İçinizde, ayna olmadan yaşayabileceğine inanan var mı?..

Sanırım yoktur...

Geçmişte yaşadıklarımız kadar...

Bizden önce yaşayanların başarılarının ya da başarısızlıklarının toplamı da:

Bir ayna türüdür...

Kişi, nasıl ki aynaya bakmadan yaşayamazsa...

Toplumlar da...

Geçmişin aynasına bakmadan yaşayamazlar...

Önemli olan...

Aynaya bakıp takılı kalmamaktır...

Çocukluk yıllarımda...

Evimizdeki kızlar aynaya fazla baktıklarında baba annem:

“Kendini aldıracaksın kızanım o kadar çok bakma” diye uyarırdı...

Yani...

Tarihe bakacağız...

Ama:

Takılı kalmayacağız...

Seçimlerden önce:

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizlerinin sebep ve sonuçlarını...

Nasıl çözüldüklerini anlatmaya çalışacağım...

Çünkü...

1 Nisan’dan sonra (tam zamanını bilebilmem mümkün değil...):

Geçmiş krizlerin çözümünde kullanılan ekonomi politikaların aynen...

Ya da...

Benzerinin:

Uygulanmaya konulacağı kanaatindeyim...

Bu nedenle...

Uygulanacak politikaların:

Türkiye’deki farklı kitlelerden alacağı tepkiyle ilgili görüşlerimi:

Sizlerle paylaşmak istiyorum...

Demek istemem o ki:

Yerel seçimlerden sonra uygulanacak ekonomi politikalar...

Toplumun her kesiminde aynı etkiyi yaratmayacak...

Türkiye’de 1958 moratoryumu...

1969 Devalüasyonu...

24 Ocak 1980...

5 Nisan 1994...

Ve...

14 Nisan 2001’de IMF ile imzalanan Stand by uygulamaları...

Orta direkten ve yoksullardan, varlıklı kesimlere:

Servet transferi şeklinde olmuştu...

Geçmişte yaşanan ekonomik krizlerin yönetim istatistiğine baktığımda...

Yerel seçimlerden sonra yine...

Aynı ekonomi politikaların uygulanacağı kanaatindeyim...

Nitekim...

Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek, gelişmelere göre para politikalarının daha da sıkılaştırılacağını defalarca söyledi...

Keza...

Merkez Bankası bir önceki Başkanı ve son atanan Başkan da Mehmet Şimşek ile aynı şeyleri söylediler...

O halde...

Yerel seçimlerden sonra uygulanacak politika:

1958 moratoryumundan...

1969 devalüasyonundan...

Ve sonraki:

3 ekonomi programından farklı olmayacak...

Bu durum tespitini ve hatırlatmayı yaptıktan sonra...

Bu krizlerin:

Sebep ve sonuçlarına bakalım...

Günün sözü

“Hata yapmayan insan yoktur, kişinin insanlıktaki derecesi, hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir...”.

Albert Einstein

İKİ İKTİDARIN BENZERLİĞİ

1. Menderes Hükûmetinin ilk icraatı:

Fazla masraf olduğu gerekçesiyle devlete ait otomobilleri satmak oldu...

İkinci icraatıysa:

6 Haziran 1950’de, askerî darbe plânladıkları gerekçesiyle...

Başta Genelkurmay Başkanı Nafiz Gürman olmak üzere...

Bütün üst komuta kademesi dâhil olmak üzere 15 general ve 150 albayı resen emekliye sevk edildi...

1953 yılında...

CHP’nin tek parti iktidarı sırasında edindiği malları hazineye aktarıldı...

Halkevleri kapatıldı...

CHP döneminde çoğu kapatılan köy enstitüleri:

Öğretmen okullarına dönüştürüldü...

AKP’nin ilk kurduğu hükümeti...

Ve...

Erdoğan’ın başbakanlığının ilk yıllarını hatırlayın...

DP İKTİDARININ İLK YILLARI

1950 Türkiye genel seçimlerinde, %52,7 oy alan DP 420 milletvekilliği kazanmıştı...

Neden?..

CHP tek parti ve tek adam iktidarı:

Seçim sistemini kendisinin çoğunluğu sağlayacağına göre yapmıştı da ondan...

Ama...

Bu hata bumerang etkisi yapmış...

Dönmüş CHP’yi vurmuştu...

Ve...

%39,4 oy almış olmasına rağmen...

Sadece 63 milletvekili çıkarabilmişti...

Peki...

Sonra ne olmuştu da 1957 devalüasyonu...

1958 moratoryumu...

Ve...

27 Mayıs 1960 askeri darbesi yaşanmıştı...

Anlatacağım ama önce:

DP iktidarının ilk yıllarından kısaca söz etmek istiyorum...

BAŞTAN İYİYDİ

DP iktidarının ilk döneminde:

Serbest piyasa ekonomisine geçiş hızlandırıldı...

Yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi...

Yabancı sermayeyi teşvik yasası çıkarıldı...

Yabancı yatırımcının Türkiye’de elde ettiği kazancını döviz olarak dışarı transfer etme hakkı tanındı...

Gelen dış krediler özellikle tarım alanında kullanıldı...

Tarımda makineleşme çalışmaları yoğunlaştırıldı...

Marshall Planı’nın da katkısıyla:

Yeni sanayi tesisleri kuruldu...

Bu dönemde Türkiye’nin Gayri Safi Millî Hasılası:

Yılda ortalama %9 oranında büyüdü.

ALDI YÜRÜDÜ...

2 Mayıs 1954 tarihinde yapılan seçimlerde DP, ilk seçimdekinden de daha büyük bir zafer kazandı...

%57’sini alan DP, 502 milletvekili...

%35,9 oy alan CHP ise sadece 31 milletvekili çıkarabildi...

Başbakan Menderes; Meclis’te, hükümetin ikinci dönemi için yaptığı konuşmada ilk döneminden övgüyle söz etti...

Başbakan’a göre:

1950-1954 yılları arasındaki ilk dönemlerinde ekonomide:

“Harikalar yaratmışlardı...”.

Bu siyasi başarılar Adnan Menderes’in başını döndürdü...

Eleştirilere tahammülsüzlük...

Ve...

Menderes’in özel hayatındaki pespayelikler:

Aldı yürüdü...

HARİKAYDI

Andre Rieu konserleri her zaman harkadır zaten...

Ama...

Bu sefer...

Dinleyiciler de harikaydı...

Zira...

Arap Müslümanları giderek özgürleşiyor...

Özgürleştikçe medenileşiyorlar...

Danışmanlarına tavsiyem...

Andre Rieu’nün Bahreyn konserini Erdoğan’a mutlaka:

İzletmeliler...

YAAAA....

Haber:

AKP’li belediye başkanı fuhuş operasyonunda tutuklandı...

Ne demiş Baba Erenler:

“Eline, beline, diline sahip ol...”.

Yaaaa...

İşte böyle...

Ulu sözü dinlemeyen:

Ulur kalırmış...

KAZARA SEÇİLİRSE

AKP’nin İBB Belediye başkan adayı Murat Kurum dedi ki:

“31 Mart’ta Gazze’deki mazlumlar sevinecek, Gazze’de elini bize uzatan kardeşlerimiz sevinecek...”.

Gazzeli çocuklar dilenci olmalılar ki:

Ellerini Murat Bey’e uzatmış:

İstiyorlar...

Murat Bey’i aday gösteren genel başkanın ailesine ait gemiler ise...

Ellerini İsrail hükümetine ve iş insanlarına uzatmış olmalılar ki:

İsrail’e her gün:

Binlerce ton gıda ve silâh sevk ediyorlar...

Bu arada:

Murat Bey kazara seçilirse...

İstanbullu çocukların sevinmeyeceklerinin farkında...

İSTİFASINI İSTEDİLER...

1955, Menderes’in despot başbakanlığa geçişinin ilk yılı oldu...

6-7 Eylül barbarlığı...

Ve...

Bu barbarlığı başlatan Hikmet Bil başkanlığındaki Kıbrıs Türk’tür Derneği’nin adeta desteklenmesi:

Menderes’in Batı’daki itibarını çok fena sarstı...

1955 yılı:

İlk dört yılda, ekonomindeki büyümenin:

Hormonlu bir büyüme olduğunu göstermeye başladı...

Evet, ekonomi büyümüştü ama...

Büyümenin motoru...

İçeride artan yatırım, üretim ve istihdam değil:

Verilen cari açıklardı...

Artık döviz girişi neredeyse durma noktasına gelmişti...

Sıkıntılar, DP meclis grubunda homurdanmaları getirdi...

29 Kasım 1955 Salı günü yapılan DP Grup toplantısında söz alan milletvekilleri Menderes’i diktatörlükle suçladılar...

Hükümetin istifasını istediler...

Yarın:

Macun tüpten çıkıyor...

DÜNÜN X’İ

Mahfi Eğilmez

@mahfiegilmez

2024’de geçerliliğini yitiren atasözlerimiz:

“Ben hep 50 liralık alıyorum.”

“Faiz sebep enflasyon sonuçtur.”

“Lozan bitecek madenlerimizi çıkarabileceğiz.”