Sadece ceza avukatları. savcılar ve ceza hakimleri Türk Ceza Kanunu’nun tüm maddelerini ezbere bilir...
Bir de biz gazeteciler...
Yirmi yıldır her an tutuklanma endişesiyle yaşadığımız için neyin suç olup olmadığını, o yasayı yapan siyasetçilerden çok daha iyi biliriz.
Bu yüzden bazı davalarda avukata bile ihtiyaç duymayız.
★★★
Hatırlayanlarınız vardır:
İktidar, medya patronlarını korkutup yasaklatıncaya kadar çeşitli kanallarda “Kral Çıplak” isimli bir program yapıyordum.
Her cuma akşamı yayınlanan programa saygın bir konuk alıp haftanın önemli olaylarını konuşuyorduk...
“Haftanın sözü”, “haftanın sorusu”, “haftanın isyanı”, “haftanın fotoğrafı” , “haftanın karikatürü” gibi bölümler vardı bu programda...
Kral Çıplak’ı bugün yapacak olsam bir de “Haftanın Tutuklusu” bölümü eklerdim!
Çünkü tutuklular kervanına her hafta yeni bir siyasetçi, yerel yönetici, hukukçu, sanatçı ya da gazeteci katılıyor.
★★★
“Geçen haftanın tutuklusu”, gazeteci ve yorumcu Fatih Altaylı oldu.
Altaylı, verdiği “padişahların öldürülmesi” örneği yüzünden, Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmekle ve fiilen saldırmakla suçlanıyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 106/1. maddesinin düzenlediği “tehdit” ve 310/2. maddesinin düzenlediği “cumhurbaşkanına fiili saldırı” suçlaması ile tutuklandı.
İki maddeyi de okuyun. Göreceksiniz ki; Altaylı’nın tutuklanmasına neden olan sözler, bu iki maddenin de kapsamına girmiyor.
Peki; neden tutuklandı Fatih Altaylı?
Çünkü Saray’ın Başdanışmanı Oktay Saral, “Suyun ısındı” dedi.
Yani asıl tehdit suçunu Oktay Saral işledi ama gözaltına alınan Fatih Altaylı oldu.
★★★
Dedim ya; yaptığımız iş o kadar bıçak sırtında ki hangi gazete yöneticisine ya da köşe yazarına sorsanız, TCK’nın bütün maddelerini ezbere sıralar...
Bugünlerde kimse umursamıyor ama o maddelerden biri de
271. maddede düzenlenen “Suç Uydurma Suçu”dur.
Cezası da; altı aydan başlayan “tehdit” suçundan çok daha daha fazladır.
Madde, işlenmediği belli olan bir suçu, işlenmiş gibi ihbar eden ya da bunun soruşturma yolunu açanlara üç yıla kadar hapis verilmesini öngörür...
Bu maddenin amacı, yargı organlarını asılsız ihbarlardan ve iddialardan kaynaklanacak iş yükünden korumaktır...
Ama...
Bu suçu bizzat yargı mensupları işliyorsa...
İşte; o zaman çarşı-pazar karışır.
★★★
Bundan sonra yazacaklarım, beni de Fatih Altaylı’nın koğuş arkadaşı yapar.
Kendisiyle pek geçinebileceğimizi sanmıyorum.
O yüzden yazıyı burada bitiriyor ve “suç uydurma suçu”nun tüm kurbanlarına geçmiş olsun diyorum.
★★★
Kral Çıplak’a gelince...
Hala çıplak...
Üstelik bu durumu artık herkes görüyor!
Tehdit çirkin şey!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Fatih Altaylı’nın tutuklanmasının ardından şunları söylemiş:
“Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların, tehdit dozajı hazmedilemez konuşmaların tarafı olanların, Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazım.”
Helal olsun; ne de güzel söylemiş...
Tehdit etmenin çirkinliğini ne kadar güzel anlatmış...
İyi de daha bir kaç ay önce, “Bazı medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not alıyoruz. Liste tutuyoruz. Yeri ve zamanı gelince hepsinin burnundan fitil fitil getireceğiz” diyerek kin, nefret ve tehdit yağdıran kişiyi de hatırlıyor mu Devlet Bey?
O kişi hakkında acaba ne düşünüyor?
GÜNÜN SORUSU
Oktay Saral’ın Fatih Altaylı’ya “Suyun ısındı” demesinin yankıları sürüyor. İlk soru Gülben Ergen’den, “Suriye’de 300 yataklı bir kalp damar hastanesini hizmete sokacağız” diyen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na:
“Suyumuz ısınır diye yorum yapmamalıyız değil mi? Bizim devlet hastanelerimizde MR randevusu almak için haftalarca sıra bekleyen hastalarımızdan, SMA ve DMD hastası çocuklarımızdan bahsetmemeliyiz değil mi?”
İkinci soru da benden size:
Bu sözlerden sonra Gülben Ergen’in de suyu ısınır mı?
Bir dönek daha!
“Çok Güzel Hareketler Bunlar” programından tanıdığınız oyuncu Metin Yıldız uzun bir süredir, tutuklu olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu aleyhinde paylaşımlar yapıyormuş...
İddialara göre, bu arkadaş bir filmine destek istemek için İmamoğlu’nu aramış ama ulaşamamış...
Sonrasında küsmüş ve daha önce yürekten desteklediği İmamoğlu’na savaş açmış...
Bunun sonucunda da TRT tarafından ödüllendirilmiş ve “Mehmed: Fetihler Sultanı” dizisinin kadrosuna alınmış...
★★★
Ne yalan söyleyeyim, üzüldüm...
Çok dönek gördüm ama Metin’i onların arasına koymakta zorlanıyorum.
Ne diyeyim, yanlış yapmış... Hepimiz kişisel nedenlerle birilerine kızabiliriz.
Ama öfkemiz asla alnımıza “dönek” etiketi yapıştırılmasına neden olmamalı...
Değil mi Metin Yıldız?