Ülkemizde zamlanmayan bir taş kaldı desek, inşaat fiyatlarıyla birlikte o da yanlış bilgi olur. 

Dağa taşa gitmeye gerek yok zira zamlanmayan bir örneğimiz var.

Poşet...

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, plastik atık kirliliğini azaltmak için 1 Ocak 2019’da poşetlerin 25 kuruşa satılmasını kararlaştırmıştı.

Yıllar geçti, poşet zamlanmadı. 

Ederi tutarını geçti, yine de zamlanmadı. 

Tıpkı banknot gibi, değeri kaybolsa da “bir simge gibi” aynı ücrette tutuldu. 

2019’da poşet almayıp 25 kuruşu cepte tutmak bir şey ifade ediyordu, şimdi bir “hiç”. 

Poşetin maliyeti de 1 lirayı çoktan aştı. 

O yüzden poşet zammı yola çıktı geliyor. Tahminler 1.5 lira olacağı yönünde.

200 liralık banknotun da ne kiraya ne alışverişe yetmediği günümüzde sorulacak soru belli: Poşetten sonra 500-1000 liralık banknotlar da yola çıkıyor mu? 

Bakanlık kaynakları ısrarla “yeni banknot yok” derken, bakanlığa yakın ekonomistler “kaçınılmaz son” diyor.

Somona olta atarken petrol çekmek

Bir fırtınanın Karadeniz üzerinde etkili olması ne ilk ne de son... 

Her seferinde zorluk yaşayan gemiler ve balıkçı tekneleri haberleştirilir. 

Bu kez farklı olan “özel durum” ise sırf bu medya alışkanlığı sebebiyle çok dikkat çekmedi. 

Karadeniz’de sel, fırtına, sağanak yağmur haberleri arasında en dikkat çeken kısım bir somon kafesinin patlaması ve insanların oltalarıyla dere kenarlarına akın etmesiydi. 

Yöre üzerindeki etkisi tartışılmaz bir haber. 

Ve fakat...

Asıl gündem, biraz açıklarda seyretti. 

Karadeniz’de Volgoneft 212 ve Volgoneft 239 adlı iki tanker battı. 

Rusya’nın Deniz ve İç Su Taşımacılığı Bakanlığı’nın resmi sitesinde baktığımda “durum doğrulanmış” idi. 

Karadeniz ile Azak Denizi’ni birleştiren bir nokta ise “kaza adresi” olarak tespit edilmişti.

“Alelade bir kaza” olarak görülen durum aslında büyük bir riske işaret ediyor. Bakanlıktaki açıklamayı Türkçe’ye çevirdiğinizde “kaza sonucu petrolün denize döküldüğü” gerçeğiyle yüzleşiyorsunuz. 

Görüntülerde, tankerlerden birinin şiddetli fırtına nedeniyle ikiye bölünerek battığı ve suda petrol izlerinin olduğu da görülüyordu. 

Greenpeace’e sorduğunuzda korkutucu bir uyarıyla yüzleşmeniz kaçınılmazdı: 8 bin ton petrol sızarsa Karadeniz’deki insan kaynaklı en büyük felaketlerden biri olur.

Petrol sızıntısının tam boyutu hâlâ bilinmiyor.

Elimdeki tek kaynak resmi gemi raporları... 

Petrol tankerlerinin her birinin kapasitesinin yaklaşık 4 bin 200 ton.

Rusya’da birkaç meslektaşıma olayı sorduğumda; kıyı suları üzerinden petrol taşımak için kullanılan tankerlerin bu araçlarla aynı modelde olduğunu söylediler.

Bu facia aydınlatılmalı ve petrol tehlikesi Karadeniz’den bertaraf edilmeli.

KÖŞENİN GÖZÜ

Adres; Şam’ın merkezindeki Merce Meydanı

Fotoğraftaki yapı ise bir anıt.

Adı; Telgraf Anıtı. 

Yaptıran isim II. Abdülhamid. 

Anıtın tepesinde, İstanbul’daki Yıldız Camii’nin maketi yer alıyor. 

O dönem Hicaz demiryolundaki Şam terminali ve Şam-Medine arasındaki ilk telgraf bağlantısı anısına diktirilmiş.

Bu anıt hâlâ ayakta...

Bugünkü sembolik önemi ise, birkaç gündür konuştuğumuz MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın ziyaretleriyle doğrudan ilgili. 

Kalın’ın Şam ziyaretleri kapsamında en dikkat çekici nokta kuşkusuz Emevi Camii’ydi. 

Emevi Camii’nin bulunduğu meydan ile Merce meydanı aynı anayol üzerinde ve doğrudan bağlantılı. Üstelik otomobille sadece birkaç dakikalık mesafede...

Bölge kaynaklarına göre; HTŞ liderinin kullandığı ve İbrahim Kalın’ın bindiği araç Merce Meydanı’ndan da geçti. Ancak aynı kaynaklar “bu sürpriz değil çünkü burası zaten doğal bir rota” diyor. 

Sembolik bir anlamdan öte güvenlik rotası anlaşılan. 

Yine de tarihe önemli bir gönderme olarak görülüyor olsa gerek.

KÖŞENİN SÖZÜ

“Nasıl bir plan hiç başarısız olmaz biliyor musun? Plansız olmak. Plan yapmamak.” -Parazit (2019).