Kültür ve Turizm Bakanlığı, İlyas Salman’ın başrolünde oynadığı “Oy’una Geldik” filmini engellemiş. Film, “Her devrin bir zübüğü vardır” sloganıyla ön gösterimini yapmıştı. Bakanlık, engelleme nedenini eksik belge olarak açıklamış. Ticari gösterime girmeden yasaklanan film olarak ün kazanacak yapım, Tunceli’de çekildi. Siyasi ve toplumsal taşlamalar içeriyordu. Ne demek kardeşim taşlama! Haddini bil!

★★★

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Tüm bu sorunların arkasında hukuka olan güvenin sarsılması var. Enflasyonla mücadelenin hem girişimciler, hem çalışanlar için maliyetine katlanmak zorlaşıyor. Sanayici çok zorlanıyor. İhracatçı kan ağlıyor. İthalatın cazibesi artıyor” dedi. Diyemezsin! Ne biçim iş adamısınız siz! Siyaseti dizayn ettiğiniz o eski Türkiye’den eser yok şimdi. Ayağınızı denk alın!

★★★

Mezuniyet töreninde subay yemini okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen beş teğmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmişti. Ana muhalefetin lideri CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı olan Korgeneral Tevfik Algan’ın bu ihraçlara şerh koyduğunu belirtmiş, Algan’a baskı yapıldığını, onun ihracı için de kimin baskı yaptığını bildiğini söylemişti. TSK yöneticilerini de eleştiren Özel’e sert yanıt gecikmedi. Erdoğan, “Ayaklarını denk al, yoksa denk getirmesini biliriz” dedi.

★★★

CHP’nin potansiyel cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun üniversiteye yatay geçiş yaparken denklik sorunu olduğu yazılıp çizildi. Avukatları, belgelerle basının karşısına geçti, “Yok böyle bir şey” dedi. Türk milleti Erdoğan’ın diplomasını hiç görmedi, ama diplomasını gördüğü Ekrem İmamoğlu’nun nelere maruz kaldığına şahit oldu. Olsun, varsın denklik de olsun, diploma da. Sonuçta herkes haddini bilecek. Denklik yok deniyorsa, yoktur, fazla söze gerek yok!

★★★

Et kuyruğundasınız, askıda ekmek kuyruğunda, askıda buğday derken, kuyrukta öylece bekleyin olur mu? Sıradakilerle fazla samimi olmayın. Onlara yoksulluğunuzdan sakın ola bahsetmeyin. Televizyonda da karamsarlık aşılayan programlara yüz vermeyin. Hele öyle “Yandık, bittik, mahvolduk” habercilerinin gözünün yaşına bakmayın, zaplayın gitsin. Mutluluk kanallarını izleyin. Gerçeklerle yüzleşin. Enerji, sanat, kültür, spor, milli teknolojideki başarılarımıza odaklanın. “Bunlar karın doyurmaz mı?” diyorsunuz, haddinizi bilin...

Burası eski Türkiye değil!

Haddinizi bilin haddinizi!

“Bu da gelir, bu da geçer”

Bugün ‘Apolitik’ soruları CHP Eski Genel Sekreteri Gürsel Tekin yanıtladı.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Sabah bir bardak çayımı alır, haberleri gözden geçirir, günün derdine tasasına bakarım.

Gürsel Tekin bizimle 1979 yılına ait Kars Alpaslan Lisesi’nde öğrenciyken çekilen fotoğrafını paylaştı. 

- En son hangi kitabı okudunuz?

Sevgili hemşerimin kitabını herkesin okumasını öneriyorum. Adalet olmadan kalkınma olmaz, eşitlik olmadan huzur olmaz. Selçuk Şirin’in ‘Ya Adalet Ya Sefalet’ kitabı, tam da bu yüzden okunmalı. Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmazlara dair bilimsel verilerle dolu, ama en önemlisi çözüm önerileri sunan bir kitap.  Ve bu kitabı da yakın zamanda okumuştum; Fakir BaykurtTırpan. Anadolu insanının mücadelesini anlatırken, köy hayatının zorluklarını ve insan ilişkilerini çok güzel işler. Öyle süslü kelimelerle değil, bildiğimiz, duyduğumuz halk diliyle anlatır. Okuyunca hem düşündürür hem de içinden geçenlere hak verdirir.

- En son hangi filmi izlediniz?

Eski bir Kemal Sunal filmi. Güldürürken düşündüren adamdı, bugün bile ders alınacak çok şeyi var.

Askerlik fotoğrafıysa 1985 yılına ait. 

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Tarlada rüzgârın buğday başaklarını sallarken çıkardığı o hafif hışırtı.

- En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Neşet Ertaş – Gönül Dağı, İlkay Akkaya– Bekle Bizi Buğday Tanesi, Bir de Cem Karaca’dan güzel bir şarkı diyelim.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Bu da Gelir, Bu da Geçer derdim. Çünkü bu ülke ne badireler atlattı, yine de ayakta.

- Aşka inanır mısınız?

Elbette. Memleket sevgisi de bir aşk işidir. Memleket de bir aşktır, mücadele de.

- Kırmızıçizginiz nedir?

Adaletsizlik ve haksızlığa boyun eğmek.

Gürsel Tekin

- En sevdiğiniz yemek?

İyi pişmiş bir kuru fasulye, yanında pilav, kete ve malakan peynirini de her an yiyebilirim.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Lüks sofralarda halkın sofrasından çalınmış ne varsa, yemem.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Bir köy kahvesine oturup insanlarla dertleşmek, umutlarını dinlemek.

- Yağmur mu, güneş mi?

Yağmur. Hem bereket hem huzur getirir.

- Güz mü, ilkbahar mı?

Güz. Düşünmenin, hesap yapmanın, geçmişle yüzleşmenin mevsimi.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Adam kayırma, sözünden dönme, emek hırsızlığı.

- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Babam hayattayken daha çok konuşurdum. Hayattaki en büyük pişmanlık, konuşabileceğin biri varken konuşmamaktır.

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Anadolu’da bir köy kahvesine gider, halkla sohbet ederim. En iyi haber ajansı, halkın kendisidir.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Yine bu toprakların bir evladı. Ama belki bu sefer bir çiftçi.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Bağlamayı öğrenmeyi hep istedim, ama dinlemesini de severim.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Torunlarıma memleket hikâyeleri anlatacak kadar. Sonrası Allah’a kalmış.