Doktora teziyle Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin Genç Sosyal Bilimci Mansiyon Ödülü’nü alan Nurgül Certel, ‘Nikâh ve Pazarlıklar: Suriyeli Kadınlarla Çokeşli Evlilikler’ adlı çalışmasında Türkiye’nin aşina olduğu ‘çokeşlilik’ konusunu irdeliyor.
Suriye iç savaşının neden olduğu zorunlu göç sonrası, Suriyeli kadınlarla yapılan çokeşli evlilikleri yerinde gözlemlediği çalışmasında, bu evliliklerin taraflarından olan erkeklerin, çokeşli evlilikleri nasıl meşrulaştırdıklarını gösteriyor.
Kitabın ilginç bölümlerinden biri ‘Suriyeli kadınlarla evlilik pazarı’ başlığını taşıyor.
Nurgül Certel, Suriyeli kadınlarla evliliklerin özellikle aracılar üzerinden yürütülen bir pazarlığa dönüştüğünü söylüyor.
Bu evlilik pazarını tanımlayan en önemli unsurlardan biri de her iki taraf için farklı söylentilerin dolaşması.
Yerelde Suriye savaşıyla zor durumda kalan Suriyelilerin evlilik çeteleriyle erkekleri dolandırdıkları hikâyeleri çokça anlatılıyorken, Suriyeli kadınlar cephesindeyse Türk erkeklerin evlenme vaadiyle Suriyeli kadınları kandırdıkları anlatılıyordu.
★★★
Certel, Şanlıurfa’da araştırma öznelerinden bir muhtarla yaptığı ön görüşmeyi anlatıyor: Muhtar, Suriyeli kadınların erkekleri dolandırma hikâyeleriyle fazlaca karşılaştıklarını, bu nedenle dolandırılmamak için kendisinin tanıdıklar üzerinden bir evlilik yaptığını anlattı. Kayınpederinin ikinci eşi olarak Suriyeli bir kadınla evlilik yaptığını ve evlilik için yedi bin lira başlık parası verdiklerini, evliliğin ikinci günü Suriyeli kadının kayınpederini terk edip kaçtığını paylaştı. Herhangi bir tanıdık ya da akraba üzerinden evlilik gerçekleşmediği için parayı geri almalarının zor olduğunu, Suriyeli kadını güçlükle bulduklarını, bütün akrabaların bir araya gelip, -onun ifadesiyle- silahlarını kuşanarak yanlarına gittiklerini ve parayı istediklerini anlattı.
★★★
Araştırmacı Certel, Kilis’te bilgi almak için bir başka muhtarla iletişime geçtiğinde, muhtar kendisine Suriye göçünün ilk yıllarında Suriyeli kadınların yoğun bir şekilde satıldıklarını söylüyor. Artık eskisi kadar böyle bir duyum alınmıyormuş, ancak erkekler ikinci evliliklerini özellikle gizli tutuyormuş.
Hatay’da çokeşli erkekler konuşmayı reddediyor, evliliklerini aracılar üzerinden para ödeyerek gerçekleştirdiklerini, araştırmaya katılmayacaklarını açıkça belirtiyorlar.
★★★
Bir erkek, kadının özellikle kimseyle bağının olmamasını istiyor. Taleplerini bakın nasıl anlatıyor:
“İstediğimiz kriter şuydu, e öncelik tabii namusunu söylemeye lüzum yok, biraz oturmasını kalkmasını bilen olsun, artı mümkünse Türkçe bilen olsun Türkmen falan olur bize. Çok duyuyoruz, çok da duyduk örneklerini de yaşadık öyle dolandırıp gidenleri, bırakıp gidenleri, bırakıp da kocayı çekip gidenleri çok duyduk. Onun için dedik ki mümkünse kimsesi olmasın, hakikaten mağdur olsun, mağdur olsun da hiç olmazsa bir gün görsün gelsin biz de bir parça ekmeğimizi paylaşırız sıkıntı yok. Yaşadık örneklerini yaşadık, kadın evlendi bir sene sonra, bir buçuk sene sonra adam çıktı geldi, kocası geldi, kadın da öldü biliyormuş ama canım, kadın öldü biliyor, savaşta öldü biliyor, iki sene, üç sene gelmemiş evine, haber yok, iz yok... (Kilis, erkek, 47 yaşında)
★★★
Son yıllarda okuduğum en iyi saha araştırmalarından biri. Cuma araştırmadan çarpıcı bölümlerle devam edeceğim.
Atatürk’le konuşmak, “iyi ki varsınız” demek isterdim
Bugün Apolitik soruları CHP Tekirdağ Milletvekili ve NATO PA Ekonomi ve Güvenlik Komitesi Başkanı Faik Öztrak yanıtladı.
- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?
Yatılı okuldan kalma bir alışkanlık olarak, sabah gün doğmadan kalkarım. Kahvemi içerken yerli ve yabancı TV’lerden ülke ve dünya gündemini, yapılan yorumları izler, internetten gazeteleri okurum.
- En son hangi kitabı okudunuz?
Mustafa Alp Dağıstanlı’nın edebiyat tarihinden tanıklıkları ve anıları derlediği Anekdotlar kitabını okudum. Kitapta Abdülhak Hamit’ten Nazım Hikmet’e Ahmet Haşim’den Aziz Nesin’e, Adalet Ağaoğlu’na kadar pek çok yazar ve şairin sohbetlerinden parçalar, zeka ve sanat dolu nükteler yer alıyor. Herkese tavsiye ederim. Şu sıralar da bir arkadaşımın verdiği “Türkiye Devletinin Varoluş Döngüsünde Maliye Teftiş Kurulu 1879-2011” adlı kitabı okumaya çalışıyorum.
- En son hangi filmi izlediniz?
En son Çankaya Köşkü’nde bir aşçının yaşamı ile Cumhuriyetin ilan edilmesi kararının alındığı gecenin öyküsünü birleştiren “Son Akşam Yemeği” filmini uçakta izledim.
- En sevdiğiniz ses ne sesi?
Torunlarımın sesi...
- En çok dinlediğiniz üç şarkı?
Sadece şarkılarla sınırlı kalmadan en çok dinlediğim ve sevdiğim müzikleri söyleyeyim size...
Melihat Gülses’ten Çalın Davulları... Chopin’den Nocturnes, Yaşar Özel’den Bu Kadar Yürekten Çağırma Beni.
- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?
Bir Başkadır Benim Memleketim.
- Aşka inanır mısınız?
Tabii... Aşk, insanın özündeki güzellikleri ortaya çıkarır. Mevlana’nın Mesnevisinde dediği gibi aşk ve sevgiyle, “acılar tatlılaşır, bakır altın kesilir.”
- Kırmızı çizginiz nedir?
Beytülmale el uzatılması...
- En sevdiğiniz yemek?
Tekirdağ köftesine ve ciğer sarmaya bayılırım.
- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?
Yok. Yine öğrencilik zamanından kalma alışkanlık, hiç yemek seçmem.
- Sizi ne heyecanlandırır?
Ülkemin ve memleketimin insanlarının uluslararası başarıları beni her zaman heyecanlandırır, göğsümü kabartır.
- Yağmur mu, güneş mi?
Yağmur... Yağmur berekettir.
- Güz mü, ilkbahar mı?
İlkbahar...
- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?
Yalan, saldırganlık ve riya...
- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?
Geçmişe dönme şansım olsa Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le konuşmak isterdim. O büyük insana, bu toprakları bize vatan kıldığı ve bizi bir Orta Doğu ülkesi olmaktan kurtaran devrimler için şükranlarımı sunmak, “İyi ki varsınız” demek isterdim.
- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?
Açıkçası çok rahat ederim... Kafamı dinlerim. Detoks olur.
- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?
Yine kendim olmak isterim.
- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?
Hayır. Çok isterdim ama olmadı. Yine de bu hevesimi başka bir yolla, iyi bir dinleyici olarak tatmin etmeye çalışıyorum.
- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?
Bunu hiç düşünmedim... Ama Allah herkese sağlıklı ömür versin...