Hayat yalnızca mutlulukla değil, zorluklarla da örülüdür. İnişler ve çıkışlar, yaşamın dengesi gibidir. Hayat, bazen mutluluk, bazen de acılarla dolu akıp geçer.

Beklenmedik olaylar, hastalıklar, kayıplar kimsenin kaçamayacağı, yaşamın doğal döngüsünün birer parçasıdır. İnsan ne kadar plan yaparsa yapsın, hayat her zaman bildiğini okur. Bir sabah güneş doğarken güvende hissettiğiniz düzen, akşam çökerken yerini belirsizliğe bırakabilir. İşte bu, hayatın ta kendisidir.

Acılar ve kayıplar bize sevinçlerin ve sevdiklerimizin ne kadar değerli olduğunu öğretir. Böyle anlarda hayat, bizi durdurup düşünmeye zorlar.

Bugün aslında ne kadar da kıymetlidir. Sevdiğiniz insanlar yanınızdayken, sağlıklı bir nefes alabiliyorken, hâlâ yapmak istediğiniz şeyler için vaktiniz varken aslında ne kadar da şanslı olduğunuzu fısıldar kulağınıza.

Kayıplar, zorluklar ve acılar, yaşamın bir parçasıdır çünkü onlar olmadan büyümek, öğrenmek ve gelişmek mümkün değildir. Bu nedenle kötü giden şeylere “hayatın doğal parçası” gözüyle bakmak, insanın ruhunu rahatlatır. Çünkü hayat, sadece kontrol ettiklerinizle değil, teslim olduklarınızla da yaşanır.

Bir gün uyandığınızda amansız bir hastalığa yakalanmış olduğunuzu düşünün. Hastalık, acımasız gibi görünse de aslında bir öğretmendir.

Bizi sıkıntıya sokan, üzerimizde stres yaratan bir sürü ıvır zıvır koşuşturmanın içinde kaybolmuşken, bir anda hayatınızın duraklama düğmesine basılır ve zaman, anlamını yeniden kazanır.

Hastalık, insana bedeninin kırılganlığını hatırlatır. Her gün sorgulamadan yaptığımız nefes alıp vermenin bile ne büyük bir mucize olduğunu fark ettirir. O kadar güçlü hissettiğiniz anların ardından gelen zayıflık, aslında ne kadar insani ve gelip geçici olduğunuzu yüzünüze vurur.

Öncelikleriniz değişir. Kariyer hırsları, maddi hedefler, dünden bugüne biriktirdiğiniz küçük dertler, kıskançlıklar, had bildirme hevesi bir anda önemsizleşir. Geriye sadece sevgi, huzur ve sağlıklı bir nefesin değeri kalır. Hayatınızın en büyük çabası, biraz daha sevebilmek, sevilmek ve biraz daha iyi hissedebilmek olur.

Size ve etrafınızdakilere hayatın ne olduğunu, nelerle anlam kazandığını ve hangi şeylerin sizi gerçekten insan yaptığını anlatır.

Sizi neşelendiren o sıradan şeylerin aslında ne kadar özel olduğunu fark edersiniz. Her günü mutlulukla kucaklamanız gerektiğini, küçük anların büyük mutluluklara açılan kapılar olduğunu bir kez daha hatırlarsınız.

Çünkü yaşam, tüm kırılganlığına rağmen hâlâ mücadele etmeye değer, kıymetli bir armağandır.

Ne demiş şair:

Bazen kazandıkların olur, hayat,
Bazen kaybettiklerin...
Bazen hayal ettiklerindir, bazen vazgeçtiklerin...
Bazen gülümsediklerindir, bazen ağladıkların...
Hayat işte, adı her neyse?
Bir nefes alış ve veriş arası,
Sadece yaşadığın...

Hayat dediğin,
Geldiğin ve gittiğin arasında

Hissettiğin...