Sözcü Muhabiri Berfin Açıkbaş yazdı. Bir şikâyet sitesine girilen içerik koca bir skandalı da beraberinde getirdi. Sahte diploma piyasasının sosyal medya platformlarına kadar uzadığı ortaya çıktı. X, Instagram gibi platformlar üzerinden talep eden kişiler için sahte diplomalar mesleki yeterlilik belgesi gibi pek çok evrak havada uçuyor. Berfin Açıkbaş, fiyatları sorduğunda şu yanıtları aldı:

İstediğimiz herhangi bir üniversitenin istediğimiz bölümünden mezun olabiliyoruz, elbette yüklü ödemeler karşılığında. İletişime geçilen kişiler belgelerin tamamen onaylı olduğunu iddia ediyor.

İlköğretim: 10 bin.

Lise: 20 bin.

Önlisans ve lisans: 30 bin.

Yüksek lisans ve doktora: 35 bin.

Denklik belgesi: 10 bin.

Diyeceksiniz ki, yeni değil.

Sahte diploma, gerçeği kadar eski bir tarihe sahip olabilir.

Elbette.

Benim burada değinmek istediğim konu başka.

Konu, artık bunu konuşacak kadar yüzsüz olmamız.

Dolandıran kişinin yüzünün hiç kızarmaması.

Olayın ortaya çıkış şeklinden bahsediyorum.

Sahte diplomayı para vererek satın alanlar, yani işyerlerini dolandıranlar, şikâyet sitelerine yorum yazıyor.

Çünkü parayı ödüyorlar, ancak diplomaları kendilerine ulaşmıyor.

Şikâyetlerinde, “acil diploma teslimatı bekliyorum, işimi kaybetme riskiyle karşı karşıyayım” yazabiliyorlar örneğin.

Çürüdük çünkü.

Bu tür üçkâğıtlar zeka göstergesi olarak kabul edilir oldu. Ne okuyacağım, ne sınava girip, onca insanla birlikte ter dökeceğim öyle değil mi?

Veririm parasını, alırım diplomayı.

Zaten üniversiteyi kazansam ne olacak, çıkınca beni hazır iş mi bekliyor.

Çürüdük, o yüzden utanmıyoruz.

★★★

Daha LGS skandalının mürekkebi kurumadı.

Öğrenci Veli Derneği, LGS sorularının çalındığına dair iddialar nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Milli Eğitim Bakanıysa iddiaları yalanlamaya devam ediyor. Hepimiz aynı soruyu soruyoruz: İddialar yalansa 29 kişiye neden soruşturma açıldı? MEB Bilgi İşlem Müdürü Özgür Türk neden görevden alındı?

Yusuf Tekin

★★★

Korkusuz’dan sevgili meslektaşım Firuze Şenavcı’nın dünkü manşetiydi. Geçim derdindeki emeklinin borç içinde olduğunu söyleyen Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Salman Hürkardeş iş arayan emekli sayısının her yıl daha da arttığını belirtiyor ve “Binlercesi şantiyelere bekçi, inşaata işçi, pazar yerine satıcı, sitelere temizlikçi olmak için sırada bekliyor” diyor.

Emeklinin hali bu, emekliye çok görülen para Diyanet’e gidiyor ya da birçok yerden maaş alan ‘bulunmaz Hint kumaşı’ bürokratlara...

Normalleşti artık, bir iki haber verip gündemin diğer rezilliklerine geçiyoruz, yetişemiyoruz çünkü artık.

Emeklinin o yaşta temizlikçi olmak için yarışması bize dert olacak fırsat bile bulamıyor.

★★★

Doktorlar Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın tahliye edilmesi gerektiğini söylüyor. Keza Ayşe Barım da cezaevinde hastalıklarıyla mücadele ediyor. Tayfun Kahraman yıllardır öyle. Bu insanlar toplum içinde bir yere sahip, herkesin bildiği, tanıdığı, kaçma şüphesi de olmayan insanlar.

★★★

CHP Lideri Özgür Özel, pazara gitti.

İnsanlar boynuna atladı, “Kurtar bizi” diye çığlık attı. Çocuklarının meyve sebze yiyemediğinden dert yandı. Et zaten unutuldu. Çocukken kulağımıza küpe yaparak oyun oynadığımız kirazın bile kilosu 500 lira olmuş.

Ama çürüdük ya biz.

Bakın AKP’li vekil Kayseri’de bir TV kanalına katılıp, hem de gülerek ne anlatıyor.

İsmini de yazalım, Murat Cahid Cingi.

“2023 Nisan’da seçim kampanyaları döneminde esnaf ziyaretindeyiz. Ben de Talcid dediğimiz şey var ya, bir gün önce biraz midem yandı. Dedim bir tane Talcid alayım;  ‘Kaç lira’  dedim, ‘200 lira’ dedi. Şok oldum inanın. Geçen gene aldım 250 liraya. Yani benim o almadığım iki sene içerisinde enflasyon ciddi oranda 20 liralık ürünü, 250 liraya taşımış. 10 kat artmış. Ama şu an bakıyorsunuz 200 liradan 250 liraya geldiyse yüzde 20, 25 gibi enflasyondan bahsetmek mümkün.”

★★★

Her gün bir kadın öldürülüyor. Vahşi cinayetlere kurban gidiyor. İtalya’da kadın cinayeti işleyenlere müebbet hapis cezası geldi. Bizde katil kravat takınca hafifletici sebep olarak görülüyor.

Çocuklar öldürülüyor bu ülkede ve aileleri katiller tarafından tehdit ediliyor. Minguzzi cinayeti hepimizin kalbinde kapanmayacak bir yara. Annenin o çığlığını unutmak mümkün değil.

★★★

Doğa deseniz sizlere ömür.

Önceki gün Resmi Gazete’de yayınlanan karar ile 5 bin metrekareden küçük parklarda 250 metrekare, daha büyüklerinde ise 500 metrekare inşaat yapılabilecek.  Bu inşaatların yapılması için imar planı değişikliği yapılmasına gerek kalmayacak. Kararda bu alanlara sağlık merkezleri yapılacağı belirtilirken, şehir plancıları bunun başlangıç kılıfı olduğunu belirtiyor.

★★★

Zeytinlik katliamını öngören kanun teklifi TBMM’de kabul edildi. Elinde zeytin dalıyla Meclis’in önüne gelen yaşlı başlı insanların isyanından da utanmıyor kimse. Çürüdük çünkü.

★★★

Her şey değişir, her şey eski haline kavuşabilir belki.

Emeklinin yüzünü güldürecek bir iktidar, doğayı koruyacak bir yönetim bulunur elbet.

Ancak bu çürüme nasıl giderilir, inanın çok zor!

HAFTANIN KİTAP ÖNERİSİ: BOĞA GÜREŞİ

Osaka Yeni Akşam adlı bir gazetenin yazı işleri müdürü, kasvetli Japon halkını eğlendirmek için bir boğa güreşi turnuvası düzenlemeye kalkar. İş hayatında da özel hayatında olduğu gibi konfor alanının dışına çıkmakta zorlanan Tsugami bu işe, Tashiro adlı bir organizatörün ısrarları üzerine girmiştir. Kimsenin yapmadığı bir şeyi yaparak müthiş bir yatırıma ortak olduğunu düşünen Tsugami, turnuvanın neden kolay kolay düzenlenemediğini, savaş sonrası Japonya’sının lojistik ve bürokratik cehenneminin ortasına düştüğünde idrak edecektir.

Inoue’nin arkadaşı Masakazu Kotani tarafından düzenlenen gerçek bir turnuvaya dayanan, 1949 yılında 22. Akutagawa Ödülü’ne layık görülen ‘Boğa Güreşi’ni bu hafta okuma listenize almanızı tavsiye ederim.