Meyvesi, kalp hastalıkları riskini azaltır.
Antikanserojendir.
Antioksidan bakımından zengindir.
Kemik kaybını önlemeye yardım eder.
Ülser ve gastrit gibi mide hastalıklarının gelişmesini önler.
Göz sağlığını korur.
Bilişsel hastalıkların tedavisine katkı sağlar.
Saç dökülmesine ve ciltteki yaralara karşı iyileştirici etkisi vardır.
Vücudun enerjisini artırır.
Güçlü bir E vitamini kaynağıdır
Fakir dostudur, ekmeğe katıktır. Doyurur.
★★★
Yaprakları, doğal antibiyotiktir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Soğuk algınlığına iyi gelir.
Tansiyonu düzenler.
Kan şekerini ve kötü kolestrolü düşürür.
★★★
Yağı, yenir, içilir, sabun yapılır.
Tip-2 diyabet riskini azaltır, kan şekeri seviyesini düzende tutar.
Kalp ve damarlara iyi gelir.
Felç riskini azaltır.
Kilo kaybına yardımcı olur.
Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişme olasılığını azaltır.
★★★
Küspesi, gübre ve hayvan yemi olarak kullanılır.
★★★
Çekirdeği, yakılır. Buna pirina denir ve en az kömür kadar ısıtıcıdır.
★★★
Dalları, Türk kültüründe evlerin kapısına asıldığına haneyi kötü ruhlardan ve enerjilerden korur.
Evrensel kültürde ise bir güvercinin ağzında resmedildiğinde “barış” anlamına gelir.
★★★
Zeytinden söz ediyorum...
İşe yaramayan “zerresi” bile yoktur.
“Yüzde 100 fayda”dır...
Haaa... Unuttum; bir de bizim ülkemizde turnusol kağıdı olarak kullanılır.
Öyle bir turnusol kağıdıdır ki; bu ülkedeki tüm fırsatçıları, yağmacıları, talancıları, doğa katillerini, arsızları, yüzsüzleri şıp diye ortaya çıkarır...
★★★
Çünkü bunlar her iki-üç yılda bir, paralı adamlarına bir yasa tasarısı hazırlatır ve Meclis’e getirtir...
Amaçları, turizm bölgelerinin içinde kalmış ya da zengin maden rezervi olduğu tespit edilmiş zeytinlik alanları katletmenin önünü açmaktır...
★★★
Yine aynı şeyi yapıyorlar...
Vatan topraklarına ihanetlerine yeni bir halka daha eklemek ve zeytinlikleri “enerji üretme” bahanesiyle yandaş şirketlerine peşkeş çekmek istiyorlar...
Muhalefet tüm güçsüzlüğüne karşın bugüne kadar buna fırsat vermedi...
Dün de yine bu yüzden Meclis’te kavga çıktı.
Umarım yine başaramayacaklar...
Yine o yasa tasarısını alıp...
Müsait bir... Çekmecelerine...Sokacaklar.
★★★
Direnin arkadaşlar...
Meyvesi için, küspesi için, yaprağı için, yağı için, dalı için direnin...
Direnmezsek, bu kadar kolay vazgeçersek, bugüne kadar yediğimiz zeytinlerin çekirdekleri kadar çıban çıksın yüzümüzde...
Alerjileri depreşti...
Atatürk ve İnönü...
İki kahraman...
Bu devletin iki kurucusu...
AKP’li arkadaşların bu iki isme karşı alerjilerini biliyoruz...
Bu tavrın en görünür hale geldiği alan ise stadyum isimleri...
Bu arkadaşlar bütün stadyumlardan Atatürk ve İnönü isimlerini tek tek kazıyor.
Önce Beşiktaş’ın Stadyumu’ndan kaldırıldı İnönü’nün adı, sonra Kocaeli’deki ve doğduğu kent olan Malatya’daki statlardan...
★★★
Atatürk’ün adının silindiği il stadyumları ise şunlar:
Antalya, Afyon, Konya, Bursa, Sakarya, Antakya, Kayseri, Rize, Giresun, Elazığ...
Dün öğrendik ki Atatürk ve İnönü karşıtları, 2016 yılında yıkılan Eskişehir’deki Atatürk Stadyumu’nu da bu kervana kattılar.
Yeni yapılan stada bizzat Cumhurbaşkanı’nın onayıyla Prof. Dr. Fethi Heper’in adı verildi...
★★★
Fethi Heper, kuşkusuz önemli bir isim... Eskişehirsporlu milli futbolcu ve aynı zamanda maliye profesörü...
Yürekten bir Atatürk ve cumhuriyet sevdalısı...
Kendisini bu yıl 13 Şubat’ta kaybettik.
Bu nedenle itirazım, adının emek verdiği takımın stadyumuna verilmesine değil...
Atatürk isminin kaldırılmasına...
Eminim kendisi de hayatta olsa bu girişimi kesinlikle onaylamazdı.
★★★
Az kaldı hazımsız beyler...
Sizin isimlerinizin ve izlerinizin bu topraklardan silinmesine de az kaldı.
Zaten telaşınız da bu yüzden!
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Özgür Özel’in yandaş medyaya karşı başlattığı boykot kampanyasına ilişkin bir açıklama yapmış, “CHP; gerçekleri milletimize aktaran medya kuruluşlarını boykot etme dayatmasında bulunuyor” demiş...
Sorum kendisine:
Peki siz, göreve geldiğiniz günden beri “yandaş medyada çalışanlar” dışındaki bir gazeteciyi bile Cumhurbaşkanı’nın toplantı ya da gezilerine davet ettiniz mi? Yandaşlardan başka bir gazeteye ya da TV’ye kamu kurumlarının reklamını verdiniz mi? Asıl boykot, sizin bu yaptığınız değil mi?