İktidar, “refah payı” beklentilerini umursamadı ve emeklilere “Ölün” dedi.

Maaşlara sadece yüzde 15.75 zam yaptı.

Çalışma Bakanı, en düşük SSK ve Bağ-Kur emekli aylığını 14 bin 469 liraya yükselttiklerini bildirdi.

Şimdi bu kararın Meclis’te yasalaşması gerekiyor.

★★★

O yasaya “lehte” oy vererek milyonlarca insanı açlıktan ölüme ya da sefalete mahkum edecek bütün AKP ve MHP vekillerine sesleniyorum:

Hani şu anda bile, göreceğiniz tepkilerden çekinip memleketlerinize gidemiyor, insan içine çıkamıyorsunuz ya...

Bu sefalet zammına oy verirseniz, bugünlerinizi bile ararsınız...

Evinizden ve Meclis’ten dışarı adım atamazsınız.

Atarsanız; gittiğiniz her yerde aldığınız yüzer bin liradan fazla maaşlar gözünüze sokulur.

Milyonlarca emekliden “Aldığın maaş haram olsun” lafını duyarsınız.

Beddua alırsınız.

Ah alırsınız.

Ve bir dahaki seçimlerde oy olarak da...

Nah alırsınız!

★★★

Diyorsanız ki, “O güne kadar kim öle kim kala... Emekliler zaten yaşlı insanlar, çoğunun bir daha oy verip vermeyeceği bile belli değil.”

Onlar ölür, çocukları kalır!

Yarattığınız yoksullukla, aç ölümleriyle, sefaletle ve kendi lüks yaşamlarınızla sizin kirli izleriniz kalır.

Bu insafsızlığın, bu zulmün hesabı fitil fitil gelir burnunuzdan.

★★★

Enflasyonu düşürmek bahanesiyle asgari ücretliyi, emekliyi soyup soğana çevireceksiniz; öte yandan yandaş müteahhitlerinizin milyarlarca lira vergi borcunu silmek için bütçeye madde koyduracaksınız...

Ve bu halk sizin yakanıza yapışmayacak; öyle mi?

Kendi adıma konuşuyorum:

Siz o yasayı en düşük emekli aylığını 14 bin 469 liraya yükseltecek şekilde çıkarın; karşıma çıktığınız her yerde bağıra çağıra hesap sormaz ve sizi rezil etmezsem adam değilim!

O ahmaklar kim?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grubu’ndaki konuşmasında, İmralı’yla yapılan görüşmeleri eleştirenlere ağır hakaretlerde bulundu. Ama isim vermedi. Sözleri aynen şöyle:

“Hasbelkader milliyetçi ülkücü harekette yer bulan, bu vesileyle itibar kazanan, makam ve koltuk ikbaliyle çevre yapan ve saygı kazanan bir avuç kendini bilmez ahmağın sırf çıkarlarının ikramı kesildi diye ileri geri konuşmaları her şeyden önce edepsiz bir hezeyandır.”

★★★

Kendisine açıkça soruyorum:

Eskiden MHP’nin içinde bulunan ama şimdi olmayan bu “ahmaklar” kim?

Ümit Özdağ mı? Musavvat Dervişoğlu mu? Koray Aydın mı? Cihan Paçacı mı? Durmuş Yılmaz mı? Lütfü Türkkan mı?

Onu kast ettiğini sanmıyorum ama Meral Akşener mi?

Hangi çıkarları, nasıl, kim tarafından kesildi?

★★★

Elbette bir açıklama gelmeyecek... Bahçeli’nin ettiği küfür ve hakaret yine yanına kar kalacak...

Yukarıda bazılarının ismini saydığım tüm eski MHP’lileri, bu ağır hakaretin hesabını mahkemelerde sormaya davet ediyorum. Bu sözler hakkında dava açmayan eski MHP’lilerin, hakareti kabullendiklerini düşüneceğim.

GÜNÜN SORUSU

Sözcü yazarı başarılı kardeşim Erdoğan Süzer’in haberine göre, sözüm ona enflasyonla mücadeleden sorumlu olan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın maaşı ayda 542 bin liradan, 604 bin liraya yükselmiş... Sorum kendisine:

Enflasyonu gerekçe göstererek milyonlarca asgari ücretliyi ve emekliyi açlık sınırının altına mahkum ederken, 28 asgari ücretli maaşı alarak “enflasyonla mücadele ediyormuş” gibi yapmak nasıl bir duygu? Siz, size inanıyor musunuz?

İnanılmaz iddialar!

İYİ Parti’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, inanılmaz iddialarda bulundu.

Akşener’in arkasında hep Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu...

Onun isteklerine göre hareket ettiğini...

Altılı masadan kalkmasının bile bununla ilgili olduğunu...

İYİ Parti’nin belediye başkan adaylarını, Erdoğan’ın isteklerini karşılayacak şekilde belirlediğini...

31 Mart’taki seçimlerden sonra genel başkanlıktan istifa etmeyi bile Emine Erdoğan’dan gelen bir telefon üzerine ertelediğini iddia etti.

Yani demek istedi ki, “Meral Akşener, muhalefetin içine sızdıralan bir tür ‘Truva Atı’dır.”

★★★

Akşener’in şimdilerde Erdoğan’ın yanında yöresinde dolaşmasına bakınca ne yalan söyleyeyim bu iddiaların çok da boş olduğunu düşünmüyorum.

Bakalım Meral Hanım hakaret ya da küfür etmeden, “İspatlamayan şerefsizdir, alçaktır” falan demeden, bu sözlere nasıl bir yanıt verecek?