İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bayram tatilinin ilk dört gününde meydana gelen trafik kazalarında 32 vatandaşın öldüğünü, 4 bin 817 kişinin de yaralandığı belirterek, “Yolların kuralı olur, kralı olmaz!” demiş…
Deprem olur, bizim bakanlarımız sadece ölü sayısını açıklar…
Pandemi olur, aynı şeyi yaparlar…
Maden kazası olur …
Otel yanar…
Toprak kayar, insanlar selde kaybolur…
Bakanlarımız olay yerindedir ama sadece ölü sayısının çetelesini tutarlar.
Şimdi de Ali Bey bayramda ölenlerin sayısını açıklıyor.
Sonra da bir kamyon yazısı üretiyor:
“Yolların kuralı olur, kralı olmaz!”
★★★
Yanılıyor…
Yolların kralı olur… Adı da devlettir.
Bizim vergilerimizle yol yapar, sonra 500 kilometre gitmemiz için bizden binlerce lira alır.
Trafik cezalarını bizi yanlıştan döndürmek ya da terbiye etmek için değil sarayı finanse etmemiz için kullanır.
Üstelik, yollara resmen tuzak kurarak!
Radara yakalanana, emniyet şeridini ihlal edene 9 bin 267 lira…
Yanlış şeritte araç kullanana, tehlikeli şekilde şerit değiştirene, kırmızı ışıkta geçene 2 bin 167 lira ceza keser…
Bu kadar fahiş cezalarla bile trafik kurallarına uyulmasını sağlayamaz ama…
Çok iyi ölü sayarlar!
★★★
Onlara göre birer sayıdan ibaretiz…
Bir de para makinesi…
Ben de onların sayısını vereyim:
Tam 17 tane var bunlardan…
Çok iyi bilirim insandan söz ederken “tane” denmez…
Ama bunlar insan değil, “bakan…”
“Sayın” da değil…
“Sayı bakanı!”
★★★
Hiçbir işlevleri yoktur.
Sadece kendilerini atayan kişinin yap dediğini yaparlar…
Ve sayarlar…
Onlar saydıkça, biz tek tek azalırız!
Başka bir işe yaramazlar. Çünkü kültürleri, birikimleri ülke yönetmeye değil; ancak sayı saymaya yeter!
Düello daveti!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemşerisi, AKP’nin kurucularından ve eski milletvekillerinden Metin Külünk, bir zamanlar önünde el pençe divan durduğu Abdullah Gül’e adını da vererek X’ten meydan okudu ve “Delikanlı gibi siyaset yap” dedi.
Konu İmamoğlu’nun tutukluluğu…
Metin Külünk, bu tutuklamayı eleştiren eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın arkasında Abdullah Gül’ün olduğunu iddia ederek şunları yazdı:
“Sözde ‘Kardeşim’ dediğin insanlara pusu kurmayı bırak! Açık açık siyaset sahnesine çık! Yanına Bülent Bey’i ve diğer arkadaşlarını da al; siyaseti perde arkasından değil, milletin önünde yap! Delikanlı gibi siyaset yap! Sayın Erdoğan’a karşı düello istiyorsan, açıkça yap; pusu siyasetiyle değil!”
★★★
Tam bakan olacak adam!
Fatih’in değil ama Tayyip’in fedaisi…
Yürü Metin, kim tutar seni...
Bu da mı itibar?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ile eşi, bayramda dinlenmek için Bodrum’a gitmiş…
Neyle gitmiş?
Müthiş bir helikopterle…
Helikopter de bir futbol sahasına inmiş,
Karşılayanlar arasında CHP’li Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci de varmış…
Bazı CHP’liler kızılca kıyamet koparmış, “Vay nasıl olur da karşılarsın?”
★★★
Vallahi bu konu CHP’nin iç işi…
İster bu yüzden belediye başkanlarını uyarırlar, hatta partiden atarlar; isterlerse de sırtını sıvazlayıp, “İyi yapmışsın” derler, kendi bilecekleri iş.…
Benim garipsediğim, kimsenin bu “ziyaret”te kullanılan dev helikopteri sorgulamaması…
Koskoca Almanya Cumhurbaşkanı özel gezilerinde vatandaşın kullandığı uçağı, treni tercih ediyor; bizimki daha önce fotoğrafını bile görmediğim inanılmaz bir “makine” ile çimmeye gidiyor.
★★★
Ne itibarmış arkadaş?
GÜNÜN SORUSU
Gazze’ye yardım götüren Madleen gemisine baskın düzenlendi. Akıbetleri bilinmeyen yardımseverler arasında Türkler de var… Sorum, yıllar önce Filistin’e yardım malzemesi götürürken yine İsrail’in saldırısına uğrayan Mavi Marmara eylemcilerini savunup, “Gerekirse o gemiye biz de bineriz” diyen ama daha sonra, “Giderken bize mi sordunuz?” diye arkalarını dönenlere:
Yılbaşı sabahları Galata Köprüsü’nün üzerinde Filistin konusunda duygu sömürüsü yapmak iyiydi… Hadi bakalım şimdi gösterin kimden yana olduğunuzu: Bakalım bu sefer de, “Giderken bize mi sordunuz?” diyerek işin içinden çıkacak mısınız?