Yeni hafta 12. kayyum haberiyle geldi. Bu kez de Kars’ın Kağızman ilçesinin Belediye Eş Başkanı Mehmet Alkan görevden alınarak yerine kayyum atandı. Seçme ve seçilme hakkımız Anayasal güvence altında aslında. Ancak bugün geldiğimiz noktada, seçiyoruz ama hobi olarak. Seçiyoruz, ama seçtiklerimiz tarafından yönetilemiyoruz. Kağızman’la birlikte an itibariyle 12 belediyede toplam 2 milyon 614 bin 717 seçmenin iradesi yok sayılmış halde. Bir de TBMM ayağı var meselenin. Pazar günkü AKP Kongresi’nde rozet takılan isimlerle birlikte, 2023 seçimlerinde muhalefetin listelerinden seçime giren 10 milletvekili AKP’ye geçmiş oldu. Hem onların bulunduğu seçim çevresinde oy kullanan seçmenlerin hakkına, hem partide vekillik bekleyen ancak sıraları onlara verilenlerin hakkına girilmiş durumda. Seçmende hayal kırıklığı büyük. Bu da araştırmalara yansıyor. ASAL’ın yeni araştırması çok çarpıcı. Seçmene “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” diye sorulmuş. Kararsızlar dağıtılmadan önce CHP yüzde 19,6, AKP yüzde 19,2, DEM Parti yüzde 5,8, MHP yüzde 5,6, İYİ Parti yüzde 2,7, Zafer Partisi yüzde 2,4, Yeniden Refah Partisi ise yüzde 2,3 oy oranına ulaşıyor. Ancak asıl dikkat çeken veriyi sona sakladım. Kararsızım ya da oy kullanmam diyenlerin oranı yüzde 37,9 yani CHP ve AKP’nin oy oranının 2 katı! Veya bir başka hesap: Bu ülkenin en çok oy alan iki partisinin oy oranının toplamı ancak kararsızlar kadar yapıyor. Ülkenin içinde bulunduğu halin röntgeni bu veri aslında. Sistemin gerçekten çöktüğünün de kanıtı. Keşke anlayan olsa.

Suriye’den bile vize alamadık

Avrupa’ya ya da ABD’ye gitmek için vize almak zaten uzun süredir hayal oldu. Vizenin randevusunu bulabilsek mutlu oluyoruz. Ancak durum giderek vahimleşiyor. Suriye’nin yeni yönetimi de Türkiye’ye vize zorunluluğu getirdi. Üstüne bir de vize için 150 dolar yani yaklaşık 5 bin 500 lira para ödememiz gerekiyor. Diğer iki komşu Ürdün ve Lübnan ile Malezya ve Moritanya’ya ise vize muafiyeti sağlanmış durumda. Bir Moritanya kadar olamadık anlayacağınız. Halbuki daha ay başında Cumhurbaşkanı’nın özel uçaklarından birini gönderip Suriye lideri Ahmed el Şara’yı Ankara’da ağırlamıştık. Zaten ne Şara’nın ne de Suriye Dışişleri Bakanı’nın ziyaret için ilk tercihi Türkiye olmuştu... Sonrasında bir de gümrük vergisi sürprizi ile karşılaştık. Üstelik vize haberi tam da Türkiye’de belediyelerin birbiriyle kıran kırana yarışı sonrası Gaziantep’te üretilen halıların Emevi Camii’ne ulaştığı güne rast gelmesin mi... Neye niyet neye kısmet. “Dostum Şara” bizi şaşırtmaya devam ediyor. Hayırlısı...

İsrail Gazze’nin 2 katı alanı Suriye’de işgal etti

Yeni haftaya İsrail’in Suriye’deki askeri varlığını kalıcılaştıracağı haberiyle başladık. İsrail’deki Haaretz Gazetesi uydu görüntüleri ile İsrail’in Suriye’de 7 yeni üs inşa ettiğini yazdı. İsrail Başbakanı Netanyahu da “HTŞ veya yeni Suriye ordusunun Şam’ın güneyindeki bölgelere girmesine izin vermeyeceğiz” diye net konuştu. İsrail’in Gazze’ye, sonrasında da Batı Şeria’ya başlayan operasyonlarını konuşuyoruz aylardır. Büyük bir katliam, büyük bir yıkım sonrasında şimdi o toprakların sahiplerinden alınıp Monako gibi bir turizm cennetine, bir rivieraya çevrilmesi gündemde. Dünya ayakta. Ancak tüm bunlar yaşanırken, yapılan pervasız açıklamalarla dikkatler buraya çevrilmişken, İsrail’in sessiz sedasız Suriye’de yürüttüğü bir operasyon daha var. Muhaliflerin Şam’a ilerlediği günlerde Suriye’nin güneyinden girdi İsrail ordusu. 1974 ateşkesini bozdu, Golan Tepeleri’ndeki askerden arındırılmış tampon bölgeyi aşıp Suriye topraklarında ilerlemeye başladı. Çatışma bölgelerindeki son durumu gösteren LiveUAmap’taki güncel haritaya göre İsrail, Suriye’de kaba hesapla 600 kilometrekare ele geçirmiş durumda. Tampon bölgeyle birlikte şu an ellerinde tuttukları alan 1800 kilometrekareye kadar çıkıyor. Bir kıyas yapmak istersek Gazze’nin tamamı 363 kilometrekare. Yani 2.5-3 ayda gibi kısa sürede İsrail “çaktırmadan” Gazze’nin 2 katı bir alanı Suriye’de işgal etti. Üstelik gelen son adımlarla da bu işgalin kalıcı olacağını anlıyoruz. Kimsenin sesi çıkmıyor.

Bir soru: Gazze için yollara dökülenler, Suriye’nin işgaline sessiz mi kalacak?