Almanya’da seçimi, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi kazandı.
Aşırı sağcı denilen Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) ikinci, Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD)üçüncü oldu.
SPD dahil herkes AfD’yi, aşırı sağcılık ile suçluyor.
Aşırı sağcılık ile suçlanan bir parti nasıl ikinci olur diye soranlar olabilir.
Her şeyden önce sosyal demokratları konuşmakta fayda var!
SPD, Cumhuriyet kuruldu kurulalı, Türkiye’den yana tavır koymuş bir parti değildir.
SPD dahil Avrupa’dan, Kurtuluş Savaşımıza ve Atatürk’e destek veren bir siyasi hareket de yoktur!
Diğer yandan Avrupa sosyal demokratlar ile sonradan kendini sosyal demokrat diye adlandıran CHP’yi de karıştırmayalım.
Avrupa solunun, 1919’dan bugüne kadar emperyalizme destek veren duruşu ile antiemperyalist “Müdafaa-i Hukuk” duruşu asla örtüşmez!
Açılımların başladığı 2007’li yıllara dönelim.
Haziran 2007’de Sosyalist Enternasyonel Toplantısı’nda, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Barzani ve Talabani konuşurken yerinden kalkarak, arka sıralara oturmuştu.
Talabani ve Barzani ise Baykal konuşurken salonu terk etmişti!
Bugünün DEM’i o günün DTP’si de toplantıya gözlemci olarak çağrılmıştı.
Baykal’ın Kuzey Irak’ın terör ile ilişkisi, laiklik ve üniter devlet vurgusu sadece Barzani ve Talabani’yi rahatsız etmemişti.
Avrupa sosyal demokratlarını da rahatsız etmişti.
CHP, Enternasyonal tarafından “aşırı milliyetçilik” ile suçlanıyor hatta birlikten atılması isteniyordu!
Sosyal demokrat olmasa da eski Belçika Başbakanı Wilfried Martens, CHP’yi sert dille eleştirmişti.
Martens, CHP’yi “aşırı milliyetçi” ve “yarı askeri otoriter bir rejim yanlısı” olmakla suçluyor, Sosyalist Enternasyonal’den çıkarılmasını istiyordu.
Sosyalist Enternasyonal de benzer dille CHP’yi eleştirmişti.
CHP, “aşırı milliyetçilik” ile suçlanıyordu!
Dönemin Genel Başkan Yardımcısı Öymen de “Biz CHP olarak Avrupa’daki tüm sosyalist partiler gibi, sosyal demokrat partiler gibi, gayet tabii ki kendi ülkemizin çıkarlarını koruyoruz” diyerek cevap veriyordu.
CHP’yi aşırı milliyetçilik ile suçlamalarının sebebi CHP’nin Kuzey Irak ve Kıbrıs politikasıydı.
CHP 2007 seçimlerini kaybedince Sosyalist Enternasyonal, AKP’ye üyelik teklif ediyordu.
Baykal, 2008’de Atina’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal’e gitmemişti.
Toplantı sonrası CHP’nin ihracı beklenirken, Enternasyonal bunu göze almamıştı.
Bu arada AKP Milletvekili Haluk Özdalga’nın, CHP’yi mektup yazarak Enternasyonal’e şikâyeti de basına düşmüştü!
Kim yerli, kim milli, kim milliyetçi gördünüz mü?
Aslında CHP bu duruşu ile milliyetçiliğin, etnisite olmadığını, tüm dünyaya göstermişti...
1. ve 2. Enternasyonal, emperyalizmin yanında durduğu için 3. Enternasyonal Bakü’de toplanma kararı almıştır.
O gün bugündür Avrupa solu, Türkiye dâhil Ortadoğu’daki antiemperyalist hareketlere karşı hep emperyalizmin yanında durmuştur...
Pandemi ile birlikte Avrupa’da hatta Türkiye’de “aşırı sağ, aşrı milliyetçi” diye bir kavram sıkça dillendirilmeye başladı.
Fransa’da, Hollanda’da, Almanya’da ve Avrupa’nın birçok yerindeki traktörlü çiftçi eylemlerini hatırlayınız.
Sağlık, ekonomi, mülteci politikalarını protesto edip greve giden Avrupalıları hatırlayınız.
Hepsini aşırı sağcılık ile suçladılar.
Şimdi aşırı sağcılık ile suçlanan AfD partisine gelelim.
AfD lideri Alice Weidel, Almanya’nın, ABD ve AB boyunduruğundan kurtulmalı vurgusu seçmenin gözünde önemli yer etmişti.
ABD’nin enerji politikalarını da eleştiren Weidel, Almanya’nın kendi kararlarını verebilmesini savunmuştu.
Mülteci karşıtlığı üzerine söylemleri de halk da karşılık buldu.
Dolayısıyla AfD’nin söylemleri de ABD emperyalizmine karşı bir net bir tavırdı ve başarıya ulaştı.
Sahi bugün sadece Suriyeliler başta olmak üzere getirilenler gönderilsin mi diye Türkiye’de bir oylama yapılsa yüzde kaç gönderilsin çıkar?
Yüzde 90’ın üzerinde çıkar...
Gönderilmesin diyenler de mültecileri getirenler ve vatandaşlık verilenlerdir!
Sonuç olarak bugün en tehlikeli devlet olan ABD’ye karşı tavır koyabilen insanlara ve siyasi hareketlere “milliyetçi” denir.
Yoksa tek bir etnik yapıya dayalı siyasi hareketlere milliyetçi denmez.
Bu bağlamda: CHP, İYİ Parti, Saadet, başta olmak üzere Yeni Yol Grubu, Zafer Partisi, Demokrat Parti ve “kararsızlar” gerçek milliyetçiler ve millicilerdir!