İnanılmaz bir hayat yaşıyoruz.
Her şey film gibi.
Antalya’da Andızlı Mezarlığı’nda yarı çıplak halde mezarlığa gelen iki kadın, mezar taşlarının üzerinde iskambil oynayıp kola içiyor. Sonra mezarların üzerinden atlıyor, dans ediyor. Üstelik bu anları da videoya çekip sosyal medyalarından paylaşıyor.
★★★
Samsun’da bir adam tarafından tacize uğrayan kadın, darp ediliyor. 8 gün hastanede tedavi görüyor. Yüzünde iki kırık var, platinler takılmış. Üç ay sıvıyla beslenecek. Adam tutuklanıyor ama, kadının travması için uzun zaman tedavi görmesi gerekiyor. Ne ilk ne de son!
★★★
Kocaeli’de Hacı baba lakaplı bir dolandırıcı, vatandaşları 2 milyon lira dolandırıyor. Sözde dini sohbetler düzenliyorlar, büyü bozuyorlar, musibetlerden arındırdıklarını iddia ediyorlar. Suçu da cinlere atıyorlar.
★★★
Adamın biri TV kanalı alıyor, banka kuruyor. Tüm gazetecilere uçuk uçuk rakamlarla transfer teklif ediyor. Sonra bu paraların yasa dışı bahisten olduğu anlaşılıyor. 43 kişi göz altına alınıyor, kayyım atanıyor.
★★★
Sosyal medyada beğeni almak için olmadık işler yapanlar, abarttıkça abartıyor. Kadıköy’de bir genç, video çekmek için üst geçide çıkıyor, düşüp iki bacağını kırıyor. Bir diğeri yemek yerken çektiği videolarla takipçi buluyor. Hayatını kaybediyor.
★★★
Sayfalarca yazabilirim. Yoksulluk, yoksunluk, eğitimsizlik, zorbalık cabası.
Ama tüm bunlar olurken her yıl bu zamanlarda gözümüzün gönlümüzün yönünü Bursa Karacabey’e çeviriyoruz.
Hep aynı umutla...
Yaren Leylek gelecek, balıkçı Adem amcayla kavuşacak, biz de tıpkı Adile Naşit’i, Münir Özkul’u, Tarık Akan’ı, Şener Şen’i, Ayşen Gruda’yı, Halit Akçatepe’yi izlemiş gibi mutlu olacağız.
Yaren, belki de bizi bu hayatta hayal kırıklığına uğratmayan ender canlılardan biri.
Tam 14 yıldır olduğu gibi bu yıl da yaptı yapacağını.
Milyonların gönlünde taht kurdu.
Yine geldi, Eskikaraağaç Leylek Köyü’ndeki Balıkçı Adem Yılmaz’ın kayığına kondu.
Geleneksel pozunu verdi.
Yine fotoğrafını Doğa Fotoğrafçısı Alper Tüydeş çekti.
Yaren’in 18-19 yaşlarında olduğu tahmin ediliyor. Leyleklerin ömrü ortalama 15 yılmış. Yani geçen yıl aslında “Bu yıl gelebilecek mi” diye sordurmuş Yaren.
Geldi.
Yine gel Yaren.
Biz çok mutsuzuz. Sen her geldiğinde ilkbaharın çiçekleri içimizde açıyor. En azından bir süre idare ediyoruz. Çok yaşa Yaren.
Tarih boyunca insanlığın felaketine sebep olan liderlere “dur yapma” demek isterdim
Bugün Apolitik soruları Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen yanıtladı.
Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?
Pek yok galiba, evdeysem eşimle kahvaltı yaparım.
En son hangi kitabı okudunuz?
Bir kaç kitap birlikte okuyorum. En son Taha Akyol’dan “Onlar da Kahramandı, Güce Boyun Eğmediler” ve hemşerimiz Kemal Tarhan’ın anılarını anlattığı Çınare Barıncı kitapları elimdeydi.
Ekmen, kendisi kadar bir karpuzla poz vermiş.
En son hangi filmi izlediniz?
Uzunca bir süredir sinema keyfini unutmuştum ama geçen ay online bir Kürtçe Film Festivali sayfasında Kürt şair Arjen Ari’nin şiirleri ile bezeli Bîraxane filmini izlemiştim.
En sevdiğiniz ses ne sesi?
Tabiatın tüm seslerini severim. Bir de dingin, müşfik, huzurlu insanların seslerini...
En çok dinlediğiniz üç şarkı?
Aram Tigran’dan Aydıl ve Gelo Ev ki Bu, Sezen Aksu’dan Sen Ağlama ve Firuze, Ahmet Kaya’dan Ağladıkça ve Nereden Bileceksiniz...
Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?
‘Bir Şarkısın Sen’ giriş sözleri ile hafızamıza nakşolan Samanyolu şarkısı olurdu.
Ablası Hamdiye, abisi Faruk, kardeşleri Nazlı ve Mücahit ile.
Aşka inanır mısınız?
Tabii ki. Ancak salt karşı cinsle ilgili değildir aşk. Hayatın her alanındaki duyguların en yalın ve güçlü halidir. Bir insanı hayata bağlayan farklı duyguların her birinin en yoğun haline aşk diyebiliriz.
Kırmızı çizginiz nedir?
Muhatabına karşı saygı sınırını aşmak. Kırmızı çizgi anlamında değil ama irite edici bir ses tonu, yapmacık teatral davranışlar ciddi olarak gerer beni.
En sevdiğiniz yemek?
Tek bir yemek söyleyemem. Yöresel yemekleri severim ve mutlaka denerim. Başka bir ülkeye gittiğimde oranın da yemeklerini tadarım. Yerine göre Ege ve Akdeniz mutfağı, yerine göre doğu mutfağını tercih ederim. Ama çocukken işkembe dolması ve kele paçanın yeri ayrıydı.
Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?
İlk defa gördüğüm birçok yemeği temiz ve helal olması şartıyla yemişimdir. Fas’ta salyangozu deneyemedim ama bu asla sınıfına girer mi emin değilim.
Sizi ne heyecanlandırır?
Yenilik, başarı, talep sahibinin ihtiyacını karşılamak.
Yağmur mu, güneş mi?
Kesinlikle güneş. Sıcağı ve aydınlığıyla güneş, yaşamın ve umudun kaynağıdır.
Güz mü, ilkbahar mı?
İlkbahar. Sonları değil, başlangıçları severim. Yaradılışın doğasında sürekli yenilenme vardır. Bu sürekli yenilenme halini doğada gün doğumu ve ilkbahar temsil ediyor.
İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?
Yalancılık, riyakarlık ve tabasbus (yağcılık). Kamusal alanda ise; güç kullanımı ve güç istismarı.
Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?
Biri demeyelim ama tarih boyunca insanlığın felaketine sebep olan liderlere “dur yapma” demek isterdim. Yakın zamanda, Timur ile Yıldırım savaşmasa dünya tarihi başka yazılırdı dedim bir arkadaşa. Onları uzlaştırmak da iyi olabilirdi:)
Ekmen, ortaokul yıllarında babasının toptan gıda dükkânına yardıma gittiğinde.
Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?
Onların da telefonuna el koyup, ailemle bir dağ köyünde zaman geçirmeyi tercih ederdim.
Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?
Muhtemelen yine kendim olmayı seçerdim ama bazı huylarımı değiştirmek şartıyla :)
Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?
Maalesef. Kanun çalmayı çok isterdim ama deneme dersi dışında zamanımı doğru planlayıp eğitimine başlayamadım.
Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?
Hiç düşünmedim bunu. Ama kendim için ele ayağa düşmeden temiz bir ölüm, ailem için çok üzülmeyecekleri bir yaş ve hal üzere ölmeyi isterim.
Bu Pazar ne izlesem, ne okusam diyenlere öneriler
Kanlı Ay zamanı Kanlı Ay okunur!
Oslo’da kayıplara karışan iki genç kadının arasındaki tek bağlantı, ünlü bir emlak kralının verdiği bir partiye katılmış olmasıdır. Kadınlardan birinin cesedi bulunduğunda, polis katilin imzası olduğunu düşündüğü izler görür, diğer kayıp kadının da aynı katil tarafından öldürüldüğü ihtimali güçlenmiştir. The Times’ın ‘İskandinav suç edebiyatının tartışmasız kralı’ diye verdiği Jo Nesbo’ya Türk okuru da epey ilgi gösteriyor. Yeni kitabı ‘Kanlı Ay’ı öneririm.
VASATLIKTAN ÇIKMAK İÇİN!
Benim gibi Fransızca, sosyoloji ve felsefeye ilgi duyuyorsanız size inanılmaz bir adres önereceğim. İlker Kocael’in Akademi FR’sinde ufuk açıcı söyleşiler yer alıyor. Albert Camus’yü anlamak, Sosyoloji Ne işe Yarar, Marcel Proust Romanına Kısa Bir Giriş, Şirin Etik ile Çağdaş Fransız Romanı gibi. Üstelik aynı platformda İlker Kocael’in müthiş hocalığında Fransızca da öğrenebilirsiniz.