Cumhur İttifakı’nın kriz veya çatlak adı altında ele alınan anlaşmazlıklarında yeni perdenin içinden geçiyoruz. O kadar bilindik ilerliyor ki...

Yine gerilim iddiası ufak ufak ısıtıldı. Önce MHP sessizliğini görünür ve tartışılır kıldı, sonra ise AK Parti. 

Bu sessizliğe birkaç “aman keyfimiz kaçmasın” tarzında müdahaleler getirilmek de istendi ama belli ki kamuoyu biraz daha bunu tartışsın isteniyordu. 

Aslında bu işin “turnusol” formülü çok net.

1- Anlaşmazlık medyaya sızar.

2- Görüş farklılığı ilk aşamada asla yalanlanmaz.

3- Kamuoyunda kim nasıl okuyor, kim ne diyor, bunlara bakılır.

4- Arkada krizin çözüm taslağı oluşur.

5- Cumhur İttifakı eskisinden güçlü yoluna devam eder.

Bu kez de herhangi bir sürpriz beklenmiyor. Tüm ittifak kurgusunun bu gibi dengeler üzerine kurulu olduğunu her iki parti yönetimi de biliyor. Yönetimi bırakın parti tabanları da farkında...

Bir gündem sebebiyle “birbirini ikna” için gerekirse “kontrollü kriz” oluşturmak gerekliliği konusunda mutabakat var gibi...

Dönemin Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Beştepe’de ziyaret ettikten sonra “Anlaşamamakta anlaştık” demişti. 

Cumhur İttifakı ise tam tersi, hiçbir zaman anlaşamamakta anlaşmıyorlar. O süre sadece kontrollü bir şekilde atlatılıyor, kimi zaman restlere ve “Cumhur İttifakı bitti” manşetlerini bile getirebiliyor ama asla bozulmuyor. 

Cumhur İttifakı bu uğurda Berat Albayrak’ı öğüttü, Bülent Arınç’ı kadro dışı bıraktı. MHP, milletvekilini ve il başkanlarını taca çıkarabildi. 

Şimdi ise iş MHP liderinin kürsü konuşmasına kaldı. Bu satırlar gazetedeyken Bahçeli kürsüde olacak ve tartışmaların bitmesini isteyip istemediğini gösterecek. 

KÖŞENİN GÖZÜ

Hatırladığım son büyük anlaşmazlık 2023’te yaşandı. MHP lideri Bahçeli seçime kısa süre kala MHP’nin tüm seçim çevrelerinde kendi adayıyla ve amblemiyle yarışacağını açıklamıştı.

Öncesinde AK Parti ile MHP’nin il bazlı “ortak liste” hazırladığı iddia edilmiş ancak listenin anlaşmazlıkla sonuçlanmasının bu kararda etkili olduğu anlatılmıştı. 

Bu gelişme kimi siyasi yorumculara göre Cumhur İttifakı içinde bir ‘krize’ işaret ediyordu.

O gün Bahçeli’nin bu kararının kriz değil özgüven olduğunu anlatmıştım ekranda. Zira bu durum MHP’nin “yüzde 7 barajını aşma konusunda partisine güvendiğine” işaret ediyordu. 

“Cumhur İttifakı’nı teşkil eden 2 partinin kendi adıyla amblemiyle ve adaylarıyla seçime katılmaları söz konusu iken, MHP’nin ortak liste hazırlığına teşne olması ve buna tevessül etmesi doğru, mantıklı ve makul bir seçenek olamayacaktır” demişti Bahçeli.

Yine de bir süre tartışmaya bıraktığı bu açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı destekleyeceklerini yinelemişti... 

Peki sonra diyeceksiniz... MHP sandıktan yüzde 10 ile çıkmıştı, Cumhurbaşkanlığı seçimini zaten hatırlıyorsunuz. 

KÖŞENİN SÖZÜ

“Pazarda herkes ambarındaki unu kadar konuşur.” - Anonim.