James Rickards isimli bir avukat, gazeteci, borsacı “Kur Savaşları” adında bir kitap yazdı...

Kitap çok sattı...

Tanıtımından...

Ve...

Kitabın ana adının altına yazılan:

“Bir sonraki küresel krizin oluşumu” cümlesinden...

Hem de...

Clickbait olduğunu bildiğim halde etkilenmiş:

Almış okumuştum...

Son 30 yıldır ekonomilerde asıl felâketin:

Devalüasyon...

Enflasyon...

Yüksek borç...

Yüksek ya da düşük faiz olmadığını...

En büyük felâketin:

“Sıkı para politikalarının yarattığı durgunluk içinde fiyat artışlarından kaynaklanan hayat pahalılığı” olduğunu anlattığım için...

Kitap bittiğinde deli gibi kendi kendime saatlerce gülmüştüm...

Ve...

Beni çok etkileyen:

“Bir sonraki küresel krizin oluşumu” tahrik edici cümlesiyle müjdelenen kitap da:

“Çöküşe Giden Yollar” adıyla piyasaya çıkmasın mı?..

Tabii ki aldım (Salaklığı kabul etmiyorum bile bile aldım) ve okudum...

Bu defa gülmedim...

Ama...

Bu tür kitapların akıllı insanlar için değil...

Geri zekâlılar için yazıldığını bir kez daha anladım...

Canlarım...

Ekonomi tarihini okuyun...

Göreceksiniz ki bütün krizler hemen hemen hep aynı sebeplerle çıkmış...

Hep aynı şekilde çözülmüş...

Ama sonra...

Yine çıkmış...

Ve...

Göreceksiniz ki:

Bütün krizlerin sorumluları ülkeleri yöneten siyasetçiler...

Yani film aynı...

TIR, uçurumdan düşüyor...

Ama...

İktidar politikacıları aynı filme tekrar tekrar gidiyorlar...

Neden?..

O gidişlerinde...

Şoförün TIR’ı uçurumdan düşürmeyeceğini zannedecek kadar salaklar da ondan...

Ya da:

Kötü niyetli...

Kimilerinizin:

“Seçmenlerin hiç mi suçu yok?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim...

Olmaz olur mu?..

Bu politikacıları sürekli seçen seçmenler de kusurlu elbette...

Ama...

Bir kusurlu (Yoksa “suçlu” mu demeliydim?) meslek daha var:

Bu seçmenlerin kandırılmasında...

O politikacılara destek veren:

Eklemlenmiş, tüccar terzi ekonomi gazetecileri...

Ve...

Ekonomi yorumcuları...

NOT:

Bu yazı, James Rickards’ı eleştirmek amacıyla yazılmadı zira adam işini yaptı...

Hem de çok iyi yaptı...

Günün sözü

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki bütün krizler; daha fazla devlet, daha fazla vergilendirme ve daha az özgürlükle çözülmüştür, bundan sonrakilerin de öyle çözüleceğinden şüpheniz olmasın...”.

Memduh Bayraktaroğlu

İSTİFA EDECEĞİ UMULMUŞTU...

TFF Başkanı Büyükekşi kamuoyuyla (Kitlerle değil) adeta dalga geçiyor...

Ve...

Diyor ki:

“Medyada istifa edeceğime dair çıkan haberler yalandır. İnsanların neden böyle yaptığını anlamıyorum...”.

Mehmet Bey kardeşim...

(Yığınlar değil) Kamuoyu:

Öncelikle Fenerbahçe – Galatasaray maçının, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünde...

Şeriatla yönetilen “gerici” Suudi Arabistan’da oynatılmasını:

İçine sindiremiyor...

FİFA kokartlı bir hakemimizin (Halil Umut Meler), sizinle aynı zihniyeti paylaşan bir kulüp (Ankaragücü) Başkanı tarafından yumruklanmasını:

Kabul edemiyor...

Bunlar ve benzeri, spor ahlâkından uzak davranışların sergilendiği medenî bir ülkede...

Futboldan sorumlu bir başkanın istifa etmesi gerektiğini bildiği için:

Sizin de istifa edeceğinizi umuyor...

Ama...

Ve belli ki...

Kamuoyunun beklediği sportif ahlâk:

Sizin semte uğramamış...

KINIYORUM...

CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, TBMM Genel Kurul salonu kürsüsünde...

Kadın cinayetleri sonucu ölen kadınların sayısını veriyordu...

Bu söyledikleriyle gülerek alay eden bir AKP Milletvekiline:

“Gülme” dedi...

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, AKP’li milletvekillerine:

“Salonu terk ediyoruz” talimatı verdi...

Ve böylece...

AKP’li bir kadın milletvekili...

Bir başka kadın milletvekilinin, kadınların hakkını savunmasını engellemiş oldu...

21. yüzyılın birinci çeyreği biterken Özlem Zengin gibi bir kadının Meclis’te bulunmasını da...

Onun emriyle salonu terk eden AKP milletvekillerini de: Bu utanç verici tavırlarından dolayı:

Kınıyorum...

BAHÇELİ’Yİ İKNA EDEMEYİNCE

Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliği için ABD yönetimine söz verdi...

Bir an önce TBMM’den geçmesini de istiyor ama...

Bahçeli’yi ikna edemiyor...

Bahçeli ikna olmayınca...

Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM Dışişleri Komisyonundan geçtiğini söylemek zorunda kalıyor...

ABD medyası ve siyaset dünyası:

İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM Dışişleri Komisyonundan geçtiği şeklinde gerçek dışı açıklamasıyla alay ediyor...

O kadar da değil...

Erdoğan, komisyondan geçmeyen yasa tasarısının Türkiye Dışişleri Komisyonuyla ABD Kongre’si arasında görüşüldüğünü açıklıyor...

ABD yönetimi şaşkın...

Çünkü...

Böyle bir görüşme yok...

İMAM’DAN İYİ Mİ BİLECEK?

Kasabanın zengini, doktorun verdiği “öldü” raporuyla defnedilecek...

Definden önce iki imam tarafından yıkanırken, adam sıcak suyu yediğinde kendine gelip gözlerini açıyor:

“Durun yahu, ben ölmedim” diyor...

Suyu döken İmam, yıkayan İmam’ı uyarıyor:

“Sık şunun gırtlağını Molla, doktordan daha mı iyi bilecek?..”

ABD yönetimi...

Kongre ile Türkiye Dışişleri Bakanlığı arasında İsveç’in NATO üyeliği konusunda hiçbir görüşme olmadığını biliyor...

Biliyor ama...

Bizim Cumhurbaşkanı:

“Kesin sesinizi, sizin Kongrenin kiminle görüşüp kiminle görüşmediğini benden iyi mi bileceksiniz?” diye fırça atıyor...

ŞOFÖRÜN SALAK OLMADIĞI KESİN...

Hüsmen ve Ramiz birlikte sinemaya gittiler...

Filmin bir sahnesinde devasa bir TIR, Antalya-Mersin yolunda hızla ilerliyor...

Yolun solu dağ, taş...

Sağ taraf uçurum...

TIR’ın arka tekerlekleri bazen yoldan çıkacakmış gibi oluyor...

Ramiz:

“Hüsmen” dedi, “senle bi bahse tutuşalım mı?..”.

“Tutuşalım be agacım” diyen Hüsmen sordu: “neyine?..”.

“Kaybeden bi ufakla bi akşam yemee ısmarlasın...”.

“Oldu be ya...”.

Ramiz, bahis sorusunu sordu:

“Bu TIR uçuruma düşçek mi düşmeecek mi?..”

Hüsmen hiç düşünmeden cevap verdi:

“Düşmeecek be aaretlik...”.

“Bence düşçek” dedi Ramiz...

Ve...

TIR uçurumdan aşağı düştü...

Sinemadan çıktıktan sonra köfteciye gittiler...

Bir ufakla iki porsiyon köfte ısmarladılar...

Az sonra Ramiz, sıkıntılı bir ses tonuyla:

“Hüsmen be ya” dedi, “vicdanım sızlar...”.

“Neden be aaretlik?..”

“Te be ben seni kandırdım be ya...”.

“Nası kandırdın be agacım?..”.

“Te be ben bu filmi taa önceden gördüydüm, yani TIR’ın uçuruma düşçeeni biliyodum...”.

“Üzme kendini be agacım, ben de filmi taa önce gördüydüm ama “şoför salak değil ya, bu defa TIR’ı uçurumdan düşürmez’ diye düşündüydüm...”.

Hem şoförün salak olmadığı kesin...

Hem de...

Dünün X’i

H.ÜMİT KARDAŞ

@umit_kardas

“Kapitalizm köleyi özgürlüğüne kavuşturur ve tüketici haline getirir ama sınırsız tüketimin ucunda tüketicinin kendi kendini tüketmesi vardır.”

Renata Saleci

BİREY GEBERSİN

İYİ Parti GİK üyesi Raşit Emir Süer, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda:

“Mevzu vatansa hepimiz ölelim. Mevzu makamsa hepiniz ölün” diyerek istifa edenlerin makam uğruna istifa etiklerini savundu...

Türk solcusuyla Türk sağcısının ortak noktası:

Yaşasın vatan...

Birey gebersin...

“Ne alâka?” diye sorarsanız...

Solcu Fatih Altaylı da Hitler’in...

Milyonlarca masum bireyi yaktığını unutmuş...

İnsanlık tarihinin en acımasız katilini:

“Seçilmişti ve devletine ihanet etmemişti” diyerek savunmuştu...