ABD Başkanı Donald Trump, “ikinci döneminde daha devlet adamı gibi davranıyor” diye yorum yapanları pişman edecek adımlarıyla konuşuluyor.

Her konuşulduğunda da, örneğin bizim çevrelerde “Aynı biz” yorumları yapılıyor.

Sahiden aynı biz!

ABD Başkanı Donald Trump, sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a öykünüyor.

Örnek mi istiyorsunuz?

Türkiye’de RTÜK kararlarıyla ekranlar kapanıyor malumunuz. ‘Demokrasinin beşiği’ ABD’de ne oldu dersiniz. ABD Başkanı Donald Trump, ABC ve NBC kanallarını ‘sahte haber’ yaymakla suçladı. Ve ne istedi tahmin edin!

Bingo!

“Haberlerinin yüzde 97’si bana karşı, yayın lisanslarını iptal edin!”

Basın özgürlüğü konusunda üzerine onlarca film çekilen ABD’nin geldiği hale bakın hele.

Kim derdi ki bir gün ABD’nin ünlü iki kanalı ABC ve NBC, bizim Sözcü TV’yle aynı kaderi yaşayacak?

Oluyor işte, dünya küçülüyor. Sağ ve popülist liderler aynı yoldan yürüyor. Olan demokrasiye, fikir özgürlüğüne oluyor.

ABC ve NBC’yi Demokrat Parti’nin bir kolu gibi hareket etmekle suçlayan Trump, acaba kendi partisinin bir kolu gibi hareket etse ‘Lisansını iptal edin’ diye feryat eder miydi?
Cevabı belli bir soru bu.

Tabii orası Amerika. Anayasa uygulanıyor ve hukuk başkandan üstün.

ABD Anayasası ifade özgürlüğünü güvence altına alıyor. Lisans iptaline izin vermiyor.

Bizim anayasamız da ifade özgürlüğünü güvence altına alıyor da anayasayı takan yok!

★★★

Benzerlik bununla bitmiyor elbet.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kaç yıldır tartışıyoruz, hatırlayan var mı?

‘Laf dinlemedi’ denilerek Merkez bankası başkanlarının görevden alınmasıyla ilgili tartışmalar çok taze. 

Peki ne oldu dersiniz?

ABD Başkanı Donald Trump, ABD Merkez Bankası (FED) Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’u “mortgage sözleşmelerinde yanlış beyanlarda bulunduğu” gerekçesiyle görevden aldığını açıkladı.

Alın size bir benzerlik daha.

Trump, sosyal medya hesabından Cook’a yazdığı mektubu paylaştı.

Mektubunda FED yasasının kendisine verdiği yetkilere işaret etti, Cook’un bir veya daha fazla mortgage sözleşmesinde yanlış beyanlarda bulunmuş olabileceğine dair yeterli neden olduğunu öne sürdü. Zaten FED takıntısını hepimiz biliyoruz.

★★★

Çok kısa bir süre önce bu kez Donald Trump’ın, ABD başkanlığında üçüncü bir dönem görev yapmak istediğini konuşmuştuk.

Bu o kadar tuhaf bir istek ki ABD için Trump “Şaka yapmıyorum” diye altını çizmişti.

ABD Anayasası’nda “Hiç kimse... iki kereden fazla seçilemez” ifadesi var ama Trump’ın bazı destekçileri bu maddenin etrafından dolanmanın mümkün olabileceğini savunuyor.

Etrafından dolanmak!

Bildiniz siz!

Artık ABD düşünsün.  

OKULLAR AÇILIYOR, KARNIM ZİL ÇALIYOR!

Okulların açılmasına kısa bir süre kaldı. Okul alışverişine çıkan velilerle yapılan söyleşileri ekranlarda izliyorsunuz. Durum geçen yılkinden vahim görünüyor. Her şey cep yakıyor. Üniversite sınavına girenlerin sayısı azalıyor, kaydını yaptırmayanlar artıyor, ancak asıl yıkıcı tablo ilk ve orta öğretimde yaşanıyor. Orada beslenme çantasını dolduramamak gibi çok kritik bir sorun var. Menekşe Tokyay’ın “Karnım Zil Çalıyor! Bir Hak Olarak Ücretsiz Okul Yemeği’ kitabı sorunu tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. Tokyay, kitapta yalnız bir beslenme sorunu ve ona bağlı politika gereğini değil, aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliği ve toplumsal kalkınma politikasının önemli bir parçasını ele alıyor. Çocukluk yıllarında yetersiz beslenmenin yarattığı fiziksel ve zihinsel eksikliklerin kişinin yaşamında bütün gelişim sürecini etkileyen bir dip dalgası etkisi gösterdiğini artık bütün uzmanlar kabul ediyor. Tokyay, çeşitli ülkelerdeki okulda öğle yemeği uygulamalarını, bunların finans modellerini de araştırmış. Okuyun derim. Özellikle yetkililer!