Türkiye ‘mutlak butlan’ kararını konuşuyor.

Baştan söyleyeyim. Ben 30 Haziran pazartesi günü Cumhuriyet Halk Partisi kurultayına yönelik bir karar çıkacağını düşünmüyorum.

AKP, CHP’nin başında bu olasılığı Demokles’in Kılıcı gibi sallandırmaya devam edecek ve aba altından sopa göstererek kendi usulünce onu masaya oturmaya zorlayacaktır.

Birkaç görüş var.

Birincisi CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sözcü’den Başak Kaya’ya yaptığı açıklamalarla tartışılmaya başlandı. Ne dedi Sayın Kılıçdaroğlu?

“Mahkeme kararını tanımıyorum dememin hukuki bir karşılığı yok. Kayyum gelse daha mı iyi olur? Kayyum gelirse kurultayı ne zaman toplayacağı belli olmaz. Karar çıktıktan sonra durumu oturur Özgür Bey ile değerlendiririz. İsterse ben davet ederim. CHP Atatürk’ün partisidir. Vesayeti kabul etmez. Göreve gelse bile partiyi yönetemez yönündeki çıkışları gülümseyerek karşılıyorum. Ne demek yönetemez? 13 yıl kim yönetti. İnsanlar birbirine kinlenmiş olabilir. Bunu kırmamız ve bütünleşmemiz lazım.”

Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerle dün bir kez daha konuştum. Mansur Yavaş’ın ‘Elçiye zeval olmaz’ diyerek kendisini ziyaret eden üç kişiden biri olduğunu söylüyorlar. Dominant olanın Engin Özkoç olduğu belirtiliyor. Ancak Kılıçdaroğlu tarafı şöyle diyor: “2023’de ‘duygusal kopuş’ söylemi ile toplumsal öfkeyi Kılıçdarooğlu’na yükleyerek, ortak oldukları süreçten kendisini sıyıranlar, bugün de davanın hiç bir tarafı olmadığı halde medyadaki uzantıları ile Kılıçdaroğlu’nu iki yıl sonra yine linç ettiriyorlar. Amaçları CHP’ye kayyum atansın. Kemal Bey’e öfke iklimini yaratıp partiyi mahkeme kararı ile kayyıma götürmek konusunda Erdoğan’dan daha çok istekliler. Bazı kişiler Erdoğan’a yapmadıkları muhalefeti, öfkeyi Kemal Bey’e yöneltiyor. Bu da ülkedeki iktidar umurlarında değil, partide iktidar olalım yeter düşüncesini akla getiriyor” diyorlar.

Bir soru daha soruyorlar: Özgür Özel’in talimatıyla Kemal Bey’i ziyaret edip, cevabı neden İBB Başkanı İmamoğlu’na götürüyorlar, partide ikili bir yönetim mi var?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun net olduğunu ifade ediyorlar. Ne davayı açan ne dava açılan Kılıçdaroğlu. Ancak bir karar çıkarsa “13 yıllık bir CHP Genel Başkanı olarak benim bu partiyi kayyıma mı teslim etmemi istiyorlar” diye düşünüyor. Kemal Bey’e yakın olanlar şu soruyu da soruyor: Kayyımı kabul edip, Kemal Bey’i etmemek de ne demek?

CHP Lideri Özgür Özel, kurultay davasında amacın CHP’yi karıştırmak olduğunu da vurguluyor. Cumhuriyet’e verdiği söyleşide “CHP’yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. Delege iradesini tazeledi. Bunu bir kenara bırakmam mümkün değil. Butlandan sonra görev kabul etmek tarihsel bir hata olur” diyor, “önemli olanın milletin gönlünde butlan olmamak” diye ekliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’na göre ise partinin DNA’sıyla oynanıyor. Yakınları ortada bir hukuksuzluk varsa Kemal Bey’in kirli yapılardan partiyi kurtarmak istediğini söylüyorlar.

CHP bildiğiniz gibi. Tartışmalar bitmiyor. İktidar o tartışmalar bitmesin diye her hamleyi yapıyor.

Erdoğan’ın Hollanda dönüşü söyledikleri her CHP’linin canını acıtıyor: “Durumlar hiç iyi değil. Yolsuzluk, usulsüzlük, haraç ve rüşvet almış başını gidiyor. İşte son zamanlarda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ortaya koyduğu deliller, belgeler hepsi ortada. Sadece İstanbul değil, başka iller de ne yazık ki durum felaket. 13 yıl boyunca önünde düğme ilikledikleri bir şahsa yaptıkları karşısında ürkmemek, hicap duymamak mümkün değil. Değerli arkadaşlar, ne demişler? Bizans’ta oyun, CHP’de kavga bitmez.”

CHP seçmeni çok yorgun. Daha ne kadar sağlam durabilir bu yorgunlukla inanın bilmiyorum.

İYİ BİR BABA OLMAK İSTİYORUM DİYENLERE...

Bugün kitap önerim babalar için. Prof. Dr. Selçuk Şirin’in doğumdan ergenliğe babalık rehberi olarak duyurulan ‘Yetişin Babalar’ kitabı ilgiyle okunacak bir çalışma. Prof. Şirin, modern dünyada çocuk yetiştirmek isteyen babalar için sade, gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritası sunuyor. Eğer iyi baba olmak istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum diyorsanız bu kitap tam size göre. Birkaç örnek öneriyi bu sayfaya taşıyayım.

- Çocuğunu bir kalıba sokmaya çalışma, onu olduğu gibi kabul et. Onun doğasını anlamaya çalış, kıyaslamadan, şekillen-dirmeden. Babalık, çocuğunu kendine uydurmak değil, onun yanında yürüyebilmektir.

- Gerçek babalık, çocuğun göz hizasında durmak, onun duygularını anlamak ve en önemlisi de onun kendini keşfetmesine alan açmaktır.

- Eğer çocuğunuzun okul hayatında başarılı olmasını istiyorsanız sihirli bir formüle ihtiyacınız yok. Yapmanız gereken, onları daha çok dinlemek, onları muhatap almak. Kendini ifade etmeyi öğrenen çocuk, her şeyi daha kolay öğreniyor.

- Çocuğumuzun eğitimi sadece okul duvarları içinde gerçekleşen bir süreç değil; evde, sokakta, tatilde ve ekran başında şekillenen kapsamlı bir yolculuktur. Bu yolculukta biz babalar, çocuklarımızın sadece akademik başarısını değil, hayat boyu sürecek öğrenme becerilerini de desteklemeliyiz.

- Babalık, sadece sorumluluk almak değil, bir çocuğun dünyasını anlamak ve ona güvenli bir liman sunmaktır.