Bu yazıyı yazarken karşımda televizyon açık... Hem yazımı yazıyorum, hem de ara sıra Sözcü TV’yi izliyorum.
Altta akan son dakika haberlerinde gözüm...
Şu anda, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik için de gözaltı kararı çıkartıldığını öğreniyorum o banttan...
Ekranın en üstünde ise, “SÖZCÜ TV KARARTILIYOR” yazısı var; siyah içine beyaz dişi başlıkla... Yanında da bir sayaç...
Durmadan işliyor: 09 saat 23 dakika 21, 20, 19, 18 saniye...
Ben yazımı birazdan gazeteye göndereceğim; tek dileğim var, yazı baskıya girmeden bu cezaya yapılan itirazın mahkeme tarafından kabul edilmesi...
★★★
İnanın bunu sırf “Çalıştığım grup ceza almasın” diye istiyor değilim.
Benim derdim kırk üç yılımı verdiğim mesleğime kara düşmemesi...
Basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına kara düşmemesi...
Güzel yurduma kara düşmemesi...
Keşke bunu benim kadar bu karayı çalanlar da düşünse...
★★★
Sayaç hızla ilerliyor 09 saat 19 dakika 35 saniye, 34, 33, 32...
Su gibi akıyor zaman...
Eğer mahkemeden iyi bir haber gelmezse bu gece yarısında bu sayaç, 00 saat, 00 dakika,
01 saniyeyi gösterecek ve sonra ekran kararacak...
Ne bir haber bandı akacak, ne sunucular heyecanla haber okuyacak...
Sadece sessizlik olacak.
Soğuk, koyu, derin bir sessizlik...
Ve ben bileceğim ki, bu sessizliğin ve karanlığın nedeni kesinlikle bir teknik arıza değil...
Bilerek, isteyerek yaratılan bir karanlık bu!
★★★
O müjdeli haber gelmezse mahkemeden, SÖZCÜ TV 10 gün kararacak...
Hoş; gelirse ve ekran kararmazsa da yayınlayacağım bu yazıyı...
Çünkü bize bu duyguyu yaşatmaları bile yeter!
“Peki, gerekçe ne?” mi diyorsunuz?
On binlerce kişinin katıldığı mitingi yayınlamak!
Ne garip... Memlekette her gün yalan haber yağdıran kanallara dokunulmuyor, karanlığı parlatan ekranlara ödül veriliyor...
Ama... Bir kanal, gerçekleri anlatmaya çalışınca...
Fişi çekiliyor!
★★★
Sanıyorlar ki ekran karardı mı, biz de susarız...
Oysa biz çoktan alıştık karanlıkta konuşmaya...
Hep direndik!
Çünkü biliyorduk:
Karanlıkla savaşmanın tek yolu, ısrarla ışıkta yürümektir.
Ekran karartarak SÖZCÜ TV’yi susturacaklarını sananlar...
Peki; gerçekleri nasıl gizleyeceksiniz?
Kulaktan kulağa yayılan ve bu yüzden daha da vahim bir hal alması kaçınılmaz olan haberlerin yaratacağı enkazı nasıl kaldıracaksınız bu ülkenin üzerinden?
★★★
Sansürünüzle bizi korkutmak ve sindirmek mi amacınız?
Yanılıyorsunuz?
Karanlık, susturmaz!
Sadece keskinleştirir...
Bu ülkede ekranları karartanlar, gazetecilere ceza yağdıranlar bir şeyi hâlâ anlayamadı:
Biz gücümüzü karanlığınıza direnmekten alıyoruz.
Sizden, yani karanlığınızdan korksaydık, bu mesleği yapmaz, sahilde balık tutardık!
CHP’siz seçim için!
İktidar sonunda bunu da başardı:
Ülkenin kurucu partisi CHP’yi illegal örgüte dönüştürdü.
Önce ilçe belediye başkanları, sonra gençlik yöneticileri, il belediye başkanları derken dün de İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ifadeye çağırıldı.
İtiraf edeyim; ilk zamanlar çok şaşırıyordum bu haberlere...
“Bu kadar da olur mu?” diyordum.
Ama artık alıştım; her sabah kalktığımda haberleri açıp, “Bugün kimi aldılar?” diye bakıyorum,
“Bugün kim düşünme suçunu işledi?
Kim tweet attı da terör örgütü üyesi ilan edildi?”
★★★
Öyle bir ülke haline geldik ki gözaltına alınmak, tutuklanmak bir tür sertifika gibi...
Bence CHP Genel Merkezi bir karar almalı ve senede bir gözaltına alınmayan örgüt yöneticisini ya da belediye başkanını ihraç etmeli...
Bakın buraya yazıyorum:
Bu hızla giderse CHP kongreleri salonlarda değil, Silivri’de yapılacak.
Hazırlıklara şimdiden başlanmalı!
★★★
Şimdi sırada ne var biliyor musunuz?
Bu yılın sonbaharında CHP’yi bir şekilde kapatıp, yani devre dışı bırakıp...
Baskın seçime gidecekler...
Peki; biz ne yapacağız?
Türk halkıdır bu...
Sağı solu belli olmaz ki...
GÜNÜN SORUSU
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, haziran ayında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir suç duyurusunda bulunmuştu.. AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yönettiği dönemde, kamuya ait 59 makam aracının AKP İstanbul İl Başkanlığı’na tahsis edildiğini iddia etmişti.
İçişleri Bakanlığı, önceki gün bu iddiaları yanıtlamış ve “görevi kötüye kullanma suçu”nun oluşmadığını öne sürerek soruşturmaya izin vermemiş... Sorum Bakan Ali Yerlikaya’ya:
Aynı şeyi bir CHP’li belediye yapsaydı, soruşturma iznini bir saniyede imzalar mıydınız, imzalamaz mıydınız?