Sevgili okur,

Ben asla başka bir ülkede yaşayamam. Bunu baştan söyleyeyim. Bu ülkede herkese göre bir seçenek var çünkü.

Önemli olan karakterine göre doğru seçimi yapabilmek.

Bakınız mesela.

Gassal dizisini biliyorsunuz, değil mi?

Hani afişlerinde ‘Ölünce beni kim yıkayacak’ yazan.

Konusu şöyle: Genç bir adam olan Baki, kimi zaman kimsesiz insanların cenazesini yıkar. Bu durum üzerine Baki, onlar gibi olmamak için hayatını değiştirmeye karar verir. Sosyalleşmeyi, toplum içine karışmayı deneyimleyen Baki, 30’lu yaşlarına kadar uzak durduğu şeylerin gerçekten anlamsız olduğunu keşfeder. Kendisini yıkayacak birini bulmak için çabalayan Baki, bu süreçte geçmişinde yaşadığı büyük travmalarla yüzleşir ve yaşadığı kaygının nedeninin ölüm korkusu olduğunu anlar.

Şimdi bu çok da tercih edilmeyen ölü yıkayıcılığı işi popüler olmuş. Düzce’de iddiaya göre 100’den fazla kişi İŞKUR ve iş arama platformlarına Gassal olabilmek için kayıt oluşturmuş.

Bizim dizilerimiz çok etkilidir. Bir zamanlar Kurtlar Vadisi yayınlanırken herkesin siyah takım elbise, beyaz gömlek, rugan ayakkabı giyip ‘Sen ölmeyi bayılmak mı zannediyorsun Memati’ tınılı konuşmalarının nasıl yaygınlaştığını hatırlayın. Bir Allah’ın kulu dizilerden etkilenip bilim insanı ya da ne bileyim avukat, doktor olmak istedi mi bilmiyorum.

Şimdi Elazığ Kuyumcular Çarşısı’nda bir esnaf, ‘Gassal’ dizisinin popülerliği sonrası, gassallara özel yüzde 50 indirim kampanyası başlatmış. Sebep, “Biraz da yüzleri gülsün’ diyeymiş.

Yani pırlanta, elmas merakınız varsa, bir de gassal olmak isteyen o 100 kişiden biriyseniz bu kampanyayı kaçırmayın derim.

Ahmet Kural

★★★

Diğer kampanyamızı Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı. O biraz ‘yüklü’ olmayı gerektiriyor ama olsun. Bana kamuyu bilgilendirmek düşer.

Cumhurbaşkanımızın açıkladığı müjdeler şöyle: Evlenecek gençlere 48 ay vadeli, iki yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği, yeni doğacak ilk çocuk için verilen tek seferlik doğum yardımı 5 bin liraya yükseltilecek. İkinci çocuk için her ay 1500, 3’üncü ve sonraki çocuklar için her ay 5000 TL yardım verilecek.

★★★

Ay yok, 150 bin için evlenemem ya da ‘Yetmez bu benim evlenmeme’ diyorsanız, hele hele 3 çocuk falan yapamam diye bu güzelim kampanyaya yüz çeviriyorsanız sizi başka bir sürpriz bekliyor. Fakat bu indirim değil, biraz ‘bindirim’e giriyor.

Karayolları Genel Müdürlüğü, köprü ve otoyol geçiş ücretlerine yüzde 43 zam yapıldığını duyurdu. 13 Ocak gece yarısından itibaren geçerli yeni tarifeye göre, İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden geçiş ücreti 47 liraya yükseldi.

Hadi şimdi de yüz çevirin bakalım. Hadi, hadi...

“Köprüden geçmem olur biter” deyin de göreyim.

Sevgili okur, başta da belirttiğim gibi hayatı tercihler belirler.

Hayat sizin önünüze birçok seçenek çıkarır, siz neyi seçerseniz O’sunuz.

Doğru seçim yapmazsanız size Gabar’dan gelen petrolü bile koklatmazlar, ona göre.

Atatürk ile tanışmak ve minnetimi anlatmak isterdim

Bugün ‘Apolitik’in konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka oldu ve sorularımızı yanıtladı.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Aylin Nazlıaka

Güne, yandaş gazeteler dahil tüm gazeteleri tarayarak başlarım. Kahvaltı benim için günün en önemli öğünü. Yumurta, roka ve kızarmış ekmeğe bayılırım. Ama sık seyahat ettiğim için umduğumu değil, bulduğumu yerim.

- En son hangi kitabı okudunuz?

Sinan Meydan’ın yazdığı ve hediye ettiği “Lozan: Kurtuluş Savaşı’nın Ardındaki Gerçek” kitabını okudum. Ülkemizin bağımsızlık mücadelesini ve bu topraklara barışın nasıl geldiğini anlatan bu eseri herkese tavsiye ederim.

- En son hangi filmi izlediniz?

Ailecek sinemaya meraklıyız. İki gün önce Demi Moore’un Altın Küre ödülünü aldığı Cevher (The Substance) filmini eşim ve iki arkadaşlarımızla birlikte izledim. Ondan önce oğlanlarla birlikte Idi Amin’in hayatını anlatan “İskoçya’nın Son Kralı”nı izledik. Bir de oğlum Demir ile “Cem Karaca’nın Gözyaşları” filmini izledik. Ortalama ayda bir sinemaya gidiyoruz.

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Kalabalık aile yemeklerimizde herkesin aynı anda konuşup gülmesiyle oluşan o tatlı gürültüyü çok seviyorum.

- En çok dinlediğiniz şarkıcı?

Haziran 2011 TBMM’de eşi İzzet Nazlıaka rozet takarken. Demir (3), Berke (11) Nazlıaka ile...

Zor bir soru. Yaşayan birçok sanatçı, aynı zamanda arkadaşım. Adaşlık torpili yapayım: Aylin Aslım.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Parla.

- Aşka inanır mısınız?

Aşk, yaşamın ta kendisidir!

- Kırmızıçizginiz nedir?

Riyakarlık! İlişkilerimi güven üzerine kurmak isterim. Bir kişinin yalan söylediğini fark edersem, hemen araya mesafe koyarım. “Güven, ruh gibidir. Bedeni terk ederse, geri gelmez” sözü ne kadar doğru...

- En sevdiğiniz yemek?

Balık. Bir de anneciğimin yaptığı Çerkez tavuğu ve iç pilav.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Yemek ayırt etmem. Tabakta yemek bırakmam. Böyle yetiştirildik biz.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Ailemin, sevdiklerimin, partimin ve ülkemin başarısı beni çok heyecanlandırır. Bir de ailemle, dostlarımla birlikte olmak, yeni yerler görmek, yeni tatlar tatmak, yeni insanlar tanımak ve yeni bir şeyler öğrenmek. Yakında yeni bir spora başlıyorum.

- Yağmur mu, güneş mi?

Ben güneş insanıyım ama son yıllarda küresel iklim değişikliği nedeniyle yağmur yağınca seviniyorum.

- Güz mü, ilkbahar mı?

Aylin Nazlıaka, abla ve annesiyle Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına giderken. 

Güz, hüznü çağrıştırıyor. İlkbahar ise yenilenmeyi ve enerjiyi. Ben doğanın uyandığı, çiçeklerin açtığı, havaların ısındığı, umudun yeşerdiği ilkbaharı severim.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Şiddet uygulayanlara tahammülüm yok. Yalancı, ikiyüzlü ve yapmacık insanlara da...

- Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Atatürk ile tanışmak ve ona olan minnetimi, hayranlığımı ve vefa borcumu en güçlü cümlelerle anlatmak isterdim. 

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Telefonuma kavuşacağım anın çetelesini tutarım.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Kendimin en iyi versiyonu...

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Küçükken akordiyon çalardım. Eşim çello sanatçısı. Çocuklar da piyano, klarnet, elektrogitar çalıyor. Ben onları dinlemeye bayılıyorum.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Akıl ve beden sağlığımı yitirmediğim güne kadar yaşamak isterim. Giderken, arkamda “hoş bir seda” bırakmayı arzu ederim.

Marksist Sally’ye bayılıyorum

Normal People ile Birleşik Krallık’ta 1 milyondan fazla satan, keskin bakış açısına sahip olduğunu düşündüğüm Sally Rooney fırtına gibi esiyor. Karakterlerinin gerçekliği her kitabında sizi sarmalıyor. İrlandalı yazarın Can Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Intermezzo’sunu öneririm. Roman Dublin’de ve İrlanda kırsalında geçiyor. Babalarının ölümünün
ardından iki erkek kardeşin hikayesini anlatıyor. Erkek kahramanlara ve kardeşlik ilişkilerine odaklanan Rooney, önceki çalışmalarından farklı bir yola giriyor, Covid-19 karantinaları sırasında satranç derslerini izleme deneyiminden ilham alıyor. Intermezzo’dan sonra yazarın ‘Arkadaşlarla Sohbetler’ kitabını okumaya başladım. Marksist kimliğinden ayrı düşünemeyeceğimiz, kimine göre, çağının Jane Austen’i, kimine göre yeni kuşağın Salinger’ı yazarı takibe alın derim.