Yine son yazının mürekkebi kurumadan her şey oldu bitti.

Cuma günü bu köşedeki “Hesabı doğrudan yapalım” başlıklı yazı yeni dönemin olası istifalarına ve koltuk sayısına atıf yapıyordu.

Kısa bir alıntı: 

“Erken davranıp o hesabı da ortaya koyalım. DEVA, Gelecek ve Saadet ortaklığındaki Yeni Yol Partisi’nin 22 koltuğu var. Bu gruba dahil olmayan 2 Gelecek Partili ve 1 Saadet Partili vekil de ayrı... 11 de bağımsız milletvekili... İkna için gidilecek adresler açık. Yarın hesaplar başlayınca bu güncel referansı kullanmak üzere...”

Yukarıdaki satırlarda anayasa değişikliği için yaptığım koltuk hesabının bir örneği var sadece.

Doğan Demir, İsa Mesih Şahin ve Selim Temurci’nin Gelecek Partisi’nden istifaları nedeniyle bağımsız milletvekili sayısı da artık 14’e çıktı. Böyle de bitmeyecek “geçişler”... 

CHP listelerinden seçilenlerin kimi listenin sahibine kimi dönemin ağırlığına yönelecek. Defalarca konuştuk, yazdık, sorduk, yanıtlar aldık. 

Gözler görülür, olabildiğince fazla tahmin edilebilir yönü olan bir dönem. Dengeler oturmaya, mahalleler somutlaşmaya başladıkça kağıt üstünden gerçeğe dönme eğilimi artacak gelişmelerin...

Çok daha fazlası önceki yazılarda saklı.

Çözüm sürecinin yeni anayasa ve infaz paketiyle iç içe geçmiş halini daha çok konuşacağız.

Her gün farklı resim, farklı ihtimal önümüze gelecek. Hep hesap yapılacak...

Ama tahmin edilenlerin gerçekleşme hızı artacak.

1 Ekim tarihine kadar çok şey netleşecek.

Anayasa masası, infaz yasası, satır arası...

İttifaklar, iş birlikleri, transferler, yasa ve madde tartışmaları...

KÖŞENİN GÖZÜ

Yitirdiğimiz Altan Öymen...

CHP’nin eski genel başkanı, gazeteci...

Hatırlatmak istediğim; yaşadıklarından ve söylediklerinden ufak bir kesit.

2009 yılında Yeni Şafak’a verdiği mülakattan...

Bugün yeni versiyonuyla konuştuğumuz çözüm süreçlerine dair neler demiş, hatırlayalım.

“Bizim dönemimizde CHP Kürt sorunu konusunda diğer bütün partilerden önce çalışmalar yaptı. Örneğin, Kürtçe televizyon, Kürt dilinin öğretilmesi, genel af olanakları üzerinde çalışılması, Kürt enstitüsü gibi, yapılması gereken birçok talebi, bunların yasak olduğu sırada dile getirdik. CHP de, bunu herkesten önce konuşmuş bir parti.”

Öymen o günlerde bunları söylerken konjonktürün hayli farklı olduğunun altını çizelim. Sorulan soruların, Ergenekon gibi kumpas gündemiyle boğuşan Türkiye’nin içerisinde olduğunu hatırlatalım.

Tabi adresi de...

O günden bugüne, iktidar Öymen’in işaret ettiği noktaya yıllar içerisinde birkaç kez uğradı.

Bugünkü de sonuncusu...

KÖŞENİN SÖZÜ

“Siz gerçeği bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz.” - Prestij.