Yeni bir yılın ilk gününde, 2024’te neler oldu diye düşünüyorum. Ne yaşadık biz? Anlatmakla ya da yazmakla olmaz, yaşamak lazım.
Ülkece adeta fantastik bir bilim kurgu fırtınasından geçtik. “Geçtik” diyorum ama henüz tam olarak geçmiş sayılmayız. Sanırım bu serinin birinci sezonunun sonundayız.
Gelsin 2025. Hazır mıyız? Hazır olmasak ne fark eder; yola çıkmış gelmekte olan, bize de layığıyla karşılamak düşer. Önemli olan, elimizden gelenin en iyisini yapmaya niyetli olmamız. Vatana, millete, hepimize hayırlı bir 2025 diliyorum.
Hafızanızı nasıl güçlendirirsiniz?
Bazı insanların hafızası çok kuvvetlidir. Hiçbir şeyi unutmazlar. Hep özenmişimdir onlara... Ben çok unutkan biriyim. Mesela, isim hafızam çok kötüdür. Yolda biriyle karşılaşıp konuşurken, içimden karşımdakinin adını düşünmekten, konuştuğum şeye konsantre olamadığım çok olmuştur.
Ya da bir yerde karşılaşıp konuşmaya başladığım kişiyi nereden tanıdığımı bulmak için beynimi suyunu çıkacak kadar zorladığım, ama bir türlü sonuca ulaşamadığım zamanlar...
En kötüsü de bazen konuştuğum kişinin ne görüntüsünün ne de isminin hafızamda bulunmamasıdır. Sorsanız, onu hayatımda ilk kez gördüğüme yemin bile edebilirim.
İşte böyle zamanlarda erken davranıp “Merhaba, ben Pınar...” diye kendimi takdim ettiğimde, doğal olarak hafif ekşimiş bir yüz ve zoraki bir gülümsemeyle “Biz tanışmıştık zaten!” cevabını alınca, biraz zor durumda kalıyorum.
Belli ki hayatıma sokmayacağım insanları beynime de kaydetmiyorum. Hani düşük hafızalı telefonlar var ya; kapasitesi dolunca yeni resim çekebilmek için eskilerden silmen gerekiyor... Ben de öyleyim galiba!
★★★
Günlük hayatta da unutkan ve dalgınım. Bu yüzden organize olurken de zorluklar yaşıyorum. Bana hep not almamı, küçük bir defterim olması gerektiğini söylüyorlar. Tamam, ben de bunu biliyorum ama o da işe yaramıyor!
Mesela, geçen hafta market alışverişini yapmadan önce oturup bir güzel liste yaptım. Sonra evin içinde bir iki işi daha hallettim, tam evden çıkacağım, liste yok! Aramadık yer bırakmadım. Çıldıracağım! Yok, yok, yok!
Neyse, gittim, aklımda kalanları aldım geldim. Aradan bir hafta geçti, dün buzluktan et çıkaracağım, baktım buzluğun içinde bir kâğıt duruyor... “Hayırdır?” dedim, “Buzluğa kim not bırakmış?”
Benim geçen haftaki liste buzluktan çıktı. Daha utanç verici olaylar yaşamışlığım da var. Gözümdeyken gözlüğümü, elimde konuşurken telefonumu aramak gibi... ‘Hafızayı kuvvetlendirmek için bol bol bulmaca çöz’ diyorlar. Bulmaca hafızayı yeterince kuvvetlendirse, benim şu anda geçen sene bugün yediklerimi bile hatırlıyor olmam gerekir. İşe yarıyor olsa bile, tek başına yetmediği kesin.
Ben de benim gibi olanlar için küçük bir araştırma yaptım...
Hafızaya neler iyi gelir?
Tabii ki öncelikle aldığımız besinlere dikkat etmek... Belki de benim hafıza, yaptığım abuk sabuk diyetlerden gitti!
Baharatlardan zerdeçal, karabiber, tarçın... Meyvelerden yaban mersini, çilek, ahududu... Kuruyemişlerden ay çekirdeği, badem, ceviz... Vitaminlerden tabii ki B12, K vitamini... Bunlar en çok yeşil yapraklı besinlerde ve probiyotik ürünlerde var. Bunlara ek olarak E vitamini, bitter çikolata, balık, kırmızı et ve süt ürünleri... Ayrıca magnezyumun hafıza üzerindeki etkisi büyük. Özellikle magnezyum L-threonate hafızayı destekleyen ve beyin fonksiyonlarını iyileştiren bir tür olarak biliniyor.
Doğru beslenmenin yanında, iyi bir hafıza için yapılacak en önemli şeyler ise düzenli uyumak ve bol su içmek. Unutmayalım, beyin de vücudun bir parçası ve sağlıklı kalması için iyi bir bakıma ihtiyaç duyar!