“Menopoz bana bir günde geldi; birkaç yıl içinde usulca yaklaşan bir şey olarak değil. Rahmim ve yumurtalıklarım alınırken, vücudum hormonal bir boşluğa fırlatıldı. Ve ateş basmaları, üşümeler, gece yarısı uyanmalar, her şey bir anda oldu. Cerrahi menopoz böyle bir şey. Östrojenin zamanla azalması, vücudun bu değişime ayak uydurması, belirtilerin kademeli olarak ortaya çıkması söz konusu değil. Kadın bedeninin binlerce yıldır alıştığı doğal ritmin dışında, bir düğmeye basılmış gibi hormonlar bir anda çekiliyor. Sistem aniden kapanıyor. Vücut, bu şoka nasıl tepki vereceğini bilmiyor. Bir gece, ansızın vücudun ne yapacağını bilemez halde. Bir sıcak, bir soğuk. Bir fırın, bir derin dondurucu. İşte ben de o gece anladım ki bu süreç hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bilmeyen sadece ben değilim. Hiçbirimiz bilmiyoruz.”

Gazeteci dostum sevgili Melis Alphan, bir Instagram hesabı olarak başladığı sonra da kitap olarak ortaya koyduğu ‘Menopoz Rehberi’nin girişinde bizzat yaşadıklarını işte böyle anlatıyor.

Evet, bilmiyoruz, hiçbirimiz bilmiyoruz.

53 yaşında, menopoza girmiş bir kadın olarak Melis’in kitabını elime alıp okumaya başladığımda ne kadar da cahil, ne kadar da kendime karşı duyarsız olduğumu anlayıverdim.

“Ay sıcak bastı, menopoz şekerim”in çok ötesinde bir mevzu bu.

Kitabın ‘Menopoz ve psikoloji’ bölümünde Melis şöyle diyor: Bütün coşkun duygular aniden ortaya çıkmış gibi görünse de, aslında yılların birikimi, hormonların etkisi ve toplumsal algılarla şekillenmiş bir sürecin yansımaları. Yani yetiştirilme şeklimiz, kadınlığa yüklenen anlamlar ve bu değişimi nasıl karşıladığımız da menopoz deneyimimizi belirliyor. Bu süreç, bazı kadınlar için özgürleşme, yeniden keşif ve güçlenme zamanıyken, bazıları için kaygı, belirsizlik ve duygusal iniş çıkışlarla dolu zorlu bir eşik haline gelebiliyor.”

Toplumda kadınların menopoz hakkında konuşmaktan çekinmesinin altında yatan sebeplerden biri, kadına dair pek çok konunun tabu haline getirilmiş olması. Peki menopoz kadın kimliğini değiştiren bir olgu mu? Bu soruya Psikolog ve Homeopat Dr. Selin Erel yanıt veriyor: Değişen kimlik değil, yaşamın evresidir.

Melis Alphan

★★★

Melis, kadınlara soruyor, ‘menopoz sürecinde çalışmak en çok hangi açıdan zordu’ diye soruyor. Cevaplar çok çeşitli. Uykusuzluk, beyin sisi, odaklanamamak, unutkanlık, gece uyuyamamak, sabah uyanamamak, işe geç kalmak, tahammülsüzlük, ani ruh hali değişiklikleri yaşarken hiçbir şey yokmuş gibi davranmak zorunda kalmak, terlemek, sıcak basmaları, isteksizlik, yorgunluk, bıkkınlık ve en kötüsü bunların hepsini saklamaya uğraşmak. Düşünün öyle bir dönem ki, “İşi bıraktım, iki iş daha bıraktım, iş arıyorum” diyen de var, emekli olan da...

Psikolog ve Homeopat Dr. Selin Erel, bu zorlukların beyaz yakalı kadınların yanı sıra, mavi yakalıları nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Üretim aşamasında çalışan kadınlar, menopoz semptomları nedeniyle hata yapma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu durum işten çıkarılma korkusunu tekikleyerek finansal kaygıları artırabilir. Ekonomik güvencesizlik, menopoz sürecindeki kadınlar için ek bir stres faktörü haline gelir.”

Yaşlanma korkusu, beden algısı, cinsel istek, ilişkiler, sosyal yaşam, beslenme, iş hayatı gibi başlıklarla A’dan Z’ye kapsamlı bir menopoz dersi bu kitap.

Eline sağlık sevgili Melis Alphan.

Buradan tüm kadınlara bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Kendinize bugün vereceğiniz en iyi hediye olabilir.

Aslında sadece kadınlara değil, onlarla birlikte yaşayan erkeklere de tavsiyemdir.