MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Aziz İhsan Aktaş’a suikast hazırlığı” iddiasıyla tutuklanan Selahattin Yılmaz’ın ülküdaşı ve dava arkadaşı olduğunu söyledi.
Birçok kişi yukarıdaki cümleyi olduğu gibi okuyarak geçti, gitti.
Fakat duraksamak gerekiyordu.
Yakın geçmişte Çakıcı ile birlikte Bahçeli’yi ziyaret etmiş olmasının yanında “zamanlama manidar” diyeceğimiz ayrıntılar var.
Bir defa; Bahçeli neredeyse birkaç haftada bir “yargı operasyonları tez vakit tamamlansın, kararlar çıksın” diyerek uyarı atışları yapıyor. Tabii ki muhatabı belli...
“Komisyon öncelik, yargı bizi bozmasın” diyor özetle Bahçeli.
Böylesi bir atmosferde, ülkücü Selahattin Yılmaz’a operasyon yapılıyor.
Sabah gazetesi “Selahattin Yılmaz’a “Aziz İhsan Aktaş’ı susturun” talimatı verildiğini öne sürerek MHP’li ismi hedef alıyor. Gazeteye göre; İBB soruşturmasından tutuklu Fatih Keleş’ten bu talimat gidiyor.
Yani iktidarın satırlarını konuşturan Sabah gazetesi, MHP’li Selahattin Yılmaz’ın CHP’li biri için tetikçilik yapacağını öne sürüyor.
Keleş çıkıp açıklama yapıyor: Ben Selahattin Yılmaz’ı tanımam, basından öğrendim, ne kiralık katili?
CHP lideri Özel bunun üzerine, aslında ne olduğunun özetini şöyle yapıyor:
“Kiralık katili tutacağını söyledikleri kişi Selahattin Yılmaz. Herkes bilsin ki; biz bu kişiyi ne görürüz ne biliriz ne tanırız ne yanyana gelmişiz. Ancak MHP’nin gözbebeğidir. MHP’li Genel Başkan Yardımcılarının yakınıdır. Devlet Bey’in yakınıdır. Buradan bütün Türkiye duysun ki Devlet Bahçeli ‘Yeter davalar çok uzadı. Türkiye’ye zarar veriyor. Bir an önce bitirin’ dediği için AK Toroslar çetesi MHP’ye de ayar vermektedir.”
Derken MHP lideri sessizliğini bozuyor ve Özel’in sözleri üzerinden şöyle diyor:
“Özgür Özel’in Aydın’daki konuşmasında Selahattin Yılmaz ismini ‘kiralık katil ve suikastçı’ diye lanse etmesi, partimiz üzerinde spekülasyona yeltenmesi ayıplı ve alçalmış bir dilin sonucudur. Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek ise çok ağır bir bühtan, dayanaksız ve mesnetsiz bir uydurmadır.”
Ne kadar net değil mi?
Zaten Özel de Bahçeli’nin kendisi üzerinden iktidara mesaj verdiğini savunuyor:
“Sayın Bahçeli ile birlikte siyaset yapmak için birtakım yeteneklerinizi geliştirmeniz gerekiyor. Verdiği mesajları iyi anlamak gerekiyor. Ben kimseye kiralık katil demedim. Ama burada sayın Bahçeli yanlış anlamış değil. O anlıyor. ‘Özgür’üm sana söylüyorum, iktidar ortağım sen anla’ diyor.”
Mesajlarla, göndermelerle geçen hayatımızın bir gününün özeti. Alt alta sıralayınca her şey ne kadar okunaklı...
KÖŞENİN GÖZÜ
CHP’nin dev miting kararı aldığını “transfer günü” duyurduğum Aydın’da o buluşma gerçekleşti. Aydınlılar, Özlem Çerçioğlu’na hem pankartlarla hem de miting alanından taşarcasına büyüyen kalabalığıyla sözünü söyledi.
Olan bitene karşı Çerçioğlu, “İmar rantına geçit yok” yazısını dijital ekranlara yansıtmakta buldu çareyi. Ne söylendiği anlaşılamayan bir manşetten ibaretti ve Çerçioğlu bu söylemi istifasına gerekçe olarak da kullanmıştı.
Kalabalık büyüdükçe bu kez başka bir hamle yaptı Çerçioğlu, aynı yazıyı bu kez uzun bir pankart ile belediye binasından sarkıttı.
Tam da CHP lideri Özgür Özel’in konuşma açısına girecek şekilde.
Meydan ilgilenmedi, ne dediğini umursamadı. Miting alanının starları belliydi, Çerçioğlu’na gönderme yapan ve birçoğu mizahi unsurlar barındıran pankartlar...
Yine de Çerçioğlu’nun mesajını önemsedim ve bu “imar rantı” olarak görülen teklifin ne olduğunu araştırdım.
Kuşadası Belediye Meclisi ve İmar Komisyon Başkanı Emre Fazlılar’ın, belediye meclisinde açıkladığı teklife ulaştım. Fazlılar, aynı zamanda Aydın Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi...
Çerçioğlu’nun rant olarak gördüğü, hatta istifasına gerekçe saydığı iddia neymiş, buyrun...
30 Ekim 2020’deki depremin ardından çok sayıda binanın hasar gördüğü Kuşadası, “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilmiş.
‘Kuşadası 1/1000 Ölçekli Revizyon İmar Planı’ hazırlanmış.
Kuşadası, birinci derece deprem bölgesi olarak saptanmış. Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılmış çok sayıda yapının ciddi risk taşımakta olduğu bu rapora işlenmiş.
Bu gerekçelerle, Türkmen, Cumhuriyet ve Ege Mahallelerini kapsayan ve mevcut imar planlarının yalnızca %12,4’ünü içeren bir revizyon imar planı hazırlanmış.
Atıl tesislerin kazandırılması dışında bu revizyon planında yeni imar alanı açılmamış, yalnızca mevcut yapı üzerinde düzeltmeler ve güncellemeler yapılmış.
İmar rantı söylemleri oluşmasın diye, ta o günlerde şu uyarı raporlaştırılmış: Ayrıca unutulmamalıdır ki; büyükşehir statüsünde bir şehirde, ilçe belediyelerinin yeni imar alanı açma yetkisi yoktur.
Peki sonra ne olmuş diyeceksiniz?
Söz konusu plan, 4 Mart 2024’te Kuşadası Belediye Meclis Kararı ile kabul edilmiş ama Aydın Büyükşehir Belediyesi, 13 Haziran 2024’te teklifi reddetmiş.
Ama bakın neden?
Resmi ret gerekçesi tutanağa şöyle geçmiş:
“1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği gerektirdiği”
“Bazı kurum görüşlerinin eksik ya da hatalı aktarıldığı” Yani mevcut planlara açık itiraz ortaya konmadan, revizyon planı hukuki veya içerik açısından değil, yalnızca usule ilişkin bazı teknik eksiklikler nedeniyle reddedilmiş.
E bu halde 1 yıl sonra “imar rantına geçit yok” demenin anlamı nedir, başkan izah etsin, biz de yazalım. Çünkü bu mesele de tıpkı istifa/transfer gibi izaha muhtaç.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Yuvarlanan taş yosun tutmaz.” - Norveç atasözü.