Başlıkta bıraktığım yerden devam edeyim:
Ben de örgüt üyesiyim.
Hem de bir değil, iki örgütün birden üyesiyim.
Üstelik yeni de değil benim üyeliğim; tam 43 yıldır o örgütlerin içindeyim.
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan “örgüt üyeliği” ve “örgütün çözülmemesi için eylemde bulunma” gibi suçlamalarla tutuklandı ya...
Mahkemenin tutuklama kararında aynen böyle yazıyorsa durum gerçekten vahim demektir!
Çünkü örgüt üyesi olmak ne ülkemizde, ne de dünyanın hiçbir yerinde suçtur...
Tam tersine bir insan, ne kadar çok örgüte üyeyse o kadar “sosyalleşmiş” demektir.
Bütün dernekler, vakıflar, sendikalar, partiler, odalar, borsalar, barolar birer örgüttür.
Devlet de bir örgüttür.
Hatta apartman yöneticiliği bile bir tür örgüt yöneticiliğidir.
Bu hesapla ülkemizde yaklaşık 80 milyon kişinin 300 milyona yakın örgüt üyeliği vardır.
★★★
Dedim ya; ben de hem Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne, hem de Türkiye Gazeteciler Sendikası’na üyeyim.
Hatta “örgüt yöneticiliği” yapmışlığım bile vardır:
İki yıl boyunca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Genel Saymanı olarak çalıştım.
Yani para işlerine baktım...
Avukat Mehmet Pehlivan da söylüyor:
“Ben örgüt üyesiyim ama suç örgütünün değil, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu’nun üyesiyim. Başka örgüt tanımam...”
★★★
Hatta bu kararı veren hakimler ve savcılar da birer örgüt üyesi... Onların örgütü de Adalet Bakanlığı ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu...
Dediğim gibi örgüt üyesi ya da yöneticisi olmak suç değildir.
Suç olan, terör örgütü ya da silahlı suç örgütü üyesi olmaktır...
Peki; Mehmet Pehlivan terör örgütü üyesi mi?
Terörü de bırakın; suç işlemek amacıyla kurulan bir örgütün mü üyesi?
Hayır...
★★★
Milyonlarca kişinin oylarıyla seçilmiş, sonra da bir takım suçlamalarla cezaevine atılmış İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin avukatı...
Onunla birlikte suçlananlara bakıyorsunuz; tamamı yıllardır belediyede çalışan bürokratlar...
Hatta önemli bir bölümü, İmamoğlu’ndan önceki AKP’li başkanlarla da çalışmış...
Diğerleri; resmi sıfatları olan yardımcısı, koruma müdürü, özel kalem müdiresi, şoförü...
Şimdi siz çıkıp, Türkiye’nin en büyük belediyesini “örgüt” olmakla suçluyorsanız...
Yasalara ve anayasa karşı geliyorsunuz demektir...
★★★
Sayın savcılar, örgüt arıyorsanız Apo’ya “sayın” ya da “kurucu önder” diyenlerden başlayın...
Kim mi onlar?
Siz de biliyorsunuz ama onlara dokunmak yürek ister...
O yüzden, vurun işini yapan avukata...
Kim o arkadaş?
Dünyanın en pahalı evini bir Türk almış...
Ekonomim Gazetesi’nin haberine göre bu vatandaşımız, geçen yıl Dubai’de inşaatı devam eden bir konuta tam 130 milyon dolar ödeyerek dünya rekoru kırmış.
Haberde ilginç bir bilgi daha var:
Hani; biz Türkiye’de ev almaları için yabancılara, özellikle de Araplara bol keseden vatandaşlık dağıtıyoruz ya...
Son 12 ayda yabancılar Türkiye’den 2.1 milyar dolarlık gayrimenkul alırken, Türk vatandaşlarının yurt dışında yaptıkları emlak yatırımlarının toplamı 2.3 milyar dolara dayanmış...
★★★
Yorum yapmayacağım, iki soru soracağım:
Bir: Dubai’deki bir inşaata yaklaşık 520 milyon lira yatıran bu “çok zengin” Türk, kim? O parayı nerede, nasıl kazandı, vergisini ödedi mi? Türk Maliyesi bu arkadaşın peşine düştü mü?
İki: Yabancılara ev satabilmek için vatandaşlık ödülü koyanlar, aynı paradan daha fazlasının yurt dışındaki evlere gittiğini görmüyor mu? Görüyorsa o parayı Türkiye’de tutabilmek için ne yapıyor?
Nankör Ali Bey...
Son milletvekili genel seçimlerinde CHP’li seçmenlerin oylarıyla tam 14 milletvekili çıkaran DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan, “Seçime CHP listelerinden girmemizin partimize olumsuz etkisi oldu” demiş...
Bunun adı nankörlüktür.
Sen yıllarca bugünkü iktidarın “elemanı” olacaksın...
O parti içinde yükselme olanağın kalmadığını görünce kendi partini kuracaksın...
Bir milletvekili seçtirme gücün bile olmadığı halde, başka partinin oylarıyla tam 14 vekil birden çıkaracaksın...
Seçtirdiğin vekillerin önemli bir bölümü seçimden sonra seni terk edip iktidar partisine katılacak...
Ve sen şimdi çıkıp utanmadan sıkılmadan bu lafları edeceksin...
★★★
Sana kızıyorsam namerdim Ali Bey...
Senin ne olduğunu zaten hiç unutmadım ki...
Benim öfkem Kemal Bey’e...
GÜNÜN SORUSU
CHP’den ayrılarak Memleket Partisi’ni kuran Muharrem İnce’nin tekrar CHP’ye dönmesi an meselesi... İlk sorum daha önce iki kez CHP Genel Başkanlığı’na aday olan Sayın İnce’ye:
Yine aday olacak mısınız?
Diğer sorum da CHP’ye oy veren herkese:
Bu gelişme sizi mutlu ediyor mu?