Ekmek ‘askıda’.

Ramazan pidesi ‘askıda’.

Çorba ‘askıda’.

Fatura ‘askıda’.

Giysi ‘askıda’.

Kömür ‘askıda’.

Kırtasiye ‘askıda’.

Şimdi de iktidarın ortağı MHP’den ‘Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’ başladı.

Haberler şöyle:

“MHP ekonomik krizi kabul etti!”

“MHP’den Erdoğan’ı kızdıracak hamle!”

Bahçeli, Erdoğan’ı rahatsız edecek bir kampanyayla döndü!”

“MHP, askıda buğday kampanyasıyla kime mesaj veriyor.”

Öyle değil.
Değil, çünkü bu ilk değil!

Tarih 20 Ekim 2020...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘Askıda Ekmek Kampanyası’ başlattı.

O zaman da bu başlıklar atıldı ve Bahçeli bir süre sonra bunu Cumhur İttifakı içinde bir sorun gibi algılayanlara kızdı. Bunun  bir tepki veya eleştiri değil, manevi bir görevi ifa hassasiyeti, kardeşliği, hatırlamayı, paylaşmayı ve kader ortaklığını ifade hasbiliği olduğunu söyledi. Bakın neler dedi:

“Biz askıya ekmek koyduk, şu işe bakınız ki ekmeksizler birer birer saklandıkları delikten fırlayarak ortalığa çıktılar. Vay ekmeksizler vay, milletimizin ekmeğine bile göz koyacak kadar nankörsünüz, milli ve manevi hasletlere tahammülsüzlük gösterecek kadar da namertsiniz. Helal lokma arayışı haramdan geçinen kirli yüzleri rahatsız etmiştir. Bunlar her fırsatta ya ekonomiyi kötülerler, ya Türkiye’yi kötü gösterirler, ya da milletimize korku aşılayıp küresel dayatmalara refakat ederler.”

Şimdi başlatılan kampanyayla ilgili önden yapılan açıklamadaysa “Çiftçilerimizin faaliyetleri esnasında önemli tarımsal girdilerin maliyetlerinden kaynaklı bazı sıkıntılar yaşandığı bilinmektedir. Bu sıkıntıların giderilmesi öncelikle tarım politikaları yürüten kurum ve kuruluşların sorumluluğudur.

Bununla birlikte, çiftçilerimizin tarımsal üretimleri, o üretim dönemi için Cenab-ı Allah’ın bir lütfu olarak hilesiz, hurdasız şekilde elde edilen en helal kazanç kapısıdır. Bu düşüncelerle dar ve sabit gelirli, asgari ücretle ve emeklilikle geçimini sağlayan bu vatanın evlatlarının çocuklarının beslenmelerine katkı sağlamak çiftçilerimizin görevi olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli de bir çiftçi evladı olarak 2025 yılının sosyo-ekonomik sıkıntılarıyla karşı karşıya kalan dar ve sabit gelirli insanlarımıza bir katkı sağlamak ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için “Askıda 9 Gülek Buğday Projesi”ni başlatmış bulunmaktadır. Sayın Genel Başkanımız, projeye ilk katkıyı kendisi sağlayarak öncülük etmiş ve projeyi başlatmıştır” denildi.

MHP’yi anlama kılavuzu henüz basılmadığından bu hamleleri çözmekte mahir değiliz. Bahçeli, aba altından sopa mı gösteriyor diye düşündüğümüz her seferinde o sopa bu anlamı yükleyenlere yöneliyor. O yüzden iyisi mi siz, Cumhur İttifakı’nda bir sorun var algısından uzak durun.

Ekonomik kriz var mı, var. Yoksulluk var mı, var. Açlık var mı, var. İktidar ne derse desin, böyle diyeni cezalandıracaksa cezalandırsın, yaşayan bilir. Sadece buğday değil, askıdaki hayatlarımız bunun en büyük kanıtı.

Sadece bu mu?

Korkusuz okurları dün çöpten yiyecek toplayan insanların ne yaşadıklarını okudular.

Yıllar önce o çöpten beslenen insanlarla buluşmuş, utançtan nasıl da yüzlerini sakladıklarına şahit olmuştum. Üstelik bir çöp konteynırına indirdikleri çocuklarına şunu söylüyorlardı, ‘Hepsini alma, başkalarına da kalsın.’ Yoksulluğu paylaşan insanların karşısında zenginliği asla bölüşemeyenler var maalesef.

Torununa çorba almak için böbreğini satışa çıkaran bir kadın vardı, onu asla unutamam.

Bu insanların sadece hayatları değil, onurları da zedeleniyor maalesef.

Askıdaki demokrasi ve insan haklarına hiç girmiyorum bile.

İyi pazarlar.

Babama kendisini çok yıpratmamasını söylemek isterdim

Bugün ‘Apolitik’ soruları Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır yanıtladı.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Eşimle karşılıklı kahve içeriz.

- En son hangi kitabı okudunuz?

Aytunç Erkin’den ‘Masa’ kitabını okudum.

- En son hangi filmi izlediniz?

İllegal Hayatlar Meclis.

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Yağmur sesini severim.

- En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Türkiyem, Mihriban, Bir Başkadır Benim Memleketim.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Bir Başkadır Benim Memleketim.

- Aşka inanır mısınız?

Evet kesinlikle.

- Kırmızıçizginiz nedir?

Vatanım.

- En sevdiğiniz yemek?

Pırasalı Arnavut böreği.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Karnabahar.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Çocukları mutlu ettiğimde heyecanlanırım.

- Yağmur mu, güneş mi?

Yağmur.

- Güz mü, ilkbahar mı?

İlkbahar.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Nankörlük, yalan, ikiyüzlülük.

- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Babamı erken yaşta kaybettiğim için kendisine, sağlığına daha fazla dikkat etmesini, kendisini çok yıpratmamasını söylemek isterdim.

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Çok süper olurdu. Ailemle vakit geçirmek, bol bol kitap okumak isterdim.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Yine kendim.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Saz çalabilmeyi çok isterdim ama becerim yokmuş.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Rabbimin takdiri, hiç böyle bir şey düşünmedim.

Pazar günü ‘ne okusam’, ‘ne dinlesem’, ‘ne izlesem’ diyenlere önerilir 

Bezgin bir kadının günlüğü

Anna Brownell Jameson, Burcu Şahinli’nin Türkçeye kazandırdığı ‘Bezgin Bir Kadının Günlüğü’nde anlatıcısı, değerlerini şekillendiren George dönemi İngiltere’sinden kırık bir kalple ayrılan isimsiz bir genç kadını anlatıyor. Deneyimlediği kimi gülünç kimi büyüleyici durumları, kendisine yabancı farklı kültürler, antik ve modern sanat eserleri ve nefes kesen doğa manzaraları karşısındaki izlenimleriyle birlikte şiirlerini de güncesine işleyip, içini döküyor. İnsan ruhunun zamanın sınırlarını aşan bir portresini okuyacaksınız.

Kışa yaz neşesi

Zeynep Bastık’ın Mabel Matiz imzalı ‘Lan’ şarkısını çevir çevir dinlerken, urban oryantal tarzındaki ‘Destan’ına denk geldim. Kış günlerinde yaz enerjisi isteyenler için güzel bir şarkı. O zaman dans!

Angelina Jolie ve Haluk Bilginer aynı filmde

Ünlü yönetmen Pablo Larraín'in yeni biyografi filmi "Maria", opera dünyasının efsane isimlerinden Maria Callas'ın hayatını beyaz perdeye taşıyor. Filmde, Angelina Jolie’nin, Callas’ı canlandırdığı filmin sürprizi ise Haluk Bilginer. Callas’ın sevgilisi ve ünlü Yunan iş insanı Aristotle Onassis rolüyle karşımıza çıkan Bilginer, yine harikalar yaratıyor. ‘Maria’, Callas’ın Paris'te geçen son günlerine odaklanıyor. Filmde, Onassis’in Jacqueline Kennedy ile evlenmek için Callas’ı terk etmesi sonrası sanatçının yaşadığı duygusal çöküş işleniyor. Bu filmi sinemada izleyin derim.