Tam 44 ay sürdü.
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik enkaz projelerinden biri olan Kur Korumalı Mevduat (KKM), nihayet tarihe karıştı.
Ama...
Mehmet Şimşek’in tweetlerine bakınca, sanırsınız ki KKM’yi CHP çıkarmış, AKP ise “gel kardeşim, bu yanlıştan seni kurtarayım” diyerek gökten inmiş!
Bu nasıl bir hafıza silme operasyonudur?
Gerçekten akıl alır gibi değil.
Hatırlanmıyorsa, gelin hatırlatalım...
KKM, 2021 sonunda “faizi indirdik ama döviz fırladı” çıkmazında icat edilmişti.
Amaç, döviz yerine TL’yi dayatmak, kur riskini ise Hazine’nin sırtına yıkmaktı.
Sonuç? 4 yılda 60 milyar doların üzerinde yük... Enflasyonun patlaması, bütçenin delinmesi, rezervlerin erimesi, vergi üstüne vergi, zam üstüne zam...
Bugün ekonomi yönetimi “bitirdik” diyor ya...
O bitirdikleri, aslında halkın umudu, ekmeği, geleceği oldu.
Üstelik asıl bedel bu bile değil.
Herkes KKM’nin maliyetini dolar, bütçe, faiz tablosu üzerinden tartışıyor.
Oysa bence asıl maliyet bambaşka, çok daha ağır.
KKM, iktidarın “bir gecede, paşa gönlüne göre, en radikal adımları bile atabileceğini” kanıtladı.
Bir akşam dolar 18 TL’ydi. Sabah 11 TL’ye indi.
Birileri davul zurnayla kutlama yaptı.
Birileri battı.
Ve iddialara göre, birileri 18’den dolar satıp 11’den topladı. CHP’nin tüm soruları yanıtsız kaldı. Ama kulislerde o gece “önceden haberdar olanların” büyük vurgun yaptığı konuşuldu.
İşte asıl bedel bu: Belirsizlik, güvensizlik, keyfiyet.
Bir günde dolar 7 lira çıkabiliyor, 7 lira inebiliyor.
Bir gün bakan “yüzyılın buluşu” diyor, ertesi gün aynı sistem “kara delik” ilan ediliyor.
Ekonominin pamuk ipliğine bağlı olduğu duygusu işledi her birimizin zihnine.
60 milyar dolardan daha büyük bir zarar bu: Devletin öngörülemezliği.
Çünkü hiçbir ekonomi, hiçbir yatırımcı, hiçbir vatandaş böyle bir zeminde nefes alamaz.
Peki, sorumluluk kimde?
Millet çok iyi biliyor... KKM, “Nas” ısrarının ürünüydü.
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin “gözlerimdeki ışıltı” ekonomisinin en parlak felaketiydi.
Ve o dönem AKP’nin “ekonomi şahlanıyor” diye manşet attırdığı gazete sayfalarının eseri...
KKM defteri kapandı, evet.
Ama bu sayfanın altına, bir not olarak şunu yazmak şart:
KKM Türkiye tarihinin en pahalı deneyi, en büyük yanılgısı oldu.
Her bir kuruşu halkın cebinden çıktı.
Ve asıl maliyeti: Güvenimizi yıktı.
Gerisini istediğiniz kadar süsleyin, tweet atın, algı operasyonu yapın...
Gerçek, orada duruyor.
Taliban defterinden kopya!
Düzce’de bir lise... Turgut Özal Anadolu Lisesi.
Okula kayıt yaptırmaya giden velilere bir liste dağıtıldı. 18 maddelik bir “kurallar” listesi.
Öyle kurallar ki, Afganistan’ı hatırlatıyor.
Kız ve erkek öğrenciler kantinde ayrı ayrı sıraya girecekmiş.
Kızlar, boş koltuk olmasa bile gerekirse ayakta gidecek ama serviste öne oturamayacakmış.
Kız ve erkek öğrenciler “seviyeli” ilişki kuracakmış; “kuzenim”, “kankam” gibi gerekçeler (!) samimiyete kılıf olamayacakmış.
Kızların tayt ya da dar kıyafetler giymesi yasakmış.
Öğrenciler kendi aralarında Whatsapp grubu kuramazmış.
İnsan sormadan edemiyor: Bu ne cüret?
Çocuklarımızın arkadaşlıklarına, gülüşmelerine, yan yana durmalarına bile karışmak size mi kaldı?
Bir kız çocuk ve erkek çocuk yan yana geldiğinde, sizin kafanızdaki gibi bir anlam çıkmaz. Onlar sadece birlikte yürüyen, okul bahçesinde gülen, şakalaşan çocuklar.
Çocuk! Bu kadar basit.
Ama siz, kendi kafanızın içindeki kirli düşüncelerle o masumiyeti bile zehirliyorsunuz.
Mesele tayt değil, sıra değil, oturma düzeni değil.
Asıl mesele, eğitim sistemine şüphe ve yasak zihniyetini sokmak.
Çocuğun her adımını gözetleyen, her arkadaşlığını “tehlike” gören, her kahkahayı denetim altına almak isteyen anlayış.
İşte asıl tehlike bu!
Eğitim böyle bir baskı altında olmaz.
Çağ dışı kurallarla, Taliban defterinden kopya çekilmiş yasaklarla hiç olmaz.
Bu ülkenin çocukları sizin kafanızdaki dar dünyalara sığmaz.
Yan yana duran iki çocuğa bile pis gözle bakan zihniyet aslında kendi karanlığını ele veriyor.
Suçu onlarda değil kendinizde arayın.
Ve lütfen: Çocuklarımızı rahat bırakın!
Bırakın ki, onları yasaklarla, ayrımlarla, kuşkularla değil; özgüvenle, eşitlikle, sevgiyle büyütelim.