Hindistan’a bağlı Cemmu Keşmir’de gerçekleşen silahlı saldırıda 28 kişi öldürüldü. Aynı gün Pakistan Başbakanı Şerif Türkiye’de, Hindistan Başbakanı Modi de Suudi Arabistan’daydı!

Keşmir, 1947’den beri Hindistan Pakistan arasında, savaşlara neden olan bölgedir. II. Dünya Savaşı İngiliz emperyalizmini çökertmiş, Hindistan’daki bağımsızlık hareketlerini güçlendirmişti. Gandhi, Nehru ve Cinnah, İngiliz emperyalizmine karşı Hindistan’daki direnişin önderleri idi. Cinnah ise Pakistan adında ayrı bir devlet kurmayı istiyordu.

İngiltere, bölgeden iki ayrı devlet kurarak çekildi. Bölgeyi kan ve gözyaşına boğdu. 1947’de Pakistan ve Doğu Pakistan (Bangladeş) bir devlet, Hindistan bir devlet olarak kuruldu.

Keşmir de 1947’deki savaş sonrası ikiye bölündü. Daha sonraları bir kısmını da Çin işgal edecekti. 1949 ve 1972’deki Keşmir ile ilgili anlaşmalar ile günümüze kadar gelindi.

Bölgede su kaynaklarının paylaşımı da sorundu. İndus Nehri, Hindistan topraklarından doğup Pakistan’dan Arap Denizi’ne dökülüyordu. İki ülke 1960’ta, Dünya Bankası aracılığı ile su anlaşması imzalamıştı.

Son yıllarda Hindistan yeni barajlara başlayınca, Pakistan’dan itirazlar gelmişti. Ancak bugüne kadar iki ülke, aralarındaki çatışmalara rağmen İndus Suları Anlaşması’na sadık kalmışlardı.

Hindistan, kendi kontrolündeki Cammu Keşmir’de, 28 kişi öldürülünce Pakistan’ı suçladı. Su anlaşmasını da askıya aldığını duyurdu. Pakistan su anlaşmasının askıya alınmasını, savaş sebebi sayacağını açıkladı. Pakistan suçlamaları reddetti ve tarafsız bir soruşturma istedi.

Hindistan, saldırıyı Keşmir Direniş Cephesi (TRF) adlı örgütün gerçekleştirdiğini iddia etse de örgüt yalanladı. Daily Jang’da yer alan habere göre TRF, saldırıyı üstlendiklerine dair yapılan haberin Hindistan’ın siber saldırısı olduğunu iddia etti. TRF’nin açıklaması Hindistan basınında da yer aldı.

TRF’yi doğuran gelişme ise Keşmir’in kısmi özerkliğinin Hindistan tarafından 2019’da tek taraflı olarak kaldırılmasıydı. 1949 ve 1972’deki Keşmir Anlaşmaları, her iki ülkeye verilen bölgelerin statüsünü belirlemişti.

Hindistan’a bağlı Cammu Keşmir eyaletine geniş haklar veriyordu. Cammu Keşmir’in kendi anayasası ve bayrağı vardı. Hindistan anayasası hükümleri, Cammu Keşmir meclisi onaylarsa geçerli olabiliyordu! Hindistan vatandaşları Cammu Keşmir’de toprak satın alamıyor, kalıcı yerleşemiyordu.

Modi anayasadan bunu kaldırdı. Bölgede olaylar aylarca sürdü hatta Modi, interneti ve haberleşmeyi bile kesti. Bölgenin demografik yapısını değiştiren Modi şimdi bir adım daha ileri gitti.

Keşmir yüzünden üç kez savaşan Hindistan ve Pakistan, yine savaşın eşiğine geldi. Hindistan Keşmir’in kendi toprakları olduğunu iddia ediyor. Pakistan ise BM kararları ışığında kararın Keşmirlilere bırakılmasını istiyor. Diğer yandan Keşmir’in bağımsız bir devlet olmasını savunanlar da var.

Modi, “Büyük Bharat için kolları sıvamış durumda! Elindeki İndus suları kozunu iyi kullanıyor. Bölgeye yerleştirdiği nüfus ile de BM kararları ışığında yapılacak olası bir referandum için tedbir aldı. Böyle bir durumda Pakistan’ın elindeki Keşmir bölgesini kaybetmesi mümkündür!

Tüm bu kargaşa ise Çin içindir! Son yıllarda Çin Pakistan ile iş birliğini artırmıştır. Çin’in Kuşak ve Yol Projesi kapsamında imzalanan “Çin Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) çok önemlidir.

Pakistan’ın Arap Denizi’ne açılan Karaçi ve Gwadar limanları, Çin’in yeni güzergahıdır. Çin, Endonezya’nın Malakka Boğazı’nı kapatması olasılığına karşı tedbirler almaktadır. Çin’in, denize ulaşmasının en ekonomik yolu da CPEC’tir. O nedenle Pakistan’a devasa hibe krediler ve ayrıcalıklar vermektedir. Gwadar Limanı’nın potansiyel askeri üs olma olasılığı da yüksektir.

Ancak bunu gören ABD de CPEC’yi kesmek için güneyde bölücü Belucileri kuzeyde ise Keşmir’i ve Hindistan’ı kullanıyor.

ABD; QUAD, ASEAN ve Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi Anlaşması ile Gazze’den Tokyo’ya kadar askeri siyasi ve ekonomik açıdan güvenli bir alan çizdi. Çin’in, ABD karşısında hiç şansı yoktur.