Dünkü KORKUSUZ’da “Mehmet Şimşek geceleri üstünü örtsün” başlığı altında yayımlanan yazımın bir yerinde şunları yazmıştım:

Ekonomi yakında durgunluğa girecek...

Ancak...

Kabağın büyüğü heybede...

Yani...

Bugünler iyi günlerimiz...

Asıl acıları:

Ekim’den sonra yaşayacağız...

Soru:

Neden öyle yazdım?..

Cevap:

24 Ekim 1929 Perşembe günü ABD’de başlayan...

50 milyon insanın işsiz kalmasına...

Yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında...

Dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olup...

Bütün dünyaya yayıldıktan sonra...

  1. Cihan Savaşı’nın çıkarılmasına sebep olan:

Büyük buhranı kısaca anlatabilmek için...

1924 yılında seçilen Cumhuriyetçi Başkan Calvid Coolidge; büyük sermayeye yaranmak...

Moda akım liberal ekonominin kurallarını uygulamak amacıyla vergilerde indirimler yaptı...

Böylece:

Az sayıda ekonomi egemeninin (Bütün ekonominin %50’sine sahip 200 holding) yüksek servet sahibi olmasına sebep oldu...

Coolidge ve acımasız kapitalizmin bencil hesapçı ekonomistleri:

Devlet müdahalelerinden (Denetiminden) arındırılmış(!) Liberal ekonominin bu 200 büyük zengininden sadece biri bile batsa...

ABD çapında bir ekonomik krizin çıkmasına sebep olabileceğini görememişlerdi...

Servet az sayıda ekonomi egemeninin tekeline geçince, aynı egemenler:

Daha az riske girip daha çok kazanabilmek için...

Daha az ürettiler fakat:

Daha yüksek fiyattan sattılar...

Daha da kötüsü...

Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu...

Meselâ:

Şirketlerin mali tablolarının güvenilirliğini sağlayan kanunlar:

Demokratların ısrarlı taleplerine rağmen:

Çıkarılamıyordu...

Bu yüzden yatırımcı, senedini aldığı firma hakkında yeterince bilgiye sahip olamıyordu...

Yine ticari bankaları yatırım bankalarından ayıran yasalar da mevcut değildi...

Ve canlarım...

Calvin Coolidge döneminde başlayan bu kriz alâmetleri...

Deneyimsiz ve yine Cumhuriyetçi Başkan Herbert Hoover’in başkan seçilmesinden sonra da devam etti...

Bir yandan azalan üretim...

Diğer yanda...

Çöpe dönüşmüş krediler nedeniyle batağa düşmüş bankacılık sistemi:

Ekonomiyi perişan etti...

Çünkü...

Gerek çöp krediler...

Gerekse bankaların kredi vermekteki isteksizlikleri:

Ekonomiyi olağanüstü bir durgunluğa sürükledi...

Sonra ne olduğunu:

Krizsavar ekonomist” başlıklı yazımda anlattım...

Günün sözü

“Her türlü inat, anlayışın yerine geçen iradesizliği dayanak yapar...”.

Schopenhauer

KRİZSAVAR EKONOMİST

Ekonomideki durgunlukla eş zamanlı olarak mevduat sahipleri, kredi çöplüğüne dönüşen bankalardan mevduat çekişine başladılar...

Hisse senedi piyasalarında, bankalarda ve sanayi üretiminde ve gayrimenkul alım satımında başlayan bu krizin yarattığı güvensizlik ortamı:

Ekonomide çok büyük bir para stoğu açığı ortaya çıkardı...

ABD’den sonra, uluslararası ticaret de durma noktasına geldi...

1929 yılında 5.350 milyon altın dolar olan uluslararası ticaret hacmi:

1930 yılında 4.850 milyon altın dolara...

1931 yılında 3.260 milyon altın dolara...

1932 yılında 2.135 milyon altın dolara ve...

1935 yılında 1.785 milyon altın dolara kadar geriledi...

Ve...

1932’de Demokrat Parti’den başkan adayı olan Roosevelt; seçim öncesi yaptığı konuşmalardan birinde şöyle dedi:

“Amerika halkına yeni bir anlaşma için söz veriyorum, kendime söz veriyorum...”.

Bu cümleyi kurarken Roosevelt’in aklında somut politika önerileri yoktu...

Olmadığını, ilerleyen yıllarda kendisi itiraf etti...

O konuşmasında halkına yeni bir anlaşma için söz veren Roosevelt seçimi kazanınca...

Versay Antlaşması’nın dertlere deva olmak bir yana dünyanın başına daha büyük dertler açacağını savunan ve haklı çıkan John Maynard Keynes’i göreve davet etti...

Ondan:

“Yeni bir plan/New Deal” yapmasını istedi...

“Daha sonra ne oldu?” sorusunun cevabı:

Allah, insanlığın sonunu hayretsin” başlığı altında yayımlanan yazımda...

ALLAH, İNSANLIĞIN SONUNU HAYRETSİN...

Roosevelt’in:

“Gelin, bütün dünyayı krize sokan bu ekonomik sorunları birlikte çözelim” davetini kabul eden Keynes, Washington’a gitti...

İngiltere ekonomisi krize girmeden önce, dönemin hükümetine önerdiği ama uygulanmayan ekonomi politik reçetesini:

Başkan Roosevelt’e sundu...

ABD’yi büyük buhrandan çıkarmak için tasarlanan Keynes’in ekonomi programı:

Acı çekenlere ekonomik yardım sağlamayı...

Özel sektörü düzenlemeyi...

Ve:

Ekonomiyi büyütmeyi amaçlıyordu...

Bu yeni düzen/yeni anlaşma genellikle:

İşsizler için Devlet eliyle yardım ederek rahatlama yaratma...

Federal harcamalar ve istihdam yaratma yoluyla ekonomide toparlanma...

Ve...

Düzenleyici mevzuat ve yeni toplumsal refah programlarının yaratılması yoluyla kapitalist sistem üzerinde yenilikçi düzenleme/reform olarak tanımlandı...

Bir bakıma:

Devletin yardımları ve iyileştirmeleri ile...

Günümüzün çağdaş sosyal refah devletinin temeli oluşturulmuş oldu...

Ama...

Keynes ve Roosevelt’e haklarını teslim etmek istemeyen klasik iktisatçılar...

Bugün bile hâlâ Amerika Birleşik Devletleri’ni büyük buhrandan çıkaranın o yeni anlaşmalar değil...

İkinci Dünya Savaşı’nın devasa askeri harcamaları olduğunu iddia ederler...

Yani:

  1. Dünya Savaşı yaşanmadan, yeni düzene geçmenin imkânsızlığı mesajını veriyorlar...

Allah, insanlığın sonunu hayretsin...

O ÖKÜZ KİMMİŞ

Genç kız gülümseyerek:

“Dedeciğim” dedi, “dün Bob ile nişanlandık...”.

“Kim bu Bob, neci?” diye sordu dedesi...

“Babasının Amerika’da büyük sığır sürüleri var...”.

Bu kez Dede gülümsedi ama acı acı ve şöyle dedi:

“Ben de 40 yıl önce, eğitim için gittiğimde bir Amerikalı genç kız ile nişanlandım, onun da babasının büyük sığır sürüleri vardı ama sonunda kala kala bir tek öküz kaldı...”.

“Vah vah vah” dedi genç kız...

Dede devam etti:

“O öküz de bendim...”.

DÜNÜN DENSİZİ

AKP iktidarı döneminin en ünlü palavracılarından biri olan:

“Cennette Huri ile bir defalık seks ile bir sabah kahvaltısı 70 sene sürecek... Cennette bir adam sabah kahvaltısında 50 ton yiyebilecek” yalanının mucidi Hüseyin Çevik dün de şöyle dedi:

“Saçları yanlardan kısaltıp üstlerden uzatmak en büyük günahlardan biri...”.

 “Yaparsa AKP yapar” sözü işte bu tipleri:

“Yaratırsa AKP yaratır” demenin bir başka türüdür...

NOT: 

Ben saçlarımı yanlardan uzatıp üstleri kısa tutuyorum ama...

Bunu, bu palavracıyı dinlediğim için değil...

Kafamın üst tarafında saç olmadığı için öyle yapıyorum...

NEYİN HABERCİSİ

Devlet Bahçeli dedi ki:

Demografik istikbalimizi zedeleyecek tehlikeli akımların; nüfus dengemizi ve milli yapımızı melezleştirecek insan akımlarının karşısındayız...”.

Suriyeli sığınmacıların gönüllü geri dönüşleri kademe kademe sağlanmalıdır...”.

Düzensiz göçün beli kırılmalı, geri kabul anlaşması sonlandırıl-malıdır...”.

Radikal Türkçülerin katlettiği Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş:

“Sayın cumhurbaşkanı benimle görüşeceğini bildirdikten sonra Bahçeli’nin etkileri sonucu olsa gerek görüşmemizi iptal etti” deyince...

CİMER Başkanı Fahrettin Altun:

“Görüşme iptal edilmedi, Sayın Cumhurbaşkanımızın yoğun trafiği nedeniyle ertelendi” açıklamasını yaptı...

Bunun üzerine...

Son sekiz yıldır mülteci/işgalci konusunda tek eleştirel sözü olmayan Bahçeli, yukarıda okuduğunuz görüşlerini kamuoyuyla paylaştı...

Durun bakalım:

N’olcak?...