CHP’nin önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi için adayı belli oldu. Eğer hakkında açılan davalardan mahkumiyet ve siyasi yasak cezası çıkmazsa, Ekrem İmamoğlu bu sorumluluğu üstlenecek.

Adaylık, resmen bu ayın sonuna doğru yapılacak olan “formalite ön seçim”den sonra ilan edilecek ama Ekrem Bey çoktan yollara düştü.

Her gün iki-üç yere gidiyor, kameraların karşısına geçiyor, hakkındaki iddiaları yanıtlıyor.

★★★

Ekrem Bey’i Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan bu yana izleyen bir gazeteci olarak onun siyaset stratejisini Erdoğan’ın başbakanlığının ilk yıllarında izlediği stratejiye fazlasıyla benzetiyorum.

Bu benzerlik onun da Recep Tayyip Erdoğan gibi Eyüp Sultan Camii’nde Kuran-ı Kerim okumasıyla ve o görüntüleri medyaya servis etmesiyle belirgin hale gelmişti.

O da... Erdoğan’in iktidarının ilk günlerindeki gibi çarşı-pazar dolaşıyor.

O da... Ramazanda orucunu önceden belirlenmiş “sıradan” bir ailenin evinde, genellikle yer sofrasında açıyor.

O da... Özellikle yaşlı ve türbanlı kadınların sevgisine mazhar olduğu video görüntülerini basına servis ediyor.

O da... İstanbul’da başka, Diyarbakır’da biraz daha başka konuşuyor.

O da... Yasakları, yoksulluğu ve yolsuzluğu ön plana çıkartıyor.

O da... Yoksulluğa çare olacak politikaları açıklamak yerine, ramazan çadırlarını icat eden Erdoğan gibi Kent Lokantaları kozunu kullanıyor.

O da... Yoksul ailelerin evlerine koli gönderiyor.

O da... Hakkında açılan davaları, Erdoğan’ın yaptığı gibi “mağduriyet”e dönüştürüyor.

O da... Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde yaptığı gibi sanki İstanbul’un değil de Türkiye’nin yönetiminden sorumluymuş gibi karış karış geziyor.

O da... Recep Tayyip Erdoğan’ın Ecevit’e savaş açtığı günlerde olduğu gibi, rakibine karşı “gençliğini” ön plana çıkarıyor.

★★★

Yani diyeceğim o ki, Erdoğan’ı kendi silahlarıyla vuruyor.

Erdoğan’ı yükselten ne kadar toplumsal ve ekonomik gerçek varsa, hepsini çok iyi kullanıyor.

Gençleri ayrı, yaşlıları ayrı, kadınları ayrı, işsizleri ayrı kucaklıyor.

İşçiye de mavi boncuk dağıtıyor, işverene de...

★★★

Sakın yanlış anlamayın:

Doğru ya da yanlış yapıyor demiyorum.

Sadece durum tespitinde bulunuyorum.

Beni düşündüren sonrası:

Şu anda Erdoğan’ı başarıya götüren “Türkiye gerçekleri”ni kullanması, onun ne kadar zeki bir siyasetçi olduğunu gösterir.

Amerika’yı yeniden keşfetmeye kalkmıyor, Müslüman mahallesinde salyangoz satmıyor.

Beni düşündüren sonrası...

Ya seçildikten sonra da Erdoğan’ı yaptıklarını yaparsa...

Onun gibi baskıcı, “dediğim dedik”çi, “her şeyi ben bilirim”ci olursa...

“Tek adam” yönetimini severse ve demokratik parlamenter sisteme geçiş için hiçbir adım atmazsa...

İşte; o zaman ne yaparız bilmiyorum!

Tehlikeli olurmuş!

Terörist Öcalan’ın PKK’nın kendini feshetmesi yönündeki çağrısına ilişkin açıklama yapan Cemil Bayık isimli bebek katili, Türk askerinin hala bölgede operasyonlarını sürdürdüğünü belirterek şöyle demiş:

“Bu koşullarda kongrenin toplanması mümkün değildir ve tehlikelidir.”

Yani diyor ki, “Biz kongreyi topladığımızda ya TSK hepimizi birden havaya uçurursa?”

★★★

Devlet Beeeey, neredesiniz?

Baksanıza sizin çocuklar, istediğinizi yapabilmek için güvenliklerinin sağlanmasını istiyor!

Doktorların hali!

Dün 14 Mart Tıp Bayramı’ydı... Bayram, sözün gelişi! Milyonlar kazanan ve viziteleri on bin liradan başlayan birkaç yüz “sosyete doktoru” dışında bütün doktorların ve sağlık emekçilerinin bayram yapacak hali falan yok!

AKP’nin başımıza bela ettiği özel hastanelerin de katkısıyla insan sağlığı, paraya kurban edildi.

Sağlık çalışanlarının ve gerçek emekçi doktorların yüzde 90’ı, Sağlık Bakanlığı’nın içine ettiği sistemin mağduru olmuş durumda...

Örneğin aile hekimleri... Aylardır eylem yapıyorlar, direniyorlar, iş bırakıyorlar; nafile...

Yerin kulağı var, iktidarın yok...

Onlar utanıp sıkılmadan, “Biz hastaneleri yapıyoruz, siz personelin gırtlağına yapışın” diyerek halkı doktorlara karşı şiddete teşvik ediyor.

★★★

Böyle bir dönemde bayram oldukça lüks kaçıyor ama adettendir; tüm sağlık emekçilerinin günü kutlu olsun!

GÜNÜN SORUSU

Kocaeli’de yaşayan ve dört kişilik bir aile, halkımızın dini duygularını istismar etmek için WhatsApp’ta bir grup kurmuş... Cin çıkarma, hastalara şifa verme vaadiyle binlerce kişiden milyonlarca lira para toplamış... Sorum size:

Suç sadece bu dolandırıcı ailede mi yoksa bu çağda onlara inanan saf vatandaşlarda mı?