her bir sözcüğü çok değerli, çok hüzün vericidir diğer yandan...

Cumhuriyet gazetesinden ayrıldığımda deyim yerindeyse sudan çıkmış balığa dönmüştüm... Ne yapacaktım, nasıl yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. Medyanın ezici çoğunluğu iktidarın arkasına dizilmişken, muhalif gazeteci denildiğinde kapılar sıkı sıkıya yüzünüze kapatılırken ne yapılabilirdi bilemiyordum...

-Bu ruh halindeyken gelen bir telefon bütün kötü duygularımı silip atmıştı.

Sözcü Gurubu kucak açmıştı yılların gazetecisine... Kardeş gazete Korkusuz’da  9 yıl boyunca yüzlerce yazı yazdım. İyi günde, kötü günde sımsıkı birbirine sarılan, birlikte direnen büyük bir kadro ile kader birliğinin tadını ve keyfini yaşadım...

Ve işte son ve zor bir yazıyla son kez sizlere sesleniyorum...

Dört yıl önce sonsuzluğa karışan sevgili ağabeyim Bekir Coşkun, Ayvalık’ta bir akşam vakti bir kadeh rakı tokuştururken hafızama kazınan şu beş sözcüğü sıralamıştı:

-Her güzel şey bir gün biter!

Buradaki birlikteliğimizi bu yazıyla noktalıyorum... Öncelikle, yazdığım her yazıda sizlerin desteğini hissettim. Bu çok kıymetliydi benim için; mesajlarınız, telefonlarınız, görüşleriniz ve tabii samimiyetiniz ayakta kalmak, direnmek, doğruları yazmak için çok önemli, çok değerliydi...

-Sağ olun, varolun...

Ve tabii yıllar yılı aynı grupta omuz omuza kavga verdiğimiz dostlarım arkadaşlarım; sizlere de yürekten teşekkürler...

Bir gün, bir yerlerde buluşacağız mutlaka. Sevgili Bekir ağabeyimin sözcüklerine bir ek yapayım:

-Bir şeyin bittiği yer, yeni bir şeyin başlangıcıdır...

Sevgilerimle...