Yıllarca siyasetin yol vermesiyle istediği atı koşturan, istediğini atayan, istemediğini atan, kumpas kuran, cevaz veren, öneri sunan, yasa çıkaran FETÖ son olarak bir de darbe girişiminde bulunalı tam 9 yıl oldu.
Peşi sıra yaşananları hatırlatmak gerekiyor...
Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla başlatılan ve ‘Demokrasi Nöbeti’ olarak adlandırılan gösterilerin sonuncusu İstanbul Yenikapı’da düzenlenmişti.
Mitinge katılanlar ellerinde Türk bayrakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan posterleri taşımıştı.
Miting alanına kurulan kürsünün yanına kalpaklı Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterleri ile Türk Bayrağı asılmıştı.
Yaklaşık 5 milyon kişinin alan ve çevresinde bulunduğu hesaplanırken asıl mesele mitingin katılımcısı partilerdi.
Bizzat Erdoğan’ın davetiyle dönemin CHP lideri Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Bahçeli gelmişti. Peşlerinden de epey partili elbette...
Kim yoktu dersiniz?
Dönemin DEM Partisi diyelim... Yani HDP.
Çünkü davet edilmemişlerdi.
Dönemin HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise mitinge CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun katılmasını eleştirip “AKP-CHP-MHP ortaklığı yeni değil, ‘devletin bekası’ ve ‘terörle mücadele’ kılıfında 7 Haziran’dan beri sağlanan Kürt karşıtı bir ittifaktır” mesajı paylaşmıştı.
Baluken, “AKP-CHP-MHP bir yıldır savaş sürecini birlikte yürütmüş, vekillerin dokunulmazlığını kaldırıp cuntacılara dokunulmazlığı birlikte getirmişlerdir” sözlerini de kullanmıştı.
Şimdi ise konjonktür yine farklı.
Davet eden aynı, davetlilerin sırası farklı.
AK Parti, MHP, DEM...
Referandum ve süreçle ilgili ortaya ne konulacaksa dirsek temasından fazlasına hazır olunmalı.
Yasa uzlaşıları, değişiklik beklentileri ve çok daha fazlası...
Ülkedeki eksen ha bire kaydığından, yeni konjonktür kendi makullerini ne kadar muhafaza eder, bilemiyoruz.
Bugünün sakıncalıları, yarının makulleri olarak bulabilirler kendilerini...
Normalleşecek olan kim, her satır bunu haykırıyor aslında...
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 24 Temmuz 2016.
Yer: Taksim Meydanı.
Tarihi meydandaki son miting...
Darbe girişiminden hemen sonra, Yenikapı’daki üç partili mitingden haftalar önce...
Cumhuriyet Halk Partisi’nin çağrısıyla, 15 Temmuz darbe girişimini protesto için Taksim meydanında miting düzenlenmişti.
On binlerce kişinin katıldığı mitingde dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 maddelik “Taksim Manifestosu”nu okumuştu.
Kılıçdaroğlu, “Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz” demişti.
Bugünden bakınca manidar bir gülümseme almıyor mu yüzünüzü?
Sonrasında yapılan kimi televizyon programlarını hatırlayın. “Bu bir milat” diyordu biri, “Biz çok uyardık” diyordu bir başkası...
FETÖ’nün güya bin pişman isimleri kanal kanal geziyor, aslında ne kadar da cici insanlar olduklarını savunuyorlardı.
Hepsi kumpas dönemlerinin figürleriydi.
Hepsi kul hakkı yedi, hepsi insanların bedel ödemesine seyirci kaldı.
Ergenekon, Balyoz, 3 Temmuz gibi kumpaslardan sonra hâlâ bugün yargıya dair “tutuklanacaklar listesi” paylaşanların benzer isimler olduğu çok açık...
Nereden nereye ya da biz zaten hep buradaydık...
KÖŞENİN SÖZÜ
“Dünyanın tarihi dünyanın yargısıdır.” -Friedrich Schiller.