Araya bütçe mesaisi girince bir nevi yılan hikayesine dönen DEM-İmralı görüşmesinde yeni detaylar belirginleşiyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Biraz daha sabredin” açıklaması yapsa da bir planın yapıldığını öğrendim.
Adalet Bakanlığı kaynakları; 23 Aralık Pazartesi günü itibarıyla, terör örgütünün kurucusu Öcalan ilegörüşme izninin çıkabileceğini fısıldıyor. İmralı ziyaretinin de 3 Ocak tarihine kadar yapılmasının planlandığına işaret ediyorlar. Bu ihtimali sekteye uğratacak tek dinamiğin hava şartları olduğu söyleniyor.
Yine aynı kaynaklara göre; başvuran isimler arasından bir avukat ile iki DEM Partili isme onay çıkması bekleniyor.
Konjonktür değişmez ise bakanlık planını yapmış görünüyor.
Ankara, İran basınını nasıl okuyor?
İran’dan gelen haberler doğalgaz krizine işaret ediyor. Son olarak ev, iş yerleri ve hatta devlet dairelerinde doğalgaz ve elektrik krizi yaşandığı için kısmi tatil kararları alındığını öğrendik.
Akıllara “ülkemize gelen enerjide sorun olur mu?” sorusu geliyor. Çünkü...
İran’ın devlet medyasında Türkiye aleyhine ciddi propaganda ve suçlama haberleri dönüyor. Gazeteci Savash Porgham’dan öğrendiğimiz kadarıyla; Keyhan gazetesi yayınları ciddi bir örnek...
Genel yayın yönetmeninin bizzat tepeden atandığı bir kurum... Ülkemiz aleyhine yayınlarında kullandıkları dilin tehdit boyutuna vardığı görülüyor.
Türkiye’nin Suriye’de İran karşıtı bir politikayla ilerlediği ve düşmanca tavırlarla ikili ilişkileri yok ettiği ithamı yapılıyor.
Diğer yandan İran basınında başka dikkat çeken haberler de var. Onları da Ortadoğu uzmanı Arif Keskin aracılığıyla öğrendim.
Mesela kimi İran yayınlarında, Hizbullah’ın bölgede yeni bir oluşuma gittiğine dönük iddialar var. HTŞ ve İsrail ile işbirliği içinde olan devlet ve örgütlerle savaşması planlanan yeni örgütün Sünni Kürtlerden oluştuğu öne sürülüyor. Devrim Muhafızları’na bağlı sitelerde de -sözde- “Kürdistan Hizbullah Örgütü” adıyla yeni bir yapıdan bahsedilmeye başlanmış.
Ülkemize dönük bu kez İran kaynaklı bir terör tehdidi mi olacak, Ankara İran basınındaki tüm bu haberleri nasıl okuyor, ne anlamak gerekiyor?
Soru çok, güvenlik kaynaklarından yanıtlar geldikçe bu köşede yer vereceğim.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih; 4 Temmuz 2001.
Meral Akşener, DYP’den istifa ederken hemen yanında Abdullah Gül vardı.
Zira istifa toplantısını, Gül’ün Politik Araştırmalar Merkezi’nde yapmayı tercih etmişti.
Gül, o dönem FP’den ayrılan yenilikçi kanadın Erdoğan ile birlikte öncüsüydü.
Akşener, Türkiye’nin kötü yönetildiğini ve siyasetin itibar kaybettiğini belirterek, bundan sonraki siyasi yaşamını, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün öncülüğünü yaptığı yeni oluşum içinde sürdüreceğini söylemişti.
Akşener’in düzenlediği basın toplantısına yenilikçi kanat olarak tarif edilen 30 civarında milletvekili katılmış, Akşener, “Ortak aklın olduğu bir kadro hareketi düşünüyoruz. Liderliğin sorun olacağını düşünmüyoruz” demişti.
AK Parti’nin eski MKYK üyesi Mücahit Birinci’nin Akşener’e yönelik “Bize katıl” çağrısı bana bu fotoğrafı ve arka planını hatırlattı.
Tabi, altılı masayı ve hatta bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de...
KÖŞENİN SÖZÜ
“Bir adamın nasıl biri olduğunu anlamak istiyorsan, kendisiyle eşit olanlara değil, astlarına nasıl muamele ettiğine bak.” - Sirius Black, Harry Potter ve Ateş Kadehi.